Ayten SERİN
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 19, 2007 00:00
Pazartesi günü başlayacak Sony Ericsson WTA İstanbul Cup’a, ünlü Rus tenisçi Yelena Dementieva da katılıyor. Geçen hafta WTA Roma Turnuvası’nda oynarken sorularımızı yanıtlayan Dementieva (25) şu anda dünya sıralamasında 13’üncü. Bugüne kadar sadece turnuvalardan kazandığı para ödülü ise 7 milyon 973 bin dolar. Annesiyle birlikte seyahat eden Rus tenisçi İstanbul’a daha önce üç kez gelmiş, bu kez şehri gezebilmeyi de umuyor.
Anne babanız tenisi seviyordu, elinizden tutup sizi bir kulübe götürdüler, tenise böyle başladınız...
- Annem ve babam tenisi çok sevdiği için benim ve ağabeyimin tenis oynamamızı istiyorlardı. Daha ilk günden itibaren tenisten çok hoşlandım. Önce küçük turnuvalarda başarılı olmaya başladım. 18 yaşıma geldiğimde bunun işim olacağını anlamıştım.
Tenis özellikle bir kadın sporu olarak çok popüler. Sizce neden?
- Tenis sporunda birçok büyük isim var. Spor olarak da çok ilgi çekici. Ayrıca birçok güzel kız üst düzey tenis oynuyor ve hepsinin çok fazla hayranı var. Bence, önlerinde çok iyi örnekler bulunması yeni başlayanların da kendine güvenmesine neden oluyor.
Rusya nasıl oluyor da bu kadar başarılı oyuncular yetiştiriyor. Bu, işinizi zorlaştırıyor mu?
- Elbette, çünkü her zaman en iyisi olmak istiyorsunuz. Rekabet bizi daha da çok çalışmaya ve en iyi oyunumuzu sergilemeye itiyor. Başarı bir gecede gelmiyor. Başarılı tenisçiler iyi oyuncu olmak ve finalde oynamak için yıllarca sıkı çalışıyorlar ve yaptıklarında çok ısrarlılar.
Sizi kortta en çok ne motive ediyor?
- Benim amacım sadece bir numaraya yükselmek. Bazen annemi memnun etmek için de oynuyorum. Çünkü oynamamı ve kazanmamı çok istiyor ve beni çok düşünüyor. Bazen izleyiciler, bazen kendim için oynuyorum, birçok değişik sebebim var. Tek ortak nokta var: Her zaman kortta olmalı ve oynamalısınız.
Başarılı birçok tenisçi genelde 30 yaşına doğru tenisi bırakıyor. Kendinizi önümüzdeki beş yıl içinde nerede görüyorsunuz?
- Oynayabildiğim kadar oynayacağım. Birinci olmayı başarabileceğime inanıyorum ve bu beni motive ediyor. Bunun ne kadar zaman alacağı fark etmez. Rekabet yüksek, hem kendi oyunumu ilerletmeye hem de amacımı gerçekleştirmeye çalışıyorum.
İsviçreli Martina Hingis’i çok beğeniyorsunuz, peki bir idolünüz var mı?
- Açıkçası bir idolüm yok. Hingis’in oyununu çok akıllıca buluyorum. Onu izlemek bile çok şey öğrenmeme yarıyor. Çok zeki. Williams kardeşler ve Lindsay Davenport gibi fizik olarak çok güçlü rakiplerle baş edebiliyor. Küçükken Monica Seles ve Steffi Graf’ı izlemekten hoşlanırdım ama asla onlardan biri gibi olmayı hedeflemedim. Her zaman kendi stilim için çalıştım, kimseyi taklit etmedim.
Şu anda 25 yaşındasınız ve dünya sıralamasında ilk 10’daki kadın tenisçilerin çoğu 20 yaşın altında. Onlarla mücadele etmekte zorlanıyor musunuz?
- Benden genç oyunculara karşı oynamak şu anda benim için büyük bir meydan okuma. Ancak bu yolla oyunumu geliştirip daha iyi bir oyuncu olabilirim.
RUS KLASİKLERİ OKUYORUM
Hayatınız yalnızca tenisten mi ibaret?- Tenis kariyeri çok kısa bir kariyer, o yüzden şu anda buna odaklanmak istiyorum. Fazla boş vaktim yok. Üniversitede spor yönetimi bölümüne başladım ama ikisini birden yürütmek çok zordu, üniversiteyi sonraya bıraktım.
Tenisten sonra en sevdiğiniz spor ne? Başka hobileriniz yok mu?
- Futbol oynamayı seviyorum, kayak ve snowboard yapmayı da... Tam bir aile insanıyım. Ne zaman vakit bulsam, ailemleyim. Zaten çok seyahat ediyorum. Bu nedenle Moskova’ya her gittiğimde bir günüm bile olsa onlarla görüşüyorum. Zaten genellikle annemle seyahat ediyorum. Annem, tüm ailem beni çok destekliyor. Bunun dışında Rus klasiklerini okumayı seviyorum.
Tenisçi olmasanız ne yapıyor olurdunuz?
- Söylemesi zor. Büyükannem ve amcam doktor. Benim de doktor olmamı istiyorlardı. Gerçekten de doktor olabilirdim ama tüm hayatım sporla geçti ve tenisçi oldum. Kendimi son derece şanslı hissediyorum çünkü hayatımdan memnunum, bu benim için çok güzel bir macera. Tüm dünyada seyahat edip sevdiğim işi yapıyorum. Hiçbir pişmanlığım yok. Çok iyi okul arkadaşlarım var, bugün hepimizin farklı meslekleri var. Vakit buldukça onlarla da görüşüyorum.
Bir diğer Rus tenisçi Anastasya Miskina da yakın arkadaşınız ve ona karşı oynamak zorunda kalıyorsunuz. Bu nasıl bir his?
- Tenise aynı grupta oynayarak başladık ve birbirimizi çok iyi tanıyoruz. Karşınızdakini tanıyorsanız, konsantre olmak çok daha zor ama sonuçta bu spor.
Nasıl bir kişiliğiniz var?
- Hayatımda yeterince hırs olduğunu düşünüyorum. Bu da oyununuzu geliştirmenizi sağlıyor. Ama aslında sakin ve çekingen bir insanım. Aslında bu soruyu anneme ve yakınlarıma sormalısınız.
ÇEKİMLERDE MAKYAJ YAPARIM
Sporcu kadınlar her zaman spor kıyafetler içinde. Hiç gece kıyafeti giymek, makyaj yapmak, daha feminen görünmek istemiyor musunuz?
- Normalde makyaj yapmıyorum. Ama özel fotoğraf çekimleri için yapmak gerekiyor. Bir gece kıyafeti giymek farklı hissettiriyor. Aslında her zaman iyi görünmek için zaman bulabilirim ama vaktimin çoğunu kortlarda geçirmeyi tercih ediyorum.
Birçok tenis oyuncusu güzelliğiyle gündeme geliyor, vücutları çok güzel. Güzel görünmek isteyen sıradan kadınlar için de tenis ideal spor mudur?
- Güzel olmaları başarılı olacakları anlamına gelmiyor (gülüyor). Evet, kadınlara tenisi tavsiye ederim, ama profesyonel tenisi değil. Çünkü bu çok zor, tüm zaman ve enerjinizi alıyor.
Selülitten kurtulmak için iyi bir yol sanırım?
- Kesinlikle.
BU YILIN SÜRPRİZİ ŞARAPOVAİstanbul Cup 2007’nin en ünlü ismi Rus Maria Şarapova (19) olacak. 2005’in Wimbledon ve 2006’nın ABD Açık şampiyonu Rus yıldız halen dünya sıralamasında üçüncü durumda.
İstanbul Cup’ın diğer iki yıldızı Rus Yelena Dementieva ile ABD’li Venus Williams olacak. 2004’te iki kez Grand Slam turnuvası finali oynayan Dementieva turnuvanın bir numaralı oyuncusu. Dünya sıralamasında 16. sıradaki Williams’ın yanı sıra Alman Anna-Iean Groenefeld, İsviçreli Patty Schnyder, Ukraynalı Alona Bondarenko, Hintli Sania Mirza ve Fransız Aravane Rezai İstanbul Cup’taki diğer iddialı isimler. Bir
son dakika değişikliği olmazsa dünyanın en iyi 100 kadın tenisçisinin 21’i İstanbul’da raket sallayacak.
İSTANBUL CUP 3. YILINDAİstanbul Cup bayanlar tenis turnuvası ilk kez 2005’te oynandı. İstanbul Cup, Kadın Tenisçiler Birliği WTA’nın turnuvalar klasmanında üçüncü seviyede yer alıyor. Toplam 200 bin dolar (270 bin YTL) ödüllü turnuva toprak kortta oynanıyor ve sezonun ikinci Grand Slam turnuvası Fransa Açık öncesinde dünyanın önde gelen tenisçileri için son bir sınav niteliği taşıyor. 2005’teki ilk turnuvayı seri başı ABD’li Venus Williams, finalde Çek Nicole Vaidisova’yı yenerek kazandı. Turnuva öncesi Boğaz Köprüsü’nde Türk tenisçi İpek Şenoğlu’yla bir gösteri maçı yapan Williams’ın görüntüleri dünya televizyonlarında sık sık yayınlandı. Geçen yıl ise İsrailli Şahar Peer, finalde 1 numaralı seri başı Rus Anastasya Miskina’yı 6-0 ve 6-2’lik setlerle yenerek şampiyon oldu.