Beni neden Berlusconi’ye benzettiklerini biliyorum çünkü o da ben de çok eleştiriliyoruz

Güncelleme Tarihi:

Beni neden Berlusconi’ye benzettiklerini biliyorum çünkü o da ben de çok eleştiriliyoruz
Oluşturulma Tarihi: Mart 20, 2005 00:16

İtiraf edeyim, Melissa P’yi gördüğüm anda ‘Tüm dünyayı birbirine katan kız bu mu?’ diye düşündüm. Beş beden büyük gelen pantolonu, şaşkın bakışları, masum suratıyla bir kız çocuğuydu karşımdaki. Ama ne zaman röportaj başladı, işte o an içindeki kadını gördüm. Sigara yakınca kendini ele verdi. Melissa P. (20) seks deneyimlerini yazdığı kitabı 17 yaşında bitirdi.

Yani 17 yaşına kadar yaşadıkları koca bir kitabı doldurmaya yetmişti. Öğretmeniyle sevişti, okulunda grup seks yaptı, lezbiyen ilişki denedi. Solcu sevgilisi de, oldu en koyusundan Protestan’ı da. Bazı eleştirmenler ‘mastürbasyon kitabı’ diyerek aşağıladı, bazıları porno hikayelerin altında derin bir edebi yan olduğunu savundu. Melissa P. İstanbul’a yayıncısı ve sevgilisi Thomas Fazi (22) ile birlikte geldi.

n Bir pazarlama stratejisinin piyonu olduğunuz söyleniyor. Hiç kimse 15 yaşındaki bir genç kızın sizin yaşadıklarınızı yaşayacağına inanmıyor. Denemediğiniz fantezi kalmamış... Siz ve 22 yaşındaki yayıncı sevgiliniz bizimle dalga mı geçiyorsunuz?

- İnsanlar şeffaf olanları görmek, inanmak istemiyor nedense. Anlattıklarımın hepsi gerçek. Ama daha da önemlisi ben bu kitapta bir toplum manzarası aktarıyorum. Bu kitapta bir kızın kendini kaybetmesinin öyküsü var.

n Yüz Fırça Darbesi ne demek?

- Küçükken saçlarımı taramayı hiç sevmezdim. Annem de beni ikna etmek için ‘Prensesler yatmadan önce 100 kere saçlarını fırçalarlar’ derdi. Kitabı bir masal gibi kurguladığım için, prenseslere bir çağrışım yapmak istedim. Benim kitabım için çağdaş bir masal diyebiliriz.

n Kitapta birileriyle seviştikten sonra eve gelip saçlarınızı 100 kere fırçalıyorsunuz. Bu aynı zamanda bir arınma metodu mu?

- Hiç öyle düşünmedim. Sadece çocukluğumdaki saf günlere dönüşü simgelemesi açısından kullandım.

n Neden soyadınızı saklıyorsunuz?

- Kitabı yayınladığım zaman 17 yaşındaydım. Ve İtalyan yasalarına göre çocuk sayılıyordum. Ailem de soyadımı kullanmamı istemediği için zorunlu olarak P. dedik. Bundan sonraki kitaplarda da böyle devam edecek. Yazarın adından, soyadından çok kitapta ne yazdığının önemli olduğunu düşünüyorum.

n Kitabın bir yerinde ‘Yoksa ben dipsiz bir ambar mıyım gelen geçenin girdiği’ diyorsunuz ama tüm bunlara son vermek sizin elinizde olmasına rağmen engellemiyorsunuz. Sizi iten gücün adı neydi?

- Depresyon. Yeni anladım ama ben o günlerde depresyondaymışım. Mutsuzluğum o yüzdenmiş. Şimdi doktora gidiyorum. Ve bunları doktorum söyledi.

n Depresyonun nedeni neydi?

- Kapalı bir şehirde yaşıyor olmak.

BATAKTAN AŞK KURTARMADI

n Ben sayamadım siz bu kitapta kaç kişiyle sevişiyorsunuz?

- Ben de saymadım.

n Beraber olduğunuz erkeklerin ortak bir özelliği var mı?

- Onlar dışardan baktığımda çok iyilerdi. İlişkiye girdiğimde öteki yüzlerini gördüm. Galiba mutlu bir ilişki için karşınızdakinin iyi ve kötü yüzünü dengelemeyi bilmesi gerekiyor.

n Kitabın sonunda aradığınız aşkı buluyorsunuz? Bu aşk hálá devam ediyor mu?

- Kitabın sonu kurmacaydı. Beni girdiğim bataktan aşk kurtarmadı. Ben kendi kendimi kurtardım. Zaten olması gereken de buydu. Ama doğru adamı buldun mu derseniz. Evet Thomas’a aşığım.

n Thomas bu kitabın yayıncısı... Tüm cinsel deneyimlerinizi bildiği yetmiyormuş gibi milyonların öğrenmesine de aracı oluyor? Sizi hiç kıskanmıyor mu?

- Kıskanmıyor. Çünkü o zeki bir insan.

- Thomas: Melissa çok dürüst bir insan. Bana karşı her zaman açık davrandı. Eğer geçmişini bilmeseydim onu kıskana-bilirdim. Şimdi hiç kıskanmıyorum.

YAZMAYA 4 YAŞINDA BAŞLADI

Sicilya Adası’nda Katanya kendinde doğdu. Dört yaşında yazı yazmaya başladı. Dokuz yaşında ‘Meleklerin Uçuşu’ isimli bir roman yazdı. 12 yaşındayken Nazizmi anlatan yazısı ile Newspaper Game yarışmasında ikincilik kazandı. Okulu bıraktı. Özel dersler alarak eğitimini sürdürüyor. ‘Max’ benzeri dergilerde yazılar yazıyor. Yatmadan Önce 100 Fırça Darbesi’ni yazmaya 16 yaşında başladı, 17 yaşında bitirdi. Kitapta 15 yaşında yaşamaya başladığı seks hayatını en ince detayına kadar anlatıyor. Kitap İtalya’da 1 milyon adet satarak Susanna Tamaro’nun rekoruna ulaştı. 40 ülkede satış rekorları kırdı. Film hakları Francesca Neri tarafından satın alındı. Türkiye’de Şubat 2005’te Okuyan Us yayınevinden piyasaya çıkan kitap, ilk beş günde 25 bin adet sattı.

SEKSTE GELENEKSEL OLANDAN YANAYIM

Ben cinsel yaşam anlamında çok gelenekselciyim. Olabildiğince doğal ilişkilerden yanayım. Evet Marquis de Sade’yi beğenirim.

Ama cinsel anlamda değil. Hayata bakış anlamında. Ben gerçek yaşamda kendimi ezdirmeyi seviyorum.

KATANYA ÜNİVERSİTESİ’NDE LİNÇ EDİLİYORDUM

n Nasıl bir ailede büyüdünüz?

- Annem beni doğurduğunda 20 yaşındaydı. Aslında kendisi çocuktu. Oyun oynatmak yerine bana yazı yazmayı öğretti. Çok yaramaz olduğum için beni kalem ve defterlerle oyalardı.

n Kitabın bir yerinde annem evde çıplak dolaşırdı diyorsunuz. Neden?

- Annemin saplantıları, korkuları, utançları yoktu. Babam öyle değildi, elini yıkarken bile banyonun kapısını kapatırdı. Ben çocukken çıplaklığı çok doğal algıladım.

n Anneniz bu kitap basıldıktan sonra da yanınızda oldu mu?

- Annem kitabı okuduktan sonra bana kızmadı. Bunları yaşadığım için ruhumun çok kötü zedelendiğini düşündü ve benim için üzüldü. Annem ve babam kitabın yayınlanmasına razı olmadılar. Çünkü birilerinin beni rahatsız edeceğini düşünüyorlardı.

n Aileniz ‘Biz nerede yanlış yaptık’ diye düşündü mü? Kendilerini suçlu hissettiler mi?

- Hissetmediler. Annem ‘Neden benimle bunları paylaşmadın’ diyerek kızdı bana.

n Bu kitabı yazmaya başladığınız ilk günden beri bastırmayı kafanıza koymuş muydunuz?

- Yazmaya 16 yaşında başladım. Bir ayda kitabı bitirdim. Doğruca Fazi Yayınevi’ne götürdüm. Bana kitabın kurgusunun biraz değişmesi gerektiğini söylediler. Kitabın üzerinde bir yıl çalıştım. Ama ilk cümleyi yazdığım günden beri aklımda hep yayınlatmak vardı.

n Kitap basıldıktan sonra sizi linç etmek istediler mi? Yakın çevreniz nasıl tepki verdi?

- Ben Sicilyalıyım. Katanya’da yaşıyordum. Kitap basıldıktan kısa süre sonra Katanya Üniversitesi’de bir toplantıya katıldım. İşte orada az kalsın linç ediliyordum. Önce ıslıkla başladılar, sonra bağırdılar. İşi küfür ve hakarete kadar vardırdılar. Yaşadığım en kötü deneyim oydu.

n Kardeşiniz okulda taciz edilmiş.

- Bazı insanlar ‘Senin yüzünden böyle oldu’ dediler ama ben Katanyalıları tanıdığım için kendimi suçlamadım. Katanyalılar çok dindardır, tutucudur, ikiyüzlüdürler...

ÇOK KAZANDIK

Kitap 40’ın üstünde ülkede satılıyor. Yayınevim neredeyse bana çalışıyor. Çok kazandık. Ama yaşam biçimlerimizi değiştirmedik. Hálá 40 metrekarelik bir evde oturuyoruz. Thomas, hálá yırtık tişörtle geziyor. İstanbul havaalanına indiğimde gazeteciler beni tanımakta güçlük çektiler. Melissa P.’yi daha gösterişli bir kadın zannediyorlardı herhalde. Oysa biz daha çok hippiye benziyoruz.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!