Güncelleme Tarihi:
Bir editör ve star, yanı sıra iki Bebekli olarak Gülşen’le birbirimizi uzun zamandır tanıyoruz. Bir pazar günü Bebek-Kuruçeşme hattında birlikte yürüyüşe çıktık. ‘Kayıt’ düğmesine o zaman bastım. Tempolu yürüyüşle başlayan ve sonrasında saatlerce gömüldüğümüz puf koltuklarda devam eden bu röportaj Gülşen’le aranızdaki mesafeyi azaltacak…
Albümün ilk hiti ‘Yatcaz Kalkcaz Ordayım’ çok hiperaktif!
- Bu şarkıyı dinleyen ve klibi izleyen aslında benimle ilgili çok fikir sahibi olabilir. Çocuksu bir yanı var. Daha doğrusu çocuksu bir hayal gücü var. Engel tanımaz, her şeyi yapabileceğine inanan biri var içinde. Murad Küçük de tam öyle, muzır bir klip çekti.
Ozan Çolakoğlu’yla siz stüdyonun demirbaşı gibisiniz. Okuma odasına girip çıkan müzisyenler, toplantıya gelenler değişiyor ama cevizler-bademler, filtre kahveler ve siz hep sabitsiniz... Nasıl bir boyuta geçti Ozan Çolakoğlu ile ilişkiniz? Telapatiyle anlaşmaya başladınız mı?
- Hakikaten hep ordayız. Zaten hayatımda stüdyo, sahne, spor dışında pek bir şey yok galiba. Doğrudur, telepatiyle anlaşıyor olabiliriz Ozan’la. Konuşmamıza gerek yok. Kalkan bir kaş, gerilen omuz yeter. Çok iyi bir kimyamız var; harika şeyler üretiyoruz. Hep devam etsin…
AJDA PEKKAN’A ŞARKI YAPIYORUM
3 yıldır görüyorum ki kendi şarkılarınızın yanı sıra birçok hit sizin. Şarkı ve söz yazarı olarak da en parlak döneminiz. Var mı yeni gelişmeler?
- Ben müzik için doğdum. Müziğimle insanların hayatını değiştirmek için varım.
Peter Pan gibi konuştunuz…
- Müziğimle birilerine ilham verdiğime, bir şeyler kattığıma, çok şeyi değiştireceğime inanıyorum. Dinleyene de, benimle aynı işi yapan arkadaşlarıma da. Benden şarkı isteyen birçok arkadaşım oluyor; bazılarıyla öyle bir noktada buluşuyoruz ki, ben senin için nefis bir şey yapacağım diyorum. O an hissediyorum ve başlıyorum.
Terzi işi, kişiye özel dikiyorsunuz yani...
- Evet. Mesela bu konuşmayı Murat Dalkılıç’la yaptığımı hatırlıyorum. “Öyle bir şey yapacağım ki, bambaşka bir şey olacak” dedim. O andan itibaren hayatım Murat oldu. Aşk gibi, sevgili gibi. Yatarken, kalkarken, yemek yerken, film izlerken. Öyle çıktı ‘Bir Güzellik Yapsana’. Bence bir kıyafet birinin üzerine o zaman tam oluyor. Hadise’de de Bülent Ersoy’da da böyle oldu
Başka kime şarkı yapacaksınız?
- Hep derler ya sürprizler var diye; sonra bir şey çıkmaz. Bir kısmını söyleyemem şu an ama Ajda Pekkan’ı tutamayacağım sanırım! Ona bir şarkı yapıyorum, çok çok heyecanlıyım.
İÇMEDEN DAĞITABİLİRİM, GENLERİMDE VAR
Yazı en güçlü yanınız mı? Mesela telefonla mesajlaşmayı mı tercih edersiniz, konuşmayı mı?
- Telefonda konuşmaktansa mesajı tercih ederim. Evet, kuvvetli tarafım yazmak.
Kavgalarınızı, barışmalarınızı mesajla mı yaparsınız?
- Kavgalarımı değil. Kavgalarımda çok konuşurum. Yani benim için değerliyse kavgasını veririm. Gözden düşmüş bir şeyin kavgasını vermem. Etkisiz elemana dönüştürürüm.
Yakışıklı mı, komik biri mi tavlar sizi?
- Zengin iç dünyasını zekâsıyla birleştiren bir adam. Komik olan yani.
Kariyerinize çok ciddi maddi ve manevi yatırım yapıyorsunuz...
- Bu benim işim. Her şey bir bütün, hepsi iyi olmalı. “Sesim güzel kötü giyinsem ne olur; söz yazıyorum, boş ver fiziğimi” diyemem. Manevi olarak da yatırım yapıyorum. Güzel bir kalp, çalıştığım insanlarda aradığım ilk özellik. Tasarımcı Zeynep Tosun, fotoğrafçı Emre Ünal, moda editörü Mahizer Aytaş, yardımcılarım Beste ve Musa, menajerlerim. Hayatımdaki herkesin hayran olduğum yanları var. İnsanların gözünün içine bakıyorum ki besleneyim. Hiç yaşayamayacağım hayatları ayna tutuyormuş gibi onlardan görüyorum. Bakacağım ki göreceğim, göreceğim ki yazacağım. Ne yazıyorsam oyum.
Sahnede, kliplerinizde sağlam dans eden, seksi bir kadınsınız. Birlikte bir partiye gitsek şimdi, ne yaparsınız?
- Bir kenarda insanları gözetleyen kişi de olurum, barın tepesinde dans eden de. Günüme, ruh halime bağlı.
İçip dağıtır mısınız?
- İçki içmiyorum. İçmeden dağıtabilirim, genlerimde var.
Sizi çok iyi anlatan bir şarkıyı dövme yaptırmak istediğinizi duydum...
- Evet, bir karar versem yaptıracağım.
Kendi yazdığınız bir şarkıyı yaptırır mıydınız?
- Yok. Çok tuhaf bir şey o, utanırım. Kendi fotoğrafını büyütüp duvara asmak gibi.
Bir besteci olarak Gülşen
Albüm 21 Şubat’ta DMC etiketiyle yayımlandı. Prodüksiyon ve düzenlemeleri Ozan Çolakoğlu’na ait. Tüm şarkıların söz ve müziğinde Gülşen’in imzası var. Albümü 3 yıl aradan sonra geldi ama o, bu süre içinde bir yandan sessiz sedasız kendi için çalışırken, bir yandan söz ve müzik yazarı olarak Murat Dalkılıç – Bir Güzellik Yapsana, Hadise – Superman, Ozan Çolakoğlu albümündeki Seyredursun Aşk gibi hit’ler çıkardı.
Kontrol edilemez bir kontrol manyağıyım!
Sırf kendinizin değil, etrafınızdakilerin de yemesini içmesini kontrol ediyorsunuz sürekli. Hayat size zor değil mi?
- Kontrol edilemez bir kontrol manyağıyım! Albümün adını bir ara ‘Beni Durdursan mı?’ değil, ‘Beni Durdursam mı?’ yapacaktım. Elimde değil, tutamıyorum kendimi. Endişeyle gelen, git gide büyüyen bir şey.
Biraz önce waffle’cıdaki adamın elinden alıp waffle’ı atacaktınız çöpe…
- E sanki çok ihtiyacı varmış gibi indiriyordu koca waffle’ı mideye! Bir gün dışarıda yemek yerken masaya salata geldi. Direkt elim salatanın içinde. Abuk sabuk bir sos var mı kontrol ediyorum. Şef “Yok” diyor, ben “Var, var” diyorum. Yenisini getiriyor, yine elim içinde. En sonunda salata malzemeleriyle gelip yanımda doğradı. Ben de böyle mutluyum, ne yapayım!
Albüm süresince çok kapandınız. Şimdi atacak mısınız kendinizi sokaklara?
- Yaşam koçum Şeyda Coşkun ile yaptığım açık havada yürüyüşler sayesinde Bebek’te oturduğumu anladım. Sokaktayım yani. Bebek Kahve’de Gülşen mönüleri var. Yağsız beyaz omlet ya da çilek ve böğürtlen üstü yulaf ezmesi… “Gülşen mönüsü” deyince getiriyorlar…