Güncelleme Tarihi:
Su sıralar "Asi" dizisinin sakin ve güzel Defne'si olarak izlediğimiz Selma Ergeç, canlandırdığı karakterin aksine aşktan bihaber yaşıyor! Yıldırım aşka tutulup nikah masasına oturan Defne'yi anlamakta güçlük çektiğini söyleyen Ergeç, "Bana aşkla ilgili bir şey sormayın, çünkü aşkı anlamıyorum, bilmiyorum, haberim bile yok" diyor.
- Üç sene tıp, ardından psikoloji ve sonra felsefe okumuş, sonunda da oyunculukta karar kılmışsınız. Nasıl oldu bu geçiş?
Bazen bilinçli olarak seçim yapmasanız da bilinçaltınız sizi bir şeylere yönlendiriyor sanırım. İstanbul'a geldiğimde bir dizi teklifi aldım ve hiç düşünmeden kararımı verdim. Normalde çok temkinli biri olmama rağmen o anda "evet" dedim. Böylece oyunculuğa başlamış oldum işte...
- Ya modellik?
Genç kızlık rüyası durumları; güzel elbiseler, podyum falan... Dergilere bakar, beğendiğim mankenlerin fotoğraflarını keser, odama asardım. Stilislikle uğraşıyordum zaten. Mankenlik de çok istediğim bir şeydi, ama buna çok uygun olmadığımı, standartın altında kaldığımı düşünüyordum. Derken Hakan Yıldırım defilesinde keşfedilme durumu oldu.
Konservatuvarda bir yaş sınırı vardı. Yaş sınırı 22'ydi ve ben o yaşı geçmiştim. Yani öyle bir şansım yoktu.
- Gerçi psikoloji okumanızın da oyunculuğunuza katkısı olmuştur...
O yüzden seçtim zaten psikoloji bölümünü... Felsefe ise benim şımarıklığımdı, kendime hediye olarak seçtim.
- Modelliğe devam ediyor musunuz bu arada?
Şu sıralar hayır... Hem diziden vakit kalmıyor, hem de uzun zamandır ilgimi çeken bir proje olmadı. Geçen sene arkadaşlarımın yaptığı, benim de içinde olmaktan keyif aldığım işler vardı. Oyunculuk ile modellik paralel gidiyordu. Ama modelliği bırakmış olmasam da bir süredir podyuma çıkmıyorum.
- Gelelim diziye... "Asi"nin çekimleri nasıl gidiyor, siz de birçok dizi oyuncusu gibi yüksek tempodan şikayetçi misiniz?
Tempo gerçekten çok yüksek. 5-6 gün içinde sinema filmi uzunluğunda, 90 sayfalık bir iş yapmaya çalışıyoruz. İmkansıza varan bir şey talep ediliyor bizlerden, dolayısıyla hiçbir set ne çok eğlenceli ne de çok verimlidir diye düşünüyorum. En iyisini oluşturabilmek için biraz daha fazla vakit ya da biraz daha az iş gerek.
- Dizi oyuncuları şartların ağırlığından şikayetçi...
Şartlar insani değil tabii ki... Ama insani şartları tanımlayacak sonra da koruyabilecek bir sendikamız ya da yasamız yok, organize de olamıyoruz. Öte yandan eminim ki bütün oyuncular çalışmaktan memnun. Çünkü çalışmak isteyip de çalışamayan pek çok oyuncu var...
- İlk projenizden "Asi"ye kadar geçen sürede oyunculuğunuza neler eklendi, neler farklılaştı?
Gelişen en büyük şey, artık Türkçe konuşabilmem... İlk projemde pek iyi konuşamıyordum, bu yüzden de benim rolüme hep seslendirme yapılıyordu. Artık daha aksansıza yakın Türkçe konuşuyorum. Bunun dışında da umarım bir şeyler gelişmiştir. Gelişme yoksa lütfen biri bana söylesin!
- Sizce "Asi"nin bu kadar sevilmesinin, konuşulmasının nedeni ne?
Üstten başlayalım; bütün bunları yapımcımız Tomris Giritlioğlu koordine ediyor. İmzasını attığı her projeyi sahiplenen bir yapımcı, her şeyle o ilgileniyor. Mesela projenin hikayesi iyidir ama görüntüsü kötüdür ya da ışık, renk veya oyuncu seçimi... Dizinin tutmasını tüm parçaların eksiksiz şekilde bir araya gelmesi sağlar. "Asi" işte bunu başardı. Diğer yandan konu da önemli... Etkileyici bir aşk öyküsünü yansıtıyoruz izleyiciye ve aşk her zaman insanların ilgisini
- Her dizinin bir mesajı vardır, peki "Asi"nin Türk halkına mesajı nedir?
Dizideki kadınlar her şeye rağmen çok güçlü... Defne bile en yumuşak ve uyumlu karakter olmasına rağmen güçlü... Kadın karakterlerin "Asi"de çok iyi işlendiğini düşünüyorum ve bu başlı başına bir mesaj bana kalırsa...
- Defne'de kendinizden bir şeyler buluyor musunuz?
Defne herkes kadar inatçı, ama herkesten daha duygusal ve daha kırılgan bir kadın... Kafası karışık. Bir de herkese inanmak istiyor. Gerçi bundan sonra yavaş yavaş değişimler olacak. Büyüyor artık Defne...
- Defne'nin öne çıkan özelliklerini siz de taşıyor musunuz?
Ben de sakinimdir ama içim sakin değil, sadece sakin durmaya çalışıyorum! Defne'yle benzer yanlarımız tabii ki var, sonuçta onu ben canlandırıyorum, benim mimiklerimle canlanıyor.
- Mimiklerinizle ilgili kısıtlamalar yapılıyor mu?
Zaman zaman oluyor. Yüzünü çirkinleştirecek bir hareket yapıyorsan, çok şükür ki biri gelip "Selma iğrenç görünüyorsun, bunu yapma" diyor. O anda doğru bir şey ifade edebilir o mimik, ama ekranda kötü gözüküyorsa değiştirilmeli.
- Kerim ve Defne evliliği son bölümlerde çok sorunlu... Nereye varacak bu işin sonu?
Ben de onu çok merak ediyorum, ama bilmiyorum. Tamamen adama bağlı... Defne yıldırım aşkına tutulup evlenmiş ve hâlâ o kadar saf ki... Evlilik iki karakter arasındaki farkları ortaya çıkarıyor işte... Kerim ve Defne de aslında çok zıt karakterler. Çalkantılar nereye varacak, evlilik nasıl devam edecek bilmiyorum.
- Gerçek hayatta, ailenize karşı gelmek pahasına çok fazla tanımadığınız bir adamla evlenir miydiniz?
O gerçekten çok zor... Gerçi bu Defne'den de beklenmeyecek bir davranış. Ailesine o kadar düşkün olan bir kızın, kendi ayaklarının üstünde durup da "Hayır, ben bunu istiyorum ve bunu yapacağım" diyebilmesi çok güzel... Ben ne yapardım bilmiyorum. Ailem bana karışmayacağı için bunu düşünmek zorunda da kalmazdım herhalde, ama muhtemelen onun yolundan giderdim.
- Yıldırım aşka inanıyor musunuz?
Bilmiyorum. Bana aşkla ilgili bir şey sormayın, çünkü aşkı anlamıyorum, bilmiyorum, haberim bile yok. Biri bir gün
- Hiç aşık olmadınız mı yani?
Hayır, o da değil... Ama tam olarak nerede başlar, nerede biter, nedir bilmiyorum. Bir şeye inanabilmek için onu tanımlamak gerekiyor ve ben aşkın tanımını yapamayanlardanım. Yıldırım aşkı hiç yaşamadım, başıma gelen bir şey olmadığı için de "Vardır herhalde öyle bir şey" deyip geçiyorum.
- Ya karşınıza çok hoşlandığınız bir adam çıktığında neler oluyor?
Birisini görürsün, "Çok hoş çocuk" falan dersin (gerçi biz bu yaştan sonra "çok hoş adam" diyoruz) o aşk mıdır, değil midir bilmem. Benim başıma gelmediği için bununla ilgili fikir yürütemiyorum açıkçası.
- Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Kadınlara, insanlara, hayvanlara, doğaya saygı gösterin, barış içinde yaşayın, saçmalamayın! Kendinize gelin... Mesajım bu...
Oyunculukta iddialı değilim
- Dizi izliyor musunuz?
Diziler çok uzun gerçekten, 90 dakika sürüyor. O nedenle izleyemiyorum.
- Peki kendi dizinizi?
O da set günümüze denk geliyor, dolayısıyla izlememiz mümkün olmuyor.
- Oyunculukta kendinizi hangi noktada görüyorsunuz?
Benim bir iddiam yok. Uğraşıyorum, çok çalışıyorum, oluyor ya da olmuyor bilmiyorum.