Oluşturulma Tarihi: Haziran 09, 2005 00:00
BENİ Başbakan’ın uçağına almıyorlar.Alsalar, dengine getirip Başbakan’ın koltuğunun arkasındaki aralıktan arada bir kafamı uzatıp söylerdim:‘Hayırlı uçuşlar...’‘.....!’*Uçmak her zaman önemlidir.17’nci yüzyılı anlatan bilim kitaplarında Hezarfen Ahmet Çelebi’nin yeterince uçamadığı yazılıdır. Tüm insanlar uçamazlar; ama ‘yeterince uçamadığı’ yazılı tek insan bir Türk’tür.Sarayın penceresinden bunu gören IV Murad ise Çelebi’nin uçtuğunu zannederek onu Cezayir’e sürmüştür.Başbakan’ın uçağında uçmak mı, uçmamak mı sorusu neredeyse medya tarihimize geçiyor.Uçanlar ile uçamayanlar...Başbakan’ın uçağında olsam, koltuğun aralığından kafamı uzatıp ‘söyleşi’ mahiyetinde hatırlatırdım:‘Uçuyoruz hayırlısıyla...’‘.....!’*Ayaklar yerden kesilmiş bir kere.Başbakan’ımızın ABD Başkanı Bush ile görüşmesi bir bayram şenliği havasında. İnsanın gözü havai fişekler arıyor.Görüşme vesilesiyle müjdeler yağıyor olsun.Sizce tuhaf değil mi:Kendi Cumhurbaşkanı’nı ‘Sen bu işlere karışma’ diye azarladı, ertesi gün gitti ABD Başkanı’na hesap veriyor, içini döküyor, yardım istiyor, gönlünü alıyor... ‘Durumu düzelttik, uyum ve birlikte çalışma ortamı sürüyor’ diyor.Kendi Cumhurbaşkanı Sezer’i, bir uyarı mektubundan dolayı yerden yere vurup ‘Sen bu işlere karışma’ demesinin ardından.Başbakan’ın uçağında olsaydım...Nasıl olup da böyle uçtuğunu yakından görerek, hatta kimi meslektaşlarım gibi birlikte uçarak...Arada bir kafamı aralıktan uzatarak:‘Havadayız maşallah...’‘.....!’Ama beni Başbakan’ın uçağına almıyorlar.
button