Ben sansasyon insanı değilim

Güncelleme Tarihi:

Ben sansasyon insanı değilim
Oluşturulma Tarihi: Şubat 16, 2008 00:00

Eski eşi Kudret Sabancı'nın Sanem Çelik'le öpüşürken yakalanmasından sonra boşanan Esra Akkaya, acılarını kısa sürede dindirdi.

Eski eşi Kudret Sabancı'dan, bir otomobil içinde Sanem Çelik'le öpüşürken basına yakalanmasından sonra tek celsede boşanan Esra Akkaya, acılarını kısa sürede dindirdi.Şu sıralar tüm enerjisini Sihirli Anahtar adlı ajansı için harcayan Akkaya, bir yıl önce yaptığı yeni evliliğinde de çok mutlu. Yaşadığı hiçbir şeyden pişmanlık duymadığını belirten oyuncu, özel hayatını tekrar tekrar gündeme getirenlere ise "Ben sansasyon insanı değilim" diye isyan ediyor.
Bir otomobil içinde Sanem Çelik’le öpüşürken basına yakalanan ünlü yönetmen Kudret Sabancı’dan tek celsede boşanan Esra Akkaya, acılarını kısa sürede dindirdi. Şu sıralar tüm enerjisini Sihirli Anahtar adlı ajansı için harcayan Akkaya, bir yıl önce yaptığı yeni evliliğinde de çok mutlu. Yaşadığı hiçbir şeyden pişmanlık duymadığını belirten oyuncu, özel hayatını tekrar tekrar gündeme getirenlere ise "Ben sansasyon insanı değilim" diye isyan ediyor.

Haberin Devamı

Ben sansasyon insanı değilim
Burada, evinin bir köşesinde hobi olarak resim yapan ve kendini eğlendiren kız çocukları gibisiniz...

- Tam mutluluk ve huzur hali, değil mi? Benim için bir tür terapi bu. O kadar keyif alıyorum ki...

Peki nereden çıktı bu resim hevesi?

- Babam iyi resim yapar. Ben de eskiden beri, babamdan bir aferin almak uğruna çabalardım işte... Yani, beni özendiren o oldu.

Gelelim Sihirli Anahtar’a; burayı kuralı ne kadar oldu?

- Dördüncü yılımıza gireceğiz. Yola iki kişi çıktık, şimdi altı kişiyiz. Ajans çok vaktimi aldığı; sektör de kalbimi kırdığı için oyunculuktan uzaklaştım.

Haberin Devamı

Neden kırıldı kalbiniz?

- Oyuncular kendini hiç güvende hissetmiyor, yapılan işler dört bölüm sonra yayından kaldırılıyor. Hiç bu kadar güvensiz bir ortam olmamıştı daha önce... Reyting kaygısının bu kadar arttığı bir dönemde de kalbim kırılır diye oyunculuktan uzaklaştım. Oyuncularıma sık sık "Sistem bu... Buna alışın, kişisel algılamayın. Profesyonellikte bunlar olur" diyorum. Ama onlara anlattığımı ben kendime anlatamıyorum.

Tamamen bıraktınız mı yani oyunculuğu?

- Bir gün devran değişir, bir sinema filmi olur, beni çok heyecanlandırır, neden olmasın? Mutlulukla oynarım.

Kaç yaşında oldunuz?

- 37 yaşındayım. Çok büyümüşüm, değil mi?

Göstermiyorsunuz ama, 20’li yaşlarda gibisiniz...

- Eeee tabii, kozmetik bize çalışıyor!

Bu arada biraz geç oldu ama, yeni evliliğiniz hayırlı olsun.

- Teşekkür ederim. Evet, üzerinden bir yıl geçti. Bu sektörün tamamen dışından, bambaşka bir meslekten eşim Harun Uygural. Esra Akkaya Uygural’ım artık. Evimde ve evliliğimde huzurluyum Allah’a şükür.

/images/100/0x0/55eaf441f018fbb8f8a16dcf
Çocuk istiyor musunuz?

- Evet, istiyorum. Ama şimdi yeni bir evliliğin içindeyim. Hayatta başka şeyleri büyüttüğüm bir dönemdeyim.

Haberin Devamı

Eşiniz neden medyada yer almıyor hiç?

- Sektörün o kadar dışında bir adam ki, medya ona fayda değil zarar getirir. Ne gereği var bunun? Kendisi de fotoğrafları çekilsin, röportaj versin falan istemiyor, sevmiyor. Zaten benim hayatımı taşımak zor, bir de onu zorla medyanın içine çekmenin manası yok. Bu, ilişkiyi bozar.

Gerçi siz de pek sık göstermiyorsunuz kendinizi...

- Ben hiçbir zaman sevmedim ki özel hayatımı göz önünde yaşamayı... Özel hayat özeldir, adı üzerinde. Bununla bir yere gelen insanlar, medyayı kullananlar, kendilerini medyaya kullandırtanlar, bu şekilde gündemde kalanlar çok var zaten, görüyoruz.

Bir de canınız yandı ve o olaydan sonra tamamen kayboldunuz sanki...

Haberin Devamı

- Bu kadar göz önünde yaşamaktan yandı canım asıl... Yoksa hayat bu. Daha ağır şeyler de gelebilir başımıza,

Ben sansasyon insanı değilim
sevdiklerimizi de kaybedebiliriz. Ama şimdi ne zaman bir gazeteciyle karşılaşsam, bana özel hayatımı soruyor. Eskiden hiç böyle değildi. "Mahallenin Muhtarları"nda başrol oynuyordum, yine göz önündeydim. Buna rağmen bana "Yeni oyun var mı, tiyatro yapacak mısınız?" diye gelirlerdi. O zamanlar huzurluydum. Şimdi sürekli gelip "Ne kadar oldu evleneli? Neden görünmüyorsunuz?" diye soruyorlar. Oysa ben yine işim hakkında konuşmak istiyorum. Ben sansasyon insanı değilim ki! Göz önünde olmak huzursuzluk getiriyor.

Haberin Devamı

Geçmişten, yaşadığınız o olaydan izler kaldı mı üzerinizde? Yoksa kurtuldunuz mu bütün o huzursuzluktan ve mutsuzluktan?

- Hayat bu, bunlar bizi büyütür. Hayatta yaşadığın her türlü maceranın iyi-kötü sana katkısı vardır. Yaptığın resme, oynadığın oyuna, bakış açına yansır yaşadıkların ya da çıkardığın dersler... Hayatta iyi şeyler kadar kötü şeylerin de yaşanabildiğini biliyorum. Yaşadığım hiçbir şeyden mutsuz ya da pişman değilim.

Sizin dışınızda gelişen durumlar yüzünden bu kadar göz önünde kaldığınıza mı isyan ediyorsunuz?

/images/100/0x0/55eaf442f018fbb8f8a16dd3
- Hiç fark etmez... Ben de yaşayabilirim! Benim de hayatım dümdüz bir çizgide gitmiyor.

Haberin Devamı

Bana "İyi misin" diye sorulmasından sıkıldım

Herkes hálá "İyi misin?" diye geliyor. Neden sorduklarını anlamıyorum bile... "Geçen hafta grip olmuştum, ama bu nereden biliyor" diyorum. Zaman akıp gidiyor, sen yoluna devam ediyorsun. Ama birileri dönüp dönüp geçmişi hatırlattığında sıkılıyorum. O yüzden resim yapan bir Esra görsünler artık istiyorum mesela ve "Resmin bitti mi?" diye sorsunlar bana... Bu soru, diğerinden daha cazip.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!