Beni gerçek başkomiser sanıyorlar

Güncelleme Tarihi:

Beni gerçek başkomiser sanıyorlar
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 16, 2010 00:00

Kanal D'nin yeni dizisi "Kanıt"ta Başkomiser Orhan'ı canlandıran Engin Benli, gördüğü ilgiden dolayı şaşkın...

Haberin Devamı

Rolün bu kadar ses getireceğini düşünmediğini, kendisini gerçek başkomiser sananların bile çıktığını anlatan usta tiyatrocu, 40 yaşından sonra gelen şöhret için "Hayatımı değiştireceğini sanmam. Hâlâ Kocaeli’de oturmaya devam ediyorum" diyor.

"Kanıt" ile bir anda yıldızınız parladı. Nereden geldiniz, nereye gidiyorsunuz diye sorsam öncelikle...
- 1970-İzmir doğumluyum. Endüstri meslek lisesinde torna tesviye bölümünde okudum. Resim, müzik ve tiyatroyu çok seviyordum ama diğer derslerim zayıftı. Önceleri okulda taklitler yapıyordum, gittikçe taklidini yaptığım kişilerin sayısı artmaya başladı. Ama o zamanlar bir tiyatro okulu olduğundan haberim bile yoktu. Hayatımı annem değiştirdi.
Nasıl?
- Annemin televizyonda İzmir Devlet Tiyatrosu Müdürünü görmesi ve onunla ne yapıp edip görüşmesi sonucunda konservatuvara girdim.
Hangi konservatuvarda okudunuz?
- Sınavlara İzmir’de hazırlandım ve kazanıp Eskişehir’e gittim. Muhteşem bir yerdi.
Ya sonra?
- Okul bitince Bursa Devlet Tiyatrosu’nda bir sene konuk oyuncu olarak yer aldım. Ardından Ankara... Derken 1997’de Kocaeli Şehir Tiyatrosu kuruldu. O zamandan beri de oradayım.
AY SONUNU
BEKLEMEK KÖTÜ ŞEY

Kocaeli Şehir Tiyatrosu’ndan birçok ünlü isim çıktı bildiğim kadarıyla. Siz neden orada kalmayı seçtiniz?
- Zamanında çok teklif geldi ama ben biraz idealisttim. Bir de orada kalmasam öyle başarılı bir ekiple onlarca oyunda rol alamazdım.
Ama bu biraz da yerinde saymak gibi olmuyor mu, insanda moral bozukluğu yaratmıyor mu?
- Yaratıyor elbette... Ne zaman ki evlendim, çocuğum oldu, o zaman daha iyi bir yaşam standardı gerektiğini anladım. Ay sonunu beklemek kötü şey.
Eşiniz de mi tiyatrocu?
- Eşim de tiyatrocu ve çok güzel bir kadın. Huyu huyuma, suyu suyuma... Bir de oğlumuz var, 16 aylık oldu. Adı Engin Rüzgar...
Kendi adınızı mı verdiniz oğlunuza?
- Megalomanlık sanmayın ama karım beni çok seviyor, oğlumuzun ismini de o koydu.
"Kanıt"taki Başkomiser Orhan, sizin televizyondaki ilk başrolünüz değil mi?
- Evet... Oyuncu Bankası’nın sahibi Öznur (Kula) ile başka bir proje için görüşmüştük aslında ama o olmadı, kısmet "Kanıt"aymış.
Dizi biraz CSI’vari değil mi?
- Biraz öyle.
"SENİN AMİR OLMAN
GEREK" DEDİLER

Neden Komiser Orhan’ın bir karakter analizi yok?
- Daha çok belgesel drama türünde bir dizi bu çünkü... Orhan’ın hayatına girersek olay başka bir yere döner. Aslında bizim yaptığımız hiçbir suçun gizlenemeyeceğini, hangi cezaya ne kadar ceza verileceğini insanlara anlatmak, bir nevi caydırıcı olmak.
Bu arada yıllarca Başkomiser Orhan olarak akıllarda kalacağınızın farkında mısınız?
- Ne yazık ki ekranda nasıl görünürseniz öyle tanınıyorsunuz. Bu yüzden sürekli gergin oluyorsunuz. Mesela geçenlerde karım ve çocuğumla yemek yiyeceğiz, arabayı park ettik, arkamızdaki araç da kötü park etti. "Arkadaşım bir düzeltebilir misin?" dedim, “Pardon başkomserim” diye geri çekti arabasını.
Daha önce ekrana çıkmamış olmanız rolün inandırıcılığını artırıyor mu dersiniz?
- İnsanlar gerçekten başkomiser olup olmadığımı soruyor. Hatta bir polis arkadaşımız “Galiba aynı jenerasyondanız, artık senin amir olman lazım” dedi.
40 yaşında ünlü olmaya hazır mısınız peki?
- Hazırım. Zaten hayatımın çok da değişeceğini düşünmüyorum. Hâlâ Kocaeli’de oturuyorum. Gece hayatını seven bir adamım ama ailem olduğu için dikkat etmem gerekiyor. Aileme, çocuğuma ve beni sevenlere zarar gelsin istemem.

BU DİZİ SAYESİNDE SORGULAMA TEKNİĞİNİ ÖĞRENDİM
Rol konusunda ön çalışma yaptınız mı?
- Sevil Atasoy ve kızı Selin Hanım sürekli bizi bilgilendiriyor. Sette emekli başkomiser Ufuk abimiz var, o da bize yöntem ve bakış açısını anlatıyor. Sorgulama, silah tutma, eve nasıl girilir, telsizle nasıl konuşulur; hepsini önceden çalıştık. Sonuçta görüntülerin gerçekçi olması lazım.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!