Oluşturulma Tarihi: Kasım 04, 2001 00:00
Frederic Beigbeder, DoÄŸan Kitap tarafından yayınlanan ‘‘3.900 TL’’nin (bir sonraki baskısının adı enflasyonla 4.900 TL oldu) ve ‘‘AÅŸkın Ömrü Üç Yıldır’’ın yazarı. 18 Temmuz 2000'de, Paris'teki ünlü reklam ajansı Young&Rubicam'dan tazminat bile alamadan kovuldu. Nedeni 12 yıl boyunca içinde bulunduÄŸu reklam dünyasının ve çalıştığı ÅŸirketin iç yüzünü anlatan 99F adlı kitabıydı. Kitap büyük bir yankı uyandırarak bestseller oldu. Reklam dünyasına açtığı savaÅŸla en büyük reklamı kendisi için yapan Beigbeder, kitabının adı için şöyle diyor: ‘‘99 F benim fiatım. Ben Avrupa'nın en ucuz orospusuyum.’’Size soru sormak çok zor. Çünkü kitaplarınızda söylediÄŸiniz bir ÅŸeyi, bir yargıyı, birkaç sayfa sonra deÄŸiÅŸtiriyor, çeliÅŸkiye hiç yer bırakmıyorsunuz... -Her ÅŸeyi, tam tersiyle birlikte söylemeyi istiyorum. Yani hep haklı olmayı seviyorum. Kendimle hiçbir zaman aynı fikirde deÄŸilim. Bir ÅŸey söylediÄŸimde, bunun tam tersinin de mümkün olabileceÄŸini görüyorum. Bu korkunç bir ÅŸey. Çünkü kesin fikirlerim olmadığı anlamına geliyor!Bir gazeteci size ne sorsun isterdiniz?- Niçin bu kadar mükemmelsiniz diye sorsun isterim! Belki de sizin sorunuz iyi bir soru. Çünkü gazeteciler hep çok orijinal sorular sorduklarını sanıyorlar ama hep aynı soruları soruyorlar. Soru-cevaptan nefret ediyorum, çünkü sıkıcı. KeÅŸke ÅŸimdi sizinle doÄŸal bir konuÅŸma yapsaydık, çıkalım, bir yerlere gidelim, yere düşünceye kadar içki içelim, o arada da konuÅŸalım. Ä°yi olmaz mıydı? Biz yine de soru-cevap olarak devam edelim. 99F (4900 TL) adlı kitabınızın kahramanı ne ölçüde sizsiniz?- Octave benim aşırı versiyonum. Çok daha megaloman, çok daha zengin, çok daha sevimsiz, çok daha yetenekli. Ben sıkıcıyımdır, oysa Octave renkli, çeliÅŸkilerle dolu biri. Kitabın kahramanında yazarı arar insanlar, ya da tersi; bu da düşkırıklığına yol açar. Yazar, kahramanı kendisinden çok daha ilginç olsun diye yazmalı. Ama Octave aynı zamanda benim tabii. Peki reklam dünyasında ait anlattıklarınızın tamamı doÄŸru mu?- Yüzde 99'u yaÅŸanmış, gerçekten olmuÅŸ ÅŸeyler. Yüzde 1'i ise roman sanatı gereÄŸi. Octave da sizin gibi kovulmak istiyor ama tam tersine, yükseltiliyor. Siz ise tazminatsız kovuldunuz. Nasıl oldu?- Çünkü komik ve küçük bir kitap bekliyorlardı benden. Bu kitap komik ama aynı zamanda çok angaje ve radikal. Patronlarım bunu beklemiyorlardı. Müşterilerinin tepkisinden korktular. Ve hemen benden kurtuldular.Kitabınız Ellis'in ‘‘Amerikan Sapığı’’nı hatırlatıyor. Ama sizin dünyanızda ÅŸiddet yok...- Ellis, Wall Street dünyasında çalışan birinden bir seri katil yarattı. Onun kitabı çok güçlü. Tam anlamıyla bu yüzyılın romancısı. Büyük ÅŸirketler hiçbir zaman bir romanın malzemesi olmadı. Oysa bugünün gerçeÄŸi bu. Benim kitabımda fiziksel ÅŸiddet yok, bendeki ÅŸiddet daha çok reklam dünyasının insanı nasıl elinde oyuncak yaptığını anlatırken ortaya çıkıyor. Kitabınız için ‘‘içimdeki kinden kurtulmanın bir yolu’’ diye söz ediyorsunuz. Bu kin kiÅŸisel bir kin mi? - Evet, bu açıdan zaten kitap da çok net deÄŸil. Aslında Octave bir yandan fikirlerini patronlara satamadığı, beÄŸendiremediÄŸi için mutsuz. Çünkü o dünyanın içinde olmak istiyor. Ama öte yandan o kadar aÅŸağılanmış ki, sonunda isyan ediyor. Ve gördüğü, yaÅŸadığı bütün iÄŸrençlikleri bu kitapta anlatıyor. Atılmak pahasına. Ben de böyleyim, bir yandan bu dünya beni herkes gibi çekiyor. Ä°yi giyinmek, güzel kızlarla çıkmak, çok para kazanmak. Ama öte yandan bu dünya beni tiksindiriyor, beni hasta ediyor.Fikirleriniz kabul görseydi, bu kadar tepki duymayacaktınız belki de.- Hayır, yine de tiksinecektim. Çünkü bir an geldi, kendimi, reddettiÄŸim her ÅŸeyin suç ortağı gibi gördüm. Bu an, er ya da geç gelecekti. Daha çok para, daha çok iktidar elde etseydim de, sonunda gidecektim. Daha fazla tüketmek, daha fazla tahrip etmek demek. Kitabım bu açıdan biraz ahlakçı. Ä°ktidar beni ilgilendiriyor, çünkü günümüzde iktidarın nerede konumlandığıyla ilgilenmek yazarın görevidir. Ä°ktidar artık siyasetçilerin dünyasında deÄŸil, ekonomide, reklam dünyasında. Artık romanın bile malzemesi finans dünyası. Bu yüzden kontrol edilemeyen bu iktidar alanı üzerine çok yazmak ve çok düşünmek gerekiyor.Bu kitap bir savaÅŸ ilanıdır diyorsunuz. SavaÅŸ sonrası bir ÅŸeyleri deÄŸiÅŸtirebildiÄŸinize inanıyor musunuz?- Bu çok iddialı olurdu. Ben hep okuyucunun gözünü açmasını saÄŸlamak istedim. Bir ÅŸeyi deÄŸiÅŸtiremiyorsak hiç deÄŸilse anlatalım. Edebiyat reklamın yer almadığı tek alan diyorsunuz. Kitap da sonuç olarak bir ürün deÄŸil mi? Siz de kitabınızın reklamı için buradasınız.- Haklısınız, kitap da bir ürün, zaten kitabımın adı bu yüzden 99 F. Kendimle dalga geçiyorum çünkü. Ãœrünü eleÅŸtiriyorum ama ben de bir ürünüm. Benim ürünümün özelliÄŸi soru soran, kuÅŸku duyan bir ürün olması. Çamaşır tozuyla edebiyat arasındaki fark da bu. Ben kitabımda ‘‘ben bu sistemin parçası mıyım, kurbanı mıyım’’ diye soruyorum. Çamaşır tozu bunu sormuyor. Peki ne olacak? Gün gelir bu sistem de deÄŸiÅŸir gibi bir ümit mi taşıyorsunuz? - Tabii ki ümitliyim. En azından hükümetlerin ekolojik alanda çok daha bilinçli olacaklarına inanıyorum. Çünkü 2050 yılında 10 milyar olacağımızın, su kalmayacağının, petrol bulunamayacağının farkına vardılar. Belki ÅŸu anda Afganistan'da yaÅŸananlar, Ä°kiz Kuleler'de yaÅŸananlar bu inanılmaz dengesizliÄŸin, bu tehlikenin, gitgide saçmalaÅŸan bu yaÅŸam biçiminin sonucu. GloballeÅŸme denilen ÅŸeye artık biraz da toplumsal ve insani açıdan bakmanın zamanıdır diyorum. AÅŸkın ömrü 3 yıldır çocukla 4'e çıkarAÅŸkın Ömrü Üç Yıldır’ın Marc’ı ne yapıyor, hálá Alice'le birlikte mi?- Ölmüştür herhalde derim. Aslında eÄŸlenceli bir kitap bu, ama inanılmaz da kötümser. Sürekli kaçmaya çalışan ama bir türlü beceremeyen bir adamın öyküsü çünkü. Herkes aÅŸkın uzun ömürlü olmadığını biliyor da, niye her seferinde yeniden, yeniden deniyor ve umutlanıyor?- Çünkü varoluÅŸumuzun tek nedeni aÅŸk. AÅŸk da aÅŸk acısı da bizi biz yapan tek anlam. AÅŸk sürekli yakalanmaya çalıştığımız bir hastalık. Ä°yileÅŸtiÄŸimiz zaman, yeniden hasta olmak istiyoruz. AÅŸkın Ömrü Üç Yıldır adı çok iyimser. Çünkü üç yıldan daha az sürdüğü çok oluyor aÅŸkın. Sonra da, dediÄŸiniz gibi, insan daha kırılgan ve korumacı oluyor.- Ben bu kitabı 34 yaşında yazdım, bu nedenle çok naif bir kitap. Åžimdi yazsaydım çok daha nihilist olurdu. Çünkü acı çektikçe koruyoruz kendimizi. Kadınlar aÅŸktan kaçıyor, erkekler aşık olmak istemiyor. Ama hiç belli olmaz. ‘‘Tehlikeli Ä°liÅŸkiler’’deki Valmont gibi bir adam bile sonunda aşık oluyordu. Kendimizi en korunaklı sandığımız anda bile gelebilir aÅŸk. Ä°yi ki de böyle. Åžu sıralar aşık mısınız?- Hem de nasıl. Yeniden hastalandım iÅŸte.Bir söyleÅŸide 4 yıldır aynı kadınla olduÄŸunuzu söylüyordunuz. Kitabınızın adına ters düşüyor bu durum.- O iliÅŸki çoktan bitti. Åžimdikiyle 3 aydır birlikteyiz. O iliÅŸkiyi, 3 yıl yerine 4 yıl yürütmeyi baÅŸardım çünkü çocuÄŸumuz oldu. Bu da ÅŸu demek: AÅŸk 3 yıl sürer, çocuk olursa 4 yıla uzayabilir! Ayrıca yanılmış olmayı çok isterdim. Ben de herkes gibi aÅŸkın sonsuza dek süreceÄŸine inanmak istiyorum. Bu kitap bir boÅŸanma öyküsü aslında. Kendi boÅŸanmanızı niye anlatmak istediniz?- Bir tür terapi için. Çünkü boÅŸandığımda çok öfkeliydim. Beni kandıran karım deÄŸildi, aÅŸk da reklam gibi satılıyordu, buna öfkeliydim. Bizi bir peri masalına, beyaz atlı prenslerin varlığına inandırıyorlardı. Herkes aÅŸkının çok deÄŸiÅŸik olduÄŸuna inandırılmış, oysa hepsi sıradan. Böyle bir kitabı yazarsam, aynı hatalara düşmem diye düşündüm. Bugün mükemmel insanı deÄŸil gerçek insanı aramanın doÄŸru olduÄŸunu öğrendim. Ä°deal kadını deÄŸil, hataları zayıflıkları olan gerçek kadını bulmak önemli. Kitabımla savaÅŸ açtımReklam dünyasını ‘‘utanç verici bir kabus’’ olarak tanımlıyorsunuz. Bu baÅŸka sektörler için de geçerli deÄŸil mi? - Tabii... Ama reklam dünyası her yeri kaplıyor ve bütün kontroller onun elinde. Ben de bu dünya içinde yer aldım, yer almak istedim ama bu dünyayı eleÅŸtirme hakkım yoktu. EÄŸer bir sektörde karşı çıktığınız ÅŸeyi dile getiremiyorsanız, orada diktatörlük var demektir. Özgürlük görüntüsü arkasında bir diktatörlük dünyası. Ben kitabımla, bu dünyaya savaÅŸ açtım. Â
button