Beni kel ve göbekli bir adam sanıyorlar

Güncelleme Tarihi:

Beni kel ve göbekli bir adam sanıyorlar
Oluşturulma Tarihi: Kasım 25, 2011 01:00

Raşit Bağzıbağlı, genç ve yetenekli bir tasarımcı. Haute couture kıyafetlerini Paris Hilton’un da üzerinde görmek mümkün, Hande Yener ya da Hülya Avşar’ın da... Bağzıbağlı, sektörde sessiz ve derinden ilerlemeye devam ediyor.

Haberin Devamı

* New York’ta “Modanın Yüzü” ödülünü aldığınızı duydum. Nasıl gelişti bu Amerika macerası?          

- Bir moda bloğuna röportaj vermiştim. O vasıtayla New York Fashion Week’in marketing departmanı bana ulaştı. “Face of Fashion” adlı bir yarışma düzenlediklerini, bu organizasyon sayesinde genç tasarımcıları satın almacılarla buluşturduklarını dile getirip beni New York’a davet ettiler.

* Ve siz orada bir defile düzenlediniz...

- Evet, zaten öncelikli amaç ödül değil defileydi. Altı parça hazır giyim, beş parça da haute couture’den oluşan bir defile hazırladım. Saks Fifth Avenue, Macy’s gibi ünlü alışveriş zincirlerinin satın almacılarıyla buluştum, iyi kontaklar kurdum. Sonuçlar açıklanıp, onca tasarımcı arasından birinci seçildiğimi öğrendiğimde çok duygulandım. ınanılmaz bir histi. Koleksiyonumun New York’ta da beğenilmesi beni inanılmaz motive etti.

CESUR KADINLARI HEDEFLİYORUM

* Yeni sezon koleksiyonunda son derece cesur parçalar var. Müşteriler bu kıyafetleri ilk gördüklerinde ne tepki veriyor?

- Hazır giyim koleksiyonum da sade ama iddialıdır. Fakat haute couture koleksiyonumun tamamı transparan. Müşterilerim tarafından çok beğenilse de çoğu “Bu şekilde giyemem” diyor. Bende transparan ürünlerin astarlanıp ölçüye göre dikilebilebileceğini anlatıyorum. Ondan sonra siparişler geliyor.

* Bu yıl B-Rushh adlı hazır giyim markanız ve haute couture koleksiyonunuz müşteriye neler vaat ediyor?

- Bu, B-Rushh’ın ikinci koleksiyonu. ılk koleksiyonumu bir ara çok hoşlandığım vamp bir kızdan esinlenerek tasarlamıştım. Koleksiyonumu doğru ifade etmek ve belirlediğim hedef kitlesine ulaşmak için de geçen yaz Hande Yener’le çalıştım. Çok iyi bir sonuç aldım. Bu kez daha feminen ve vamp bir kadın vardı aklımda. Koleksiyon kendine güvenen ve fit kadınlara hitap ediyor. Bir yere girdiklerinde kendine baktıran cesur bir kadın hedefledim. Haute couture’de ise belirli bir temam olmadı. Sadece her şeyin şeffaf, işçilikli ve çok zengin görünmesini istedim.

AYNI KIYAFETTEN İKİ TANE YAPMAM

* Haute couture’e dönersek. ıki müşteriniz de aynı kıyafeti beğendi ve aynı davete gideceklerini biliyorsunuz. Ne yaparsınız?

- ısim vermesem de daha önce başka birinin o kıyafeti seçtiğini söylüyorum. Ufak değişiklikler bile istese kabul etmiyorum, çünkü sonuçta diğer elbiseyi andıracaktır. Hemen farklı bir tasarım yapıyorum ve müşterimin memnuniyetini garantiliyorum.

* Koleksiyonu hazırlarken ünlüleri düşünüyor musunuz hiç?

- Oluyor tabii. Bu tasarımı Nurgül Yeşilçay, bunu Başak Sayan, bunu Tülin şahin giyer diyorum mesela... Onları bir şekilde tanıdığım için nelerden hoşlandıklarını biliyorum.

* 26 yaşındasınız. Sizi ilk kez görenler ne diyor?

- Hiç tanımayıp sadece ismimi duyanlar, “Raşit Bey siz misiniz? Ne kadar genç ve yakışıklısınız” diyorlar. Genelde kel ve göbekli birini görmeyi bekliyorlar çünkü... ılk başlarda “Bu işi yapmak için fazla genç değil misin, insanlar sana güvenecekler mi?” diyorlardı ama artık taşlar yerine oturdu.

STAJYERLER YAN GELİP YATIYOR

* Elie Saab’ın yanında çalışmıştınız. Sizin yetiştirdiğiniz birileri var mı?

- Türkiye’de stajyerlik kötüye kullanılıyor. Yan gelip yatıp saatin geçmesini bekliyorlar. Ben öyle değildim hiç. Genelleyemeyiz belki ama biri bana geldiğinde, maaşı neyse veririm, işini yapsın isterim. Yetenekliyse direkt gelip işe başlasın yani...

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!