Ben sosyal içerikli şarkılar yazıyorum

Ne zaman hayranlarınızdan söz etsem utanıyorsunuz. Bunca zaman sonra hâlâ utanabilir mi bir insan şöhretten?   �

- Mahcup olmak farklı bir şey. Ben çok mahcup olurum bazı zaman. Çekingenimdir. Hâlâ var üzerimde nedense, bilmiyorum. Sizinle konuşurken mesela, yüzünüze bakamıyorum.

Neden?   �

- Hareketlerime dikkat ediyorum ki karşımdaki kişi yanlış bir şey düşünmesin. Mesela biri bana “Yakışıklı” dese, diğeri “Yok be neresi yakışıklı” diye ona karşı çıksa, üzülürüm. Çünkü benim öyle bir iddiam yok, hakkımda böyle şeyler düşünülmesini istemem.

İnsanların hakkınızda ne düşündüğünü bu kadar önemseyerek yaşamak sizi zorlamıyor mu?

- Evet, bazı zamanlar zor. Ama birine değer veriyorsanız, onun karşısında çizginizi korumak istersiniz... Tabii karşınızdaki art niyetli bir insansa, o zaman oturuşuma bile dikkat etmeyebilirim. Bana ne, ne düşünürse düşünsün yani! Bizi seveni, biz de seviyoruz.

EĞLENCE BENİM İÇİN DANS ETMEKTİR

Siz Almanya’da yaşıyor, sadece konserden konsere mi Türkiye’ye geliyorsunuz?

- Konserden konsere, konserden klibe, oraya, buraya... Hep iş genelde. Çünkü ailem orada.

Orada daha mı rahat dolaşıyorsunuz sokaklarda?

- Evet ama rahat derken yanlış anlaşılma olmasın, burada da rahat ediyorum. Normalde hafta sonlarım sadece eğlenmekle geçmez. Ama yine de Almanya’da öyle bir şansım var. Burada ise bazen yanlış haberler yapılıyor. Biz bunların olmasını istemiyoruz. Dolayısıyla uzak kalıyoruz. Ben de konserlerde eğleniyorum.

Sizin eğlence anlayışınız ne?

- Eğlence benim için dans etmektir. Tek başıma bile dans etmişimdir bir saat boyunca diskoda. Güzel ritimleri çok severim.

Özel hayatınızı gizliyor musunuz, hiç sevgilinizle görmedik sizi...

- Gizlemiyorum ama biraz dikkat etmek lazım. Çünkü aileler de izliyor beni.

İyi de normal bir insansınız. Tabii ki sevgiliniz olacak, gezeceksiniz, dolaşacaksınız.

- şöyle bir örnek verebilirim; ben İstanbul’da magazin programı yapanların yanında yeğenimle gezemem. Kız 20 yaşında. Bana sormadan böyle bir haber yapacaklarına eminim. Hoş bir şey değil yani.

BAŞARILI OLMASAYDIM BÖYLE ELEŞTİRİLMEZDİM

Müzik çalışmaları nasıl gidiyor?

- “Oynatmaya Az Kaldı”ya klip çekmeyi düşünüyorum. Ondan sonra da kardeşlerimle bir albüm çıkarabilirim.

Çekingen bir insansınız ama eleştirileri göze alacak kadar da iddialı ve ilginç şarkı sözleri yazıyorsunuz. Bu nasıl oluyor?

- O konuda çekingenliğim yok, hatta yaramazım bile! Aslında yaptığım şeyin doğru olduğunu düşünüyorum. Sevdiğimiz ağabeylerimizden olumlu sözler de aldık. Yazdığım şarkıların birçoğu sosyal içerikli şarkılar, fakat format farklı. Aynı konuyla ilgili komedi, drama, romantik ya da müstehcen bir film bile yapabilirsiniz ya, bu da öyle. Benim esprili sözlerim var. Mesela “şapır şupur”... Bunu benim gibi açık dille söyleyen pek olmadığı için insanlara ilginç geldi. Ama sonuçta yaptığım şeylerin doğru olduğunu düşünüyorum. Zaten başarılı olmasaydım bu kadar eleştiri almazdım.

DİZİYİ DUBLAJ YÜZÜNDEN BİTİRDİM

Siz bir de dizi filmde oynadınız ama çabuk bitti, neden? Reytingler mi kötüydü?

- Diziye devam edebilirdim ama senaryo hoşuma gitmedi. ıstediğim gibi olmadı bazı şeyler.

Neydi hoşunuza gitmeyen?

- Dublaj çok garipti. Polissiniz, birinin hayatını kurtarıyorsunuz, adam geliyor “Teşekkür ederim, hayatımı kurtardın” diyor. Benden bir ses çıkıyor, incecik! Sese bak! Yarıda da bırakmadık, “Bitirelim” dedik. Kimse sanatçının hayran kitlesini düşünmüyor.

Sinema filminde oynamak ister misiniz?

- İleride. şu an çok adapte olacağımı zannetmiyorum. Önceliğim müzik.

VAROŞLARIN PRENSİ DEĞİL KÖLESİ OLURUM

Size bir dönem “Varoşların prensi” deniyordu. Buna bozuldunuz mu?

- Hayır. Beni dinleyen zenginler de var. Bunun bilincindeyim. Ama varoşların da dinlemesi farklı bir kalite, yüreğin kalitesi. Teyze diyor ki, “Oğlumun maaşı şu kadar, senin konserine para verdi geldi”... Otobüse verecek parası yokken konsere geliyorsa, ben onların prensi değil kölesi olurum.

Bir de Başbakanlık Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü’nün yaptığı araştırmaya göre, gençlerin idolüymüşsünüz...

- Gençlerimizin müziğe ilgisi var. Gitar çalıyorlar, bağlama çalıyorlar. Benim de birçok enstrüman çaldığımı görüyorlar. Bazen onlar gibi konuşuyorum. Dolayısıyla beni seviyorlar.

Samimi davranan pek çok ünlü var. Neden onlar değil de siz idolsünüz?

- Bu sorunun cevabını bilmiyorum. Olduğum gibiyim. Gençlerin içinde olup da söyleyemediği şeyleri çekinmeden söylüyorum. Yalansız iş yapıyorum.

GERÇEK AŞK, AYNAYA BAKTIĞINDA BİLE ONU GÖRMEKTİR

Anladığım kadarıyla siz sürekli “O ne der, bu ne der” diye düşünüyorsunuz. Diyelim ki birine aşık oldunuz ama o çevreyi sizin kadar umursamıyor. Ne yaparsınız?

- Aşk çok güçlü bir şey. şu an sağlıklı düşündüğüm için “hayır” derim gibi geliyor. Ama o an ne yaparım bilmiyorum.

Hiç gözünüzü karartacak kadar aşık oldunuz mu?

- “Allah belanı versin” diyecek duruma gelmedim ama sevdim.

Sevdiğinizde nasıl bir adam oluyorsunuz?

- Kendinizden daha çok onu düşünüyorsunuz. Günde bir kez düşünüyorsunuz, o da 24 saatinizi alıyor! Aynaya baktığınız zaman yine o aklınıza geliyor. Çünkü onu seven bir insanı görüyorsunuz. Gerçek aşk budur.