Güncelleme Tarihi:
Kartvizitinizde meslek olarak ne yazıyor?
- Kartvizitim yok ki!
Ya olsaydı? Jüri üyesi yazar mıydı?
- Aslında “Ne meslek yapıyorsunuz” diye sorduklarında ne demem gerektiğini bilmiyorum. Ama şunu söyleyebilirim, “Türkiye’de benden daha iyi bir jüri üyesi yok!” Sıradan gözüken bu işi popüler hale getirdim.
Peki nedir sizin farkınız?
- Emek harcıyorum. Sadece oturup yayın günleri olanı biteni eleştirmiyorum. Bir hafta boyunca çalışıyor, hazırlık yapıyorum. Yerel gazeteleri bile takip ediyorum. Yerel gazetelerden ilginç şeyler çıkıyor.
Yani insanları bir dedektif gibi araştırıyorsunuz...
- Mesela yarışmacılardan Ramazan var. O daha önce bir albüm çıkarmış. Bunu söylememişti. Ben sorunca söyledi. Bunlar çok ciddi araştırmalar değil ama onu doğru zamanda kullanmak gerekiyor.
TÜRBANLA POPSTAR OLUNMAZ
Türbanlı yarışmacı Çiğdem’le ilgili de birtakım eleştirileriniz oldu...
- Benim savunduğum şey şu; türbanla şarkı söylenebilir ama türbanla popstar olunmaz. 1.20 boyunuz varsa da basketçi olamazsınız. Her şeyi olabilmenin bir şartı var. Gerçi bunu yine toplum belirler ama şu an Türkiye’de türbanlı birinin popstar olamayacağını düşünüyorum.
Peki eleştirilerinizin Çiğdem’e yarayacağı ihtimalini düşünmüyor musunuz?
- Olabilir. Ama şu anda öyle gözükmüyor. Popstar olabilmek, iyi şarkı söylemekle alakalı bir şey değil. Bence türbanı olmasa da Çiğdem popstar olamaz. O bir ışık meselesi. Mesela biz 60 yaşındaki Ajda Pekkan’ın ne kadar güzel bacakları olduğunu, ne kadar hoş bir kadın olduğunu hâlâ konuşuyoruz. Onu takip ediyoruz. Sadece şarkısını söylemiyoruz. Çiğdem’le ilgili bana çok e-mail geliyor. Kimseye yaranamadım. Kendini laik diye tanımlayan insanlar da tepki e-maili atıyor.
Ne diyorlar mesela?
- Bana göre bir kadının türbanla üniversiteye alınmaması dünyanın en saçma kurallarından biri. Bunu çok cinsiyetçi buluyorum. Erkekler arasında da aynı zihniyette olanlar var ama onları ayırmıyoruz, alıyoruz okula. Bence başı kapalı bir insan da şarkı söyleyebilir, buna hiçbir itirazım yok. şöyle olsaydı anlayabilirdim; türbanı öyle bir yaparsınız ki o başınızda türban gibi durmaz. şık gözükür. Kıyafetle bir bütün haline getirilebilir. Çiğdem’in durumu böyle değil. O tamamen türban örtüyor.
Bu olay programın reytinglerine de yaradı...
- Evet ama şimdiye kadar hiç türbanlı biri gelmemişti. Ben hâlâ aynı şeyi savunuyorum: Türbanla şarkı söylenir ama popstar olunmaz. Fakat üzülüyorum. Çünkü garip bir şekilde Çiğdem’in hakim olmadığı başka bir yöne gidiyor olay. Ben Çiğdem’e “Açık da olsanız sizden popstar olmaz” dediğimde bana “Bence de” dedi. Bence tartışma orada bitmişti.
10 POPSTARDAN 8’İ NOTA BİLMEZ
Sizi tanımaya başladığımız ilk yıllarda verdiğiniz bir röportajda “Beni halkın yüzde 70’i sevmiyor, yüzde 30’u seviyor” demişsiniz. Yıllar içinde bu rakamı artırmayı nasıl başardınız?
- Bence insanlar tarzımı anladı. Oradaki yarışmacıya; “Bu olmadı” demek kötü bir şey değil. Bence olmadığı halde “Oldu” demek kötü. Mehtap için de herkes “Olmayacak” dedi. Ama Popstar’dan çıkıp tek başına TV programı sunan tek kişi o. “Sesi yok, olmaz” dediler, bal gibi de oldu. Önce ses lazım diyorlar, madem öyle neden herkes bir sürü kıyafet diktiriyor? Ajda Pekkan’ın bir röportajı vardı, “Sahne ışık demektir. Ben o sahneden indikten sonra benim kıyafetimi, dekoltemi kimse konuşmuyorsa, evimde oturur zeytinyağlı yemek yaparım” diyordu. Süper laf bence. Sadece sesle oluyorsa, ınci Çayırlı’nın çok güzel sesi vardır. Ama ınci Çayırlı deyince akla popstar gelmiyor. Diyorlar ya nota bilmesi lazım diye, 10 tane popstardan 8’i nota bilmiyor. O zaman ne olacak! Mesela Demet Akalın, ıbrahim Tatlıses, Sezen Aksu, Serdar Ortaç nota bilmiyor.
Siz insanları çok eleştiriyorsunuz. Peki bugüne dek şahsınıza yapılan ve en çok içinize oturan eleştiri neydi?
- Bundan iki hafta önce benim evim yayınlandı bir TV programında. Sonra bazı sitelerde “Bir jüri üyeliği ile bu kadar para mı kazanılır” diye haberler çıktı. Sonuçta ben avukatlık yaptım, yapım şirketinde genel müdür yardımcılığı yaptım. Ben bütün hayatımı ve bütün paramı bu işle kazanmadım ki! Gidip baksınlar, en çok gelir vergisi ödeyen kişi olarak ödülüm bile var. Bunları başka insanlar gibi duyurmadım. 42 yaşındayım ve bu parayı son 5 yılda kazanmadım.
BÜLENT ERSOY’DAN ÇEKİNMİYORUM
Bülent Ersoy’un olduğu ortamlarda insanlar kendisinden çekinip, fikirlerini rahatlıkla açıklayamıyorlar. Siz kendisinden çekiniyor musunuz?
- Ben çekinmiyorum, çekinen varsa da bilmiyorum. Herkes oraya fikrini söylemek için oturuyor. Eğer fikrimi söylemiyorsam, o parayı hak etmiyorum demektir. Sonuçta bana o parayı fikrimi söyleyeyim diye veriyorlar.
Yeni kişiler katıldı ekibinize. Metin Akpınar ve Gülben Ergen’le çalışmak nasıl?
- Gülben eski bir arkadaşım zaten. Metin Bey’le ilk defa tanıştım. Onunla çalışmak da, kulis arkası da keyifli.
Bazen; “Bu camiada olmayıp da avukatlık yapsaydım” dediğiniz oluyor mu?
- Bazen aklıma geliyor. Küçük bir kasabada bir avukatlık bürosu açsam bana müşteri gelir mi diye düşündüğüm oluyor. ıstanbul’da avukatlık yapmak istemem. Burada avukatlık yapmak, sekreterlik yapmak gibi. Çünkü yazılı sisteme dayanıyor. Ben 5 yıl avukatlık yaptım. 5 yıldan sonra başvuru yapıp noterlik belgesi alınabiliyordu. Keşke başvurup belgemi alsaydım. şimdi de yaşım geçti. Bunun için çok pişmanım.
FİRDEVS FIRSATI İYİ KULLANAMADI
Bu yarışma hiç bitmeyecek mi sorması ayıp?
- Popstar’ın bitmesi çok zor. Her zaman küllerinden yeniden doğar.
Bu yarışmalardan hiçbir star çıkmadı. Neden?
- Popstar Alaturka’dan bir star çıkması zor. Çünkü insanların alaturkaya ilgisi az. Pop müziğe ilgi var. Alaturkanın ise şöyle bir iyi yanı var. Buradan çıkanlar TRT’ye gidiyorlar. Bizim yarışmadan çıkan 6 kişi TRT’de kadrolu şarkıcı oldu.
“Star ışığı vardı ama olmadı” dediğiniz kim var bugüne kadarki yarışmacılar içinde?
- Firdevs vardı. Ama bu fırsattan yararlanmayı bilmedi.
ELVEDA RUMELİ'DE OYNAMAK İSTERDİM
“Şu oyunculuğu deneyeyim kenarından köşesinden” diyor musunuz?
- İnşallah. Buradan pas attık artık!
Mesela nasıl bir rol istersiniz?
- Onu yapımcılar bilir, ben bilemem. Mesela “Elveda Rumeli”de oynamak isterdim ama...
AŞK İNSANI OLGUNLAŞTIRIYOR
İkili ilişkilerinizde zor biri misiniz?
- Hayat yarışma değil ve ben kendi hayatımın jürisi değilim.
Herkesi rahatlıkla eleştiriyorsunuz. Sevgilinizi de eleştirir misiniz?
- Susarım ben genellikle. Ama bence o daha kötü bir şey. Kimsenin hayatı beni ilgilendirmez, nasıl isterse öyle yaşar. Bana uygun değilse, “Onun yolu başka, benim yolum başka” diye düşünürüm.
Ya severseniz...
- Ne kadar çok severseniz sevin, uyuşmuyorsanız bir süre sonra bitiyor.
Yaşadığınız ilişkilerden sonra aşk adına hayattan ne öğrendiniz?
- Aşk insanı olgunlaştıran bir kavram.