Güncelleme Tarihi:
Smith, kazandığı başarıya rağmen aslında kendisinin vasat bir oyuncu olduğunu söyledi: "Benim rol yeteneğim vasattır, bunun bilincindeyim. Ama gerçekten hayvani bir iştahla bu açığımı kapatmaya çalışıyorum. İçim içime sığmıyor. Yaradılış tarzımı zaman zaman dışarıya vurmak, bana güç ve enerji veriyor. Bu da beni başarıya sürüklüyor." Will Smith, Hollywood’un gerçek "altın adam"ı... Değeri film başına 25 milyon dolar ve bugün Amerika’da bu parayı vermeyecek yapımcı neredeyse yok gibi... Çünkü her filmi Box Office’te tavan yapıyor. Tüm filmlerinin hasılatı rekor bir rakama, 4.4 milyar dolara ulaştı; yani kadim dostları Tom Cruise ve Tom Hanks’i bile çok gerilerde bıraktı. Tüm bunlara rağmen o inanılmaz mütevazı. Hatta "Aslında rol yeteneğim vasat, ama başarılı olmak için hayvani bir iştahım var" demekten bile gocunmuyor.
Önce siyasetten başlayabilir miyiz? ABD Başkanlık seçimlerinde bir Afro Amerikalı aday var; Obama... Kendisini destekliyor musunuz?
Peki senaristlerin grevi için ne düşünüyorsunuz? Oscar töreni yapılacak mı, sizi kırmızı halı üzerinde görebilecek miyiz?
- Ben senaristlerden yanayım. Grev dışında başka türlü seslerini duyuramazlardı. Önceden bu girişimleri hafife alındı. Ama bugün Hollywood’da bambaşka bir hava esiyor. Bence şimdi bir masa etrafında toplanıp tüm sorunları konuşmak, anlaşmak zamanı... Bu sorun beş hafta içinde aşılır mı, grev çözülür mü; pek sanmıyorum açıkçası. Maddi kayıp da tahminlerden çok daha fazla olacak.
Gelelim "I Am Legend"e (Ben Efsaneyim)... Bu filmde sizi çeken ne oldu?
- Küçük bir adamın yalnız başına inanılmaz bir trajedinin ortasında kalması ve verdiği çılgın mücadele... Yok olma tehdidi sadece bilim kurgu romanlarında ve filmlerinde yok; gerçek yaşamda da böyle bir ihtimal söz konusu... Bunun için bir virüs salgını da şart değil, çünkü sürekli savaş naraları atılıyor. Ayrıca Richard Matheson’un eserini okuyunca, film beni iyice çekti. Bir de yalnız başıma oynayacaktım. Dünyada yalnız başına kalan bir adamı canlandırmak heyecan verdi. Bir şeylerin ölmesi, bir şeylerin de tekrar doğması beni çekiyor. Yani burada umut devreye giriyor.
Yalnızlık sizi hiç ürküttü mü?
- Ben oldum olası yalnızlığı pek bilmem. Küçükken üç kız kardeşimle aynı odayı paylaştım. Tek başıma uyuduğum bir günü bile anımsamıyorum. Bu arada büyüklerimiz de kiliseye çok bağlılardı, o yüzden bizlere hep yalnız olmadığımızı, yaşamın ortaklıkla, paylaşımla geçtiğini aşıladılar.
Siz komedi dünyasından buralara geldiniz ve artık daha çok dramatik rolleri seçiyorsunuz. Bu arada müzikten de giderek kopuyorsunuz.
- Doğru, müziğe pek zaman ayıramıyorum. Komedi filmi çevirmek isterim elbette, ama teklifler ya biyografik veya dramatik senaryolar için geliyor. "I Am Legend" bir bilim kurgu filmi. Üstelik kamera film boyunca sürekli sizin üzerinizde. Bir tür travma. Bütün film, Dr. Robert Neville’in deneyimlediği bu travmayı keşfetme süreci etrafında
Bu role nasıl hazırlandınız?
- "Sesimi duyan var mı?" İşte bütün tema burada... Yalnızsınız. Koca bir kentte tek başınızasınız. Hiç mi hiç diyalog yok. Filmin ilk 70 dakikası böyle... Sonra uygarlığa, çizgi film kahramanı Shrek’in televizyondan gelen sesiyle dönüyorsunuz. Bizler insan olarak uyarıcılara yanıt veren yaratıklarız. Kısacası uyarıcı oluşturabilmek ve ona göre hareket etmek güzel psikolojik bir yolculuk. Bu aynı zamanda hepimizin ne kadar deliliğin yakınında yaşadığımızı gösteriyor.
Zombilerle veya vampirlerle mücadele etmek nasıldı?
- Onların ışığa karşı dirençleri yok. Bunun için gündüzleri emniyettesiniz. Ama gece inanılmaz hızlı ve dayanıklılar. Onlara ayak uyduramazsınız. Sizin yapabileceğiniz tek şey, zor anlarda kaçmak ya da ateş etmek... Fazla seçeneğiniz yok.
Filmin müziklerinde Bob Marley parçaları ön planda... Bu konuda ne söyleyeceksiniz?
- Bir gece Google’da "legend" (efsane) kelimesine bakarken, karşımda Bob Marley’in "The Leggend" adlı albümünün ayrıntılarını buldum. Bob’un ilk albümüydü bu... Hemen indirdim ve yapımcı Akiva Goldsman’a dinlettim. BeÄŸendi ve müzikler filmin teması haline geldi.Â
Oğlunuz geçen yıl Oscar töreninde sunucu olarak büyük başarı kazanmıştı. Onun için neler düşünüyorsunuz?
- Öncelikle Jarden’in dersleri çok iyi gidiyor. Ama sanırım "Karate Kid" türünde bir film çevirmesi için, filmin yapımcılığını üstleneceğim. Jackie Chan’le anlaştık gibi.
Son olarak, Türk hayranlarınıza bir mesajınız var mı?
- Türkiye’ye hiç gitmedim. Ama inanılmaz güzel olduğunu, insanlarının konukseverliğini biliyorum. Buradan en içten sevgilerimi sunarken, "I Am Legend’i kaçırmayın" diyorum.
Kiliseden tarikata uzanan yol
Siz Katolik Kilisesi’ne sıkı sıkıya bağlıydınız. Şimdi ise Scientology Tarikatı’na yakınlaşmaktasınız. Sizce bilim, inancın üstesinden mi geliyor ya da tam tersi mi?
- Düz bir çizgi düşlüyorum. Her iki ucunda bilim ve inanç var, karşılıklı duruyorlar. Bu iki önemli etkenin bir
Vasat bir aktörüm
Hep enerjiden söz ediyorsunuz...
- Enerji depolamazsanız, bu meslekte başarılı olamazsınız. Benim rol yeteneğim vasattır. Bunun bilincindeyim. Ama gerçekten hayvani bir iştahla bu açığımı kapatmaya çalışıyorum. İçim içime sığmıyor. Yaradılış tarzımı zaman zaman dışarıya vurmak, bana güç ve enerji veriyor. Bu da beni başarıya sürüklüyor.
Röportaj: Reha ERUS