Ben üç ayrı kültürün birleşimiyim

Güncelleme Tarihi:

Ben üç ayrı kültürün birleşimiyim
Oluşturulma Tarihi: Aralık 14, 2006 00:00

Geçtiğimiz cumartesi gecesi gerçekleştirilen "Best Model of the World" için İstanbul’a gelen ünlü Fransız şarkıcı ve oyuncu Arielle Dombasle, Kelebek’e konuştu. 48 yaşındaki güzel yıldız, "Üç kültürün birleşimi gibiyim. Türkiye nasıl Asya ve Avrupa’yı birleştiriyorsa ben de Amerika, Fransa ve Meksika’yı birbirine bağlıyorum." diyor

Şu ana kadar birçok işe imza attınız. Tiyatrocu, sinema oyuncusu, yönetmen, şarkıcı kimliklerinizle tanınıyorsunuz... Bunların arasında en sevdiğiniz ya da ’benim tutkum’ diyebileceğiniz hangisi?

- Ben aslında bir sanatçıyım, hangi taraftan bakarsanız bakın benim sanatçı kimliğimi görürüsünüz ama gerçek tutkum müziktir. 18 yıldır sanatla uğraşıyorum, konservatuvara gittim, dans ettim, şarkı söyledim. İlk filmimde başrolü, şarkı söyleyebildiğim için almıştım. Ben de sinemaya doğru kaydım ancak, aslında beni şarkıcılığa taşıyan sinemadır. Birçok filmde şarkı söyledim ama asıl geldiğim yer konservatuvardır.

Amerika’nın Norwich şehrinde doğdunuz ve Meksika’da büyüdünüz. Bu çok kültürlü yaşam işinize ve sanatınıza nasıl yansıdı?

- Aslında benim Amerika’da doğmam büyük bir tesadüftü. Büyükbabam diplomattı. Ailem de büyükbabamın Amerika’da görevli olduğu sırada onun yanındaydı ve ben de o zaman doğdum. Sonra Meksika’ya taşındık. Orada bir Fransız okulunda okudum. 18 yaşındayken geldim Fransa’ya. Ben kendimi üç ayrı kültürün birleşimi gibi görüyorum. Türkiye nasıl Asya ve Avrupa’yı birleştiriyorsa ben de Amerika’yı, Fransa’yı ve Meksika’yı birbirine bağlıyorum.

Son albümünüzde sadece klasikleşmiş şarkıları söylediniz. Neden daha yeni bir şeyler denemediniz?

- Ben müziğe konservatuvarda da klasikleri söyleyerek başlamıştım. Birçok insan klasikleri söylemek için harika bir sesim olduğunu söylerdi. Sonra klasik elektro denedim ama klasiklerden asla vazgeçmedim. Klasik elektro albümüm Fransa’da büyük sükse yarattı. En çok satan albümler arasına girdi. Bu yüzden şu an 50’li yılların Amerikan klasiklerini söylemek istedim. Marilyn Monroe, Marilyn Dietrich, Doris Day, Dean Martin, Frank Sinatra gibi isimlerin söylediği şarkıları tekrar yorumlamak istedim.

n Genelde ne tür müzik dinliyorsunuz?

- Ben kendimi geliştirmek için her zaman klasikleri dinlerim ama etnik müzikleri de seviyorum.

TÜRKLER DÜNYAYA AÇIK İNSANLAR

n Bu, Türkiye’ye ilk gelişiniz mi?

- Evet ilk defa geliyorum, İstanbul’un birçok fotoğrafını görmüştüm. Osmanlı İmparatorluğu’nun bıraktığı tarihi yerleri görmek istiyorum. Topkapı, Ayasofya gibi yerlere gitmek istiyorum, çünkü ben burada çok büyük bir kültürün yattığını biliyorum. Buranın Müslüman ve Hıristiyan dünyasını birleştirdiğine inanıyorum. Türkleri de çok seviyorum, çünkü anladığım kadarıyla Türkler tüm dünyaya açık insanlar, dil, din, ırk ayrımı yapmıyorlar. Bu çok önemli bir şey herkesi kabul edebiliyorlar.

n Şu an Paris’te yaşıyorsunuz ama aslında Amerikalısınız. Eğer bir şansınız olsaydı tekrar Amerika’ya gider miydiniz?

- Amerika’da asla yaşamak istemem ama tatil için her zaman giderim. Paris benim için tüm dünyanın kalbi ve ben oraya çok bağlıyım. Ayrıca en büyük aşkım yani kocam Paris’te.

Yaşamın uyumu güzelliği sevmektir

Güzelliğinizi nasıl koruyorsunuz?

Bence en önemlisi kendinizi sevmeniz, vücudunuzu sevmeniz. Eğer kendimizi ve vücudumuzu sevmezsek ona kötü davranırız. Ben her zaman spor yaptım, yürümeyi ve yüzmeyi seviyorum. Benim için yaşamın uyumu, güzelliği sevmektir. Bu yüzden güzelliğimizi korumamız gerektiğine inanıyorum. Kadınlar güzelliklerini çok çabuk zedeleyebiliyorlar. Mesela geç yatıyorlar, içki içiyorlar ve kendilerine bakmıyorlar. Bunlardan kaçınmak gerekiyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!