Güncelleme Tarihi:
Eski eşi Kudret Sabancı'dan, bir otomobil içinde Sanem Çelik'le öpüşürken basına yakalanmasından sonra tek celsede boşanan Esra Akkaya, acılarını kısa sürede dindirdi.Şu sıralar tüm enerjisini Sihirli Anahtar adlı ajansı için harcayan Akkaya, bir yıl önce yaptığı yeni evliliğinde de çok mutlu. Yaşadığı hiçbir şeyden pişmanlık duymadığını belirten oyuncu, özel hayatını tekrar tekrar gündeme getirenlere ise "Ben sansasyon insanı değilim" diye isyan ediyor.
Bir otomobil içinde Sanem Çelik’le öpüşürken basına yakalanan ünlü yönetmen Kudret Sabancı’dan tek celsede boşanan Esra Akkaya, acılarını kısa sürede dindirdi. Şu sıralar tüm enerjisini Sihirli Anahtar adlı ajansı için harcayan Akkaya, bir yıl önce yaptığı yeni evliliğinde de çok mutlu. Yaşadığı hiçbir şeyden pişmanlık duymadığını belirten oyuncu, özel hayatını tekrar tekrar gündeme getirenlere ise "Ben sansasyon insanı değilim" diye isyan ediyor.
- Tam mutluluk ve huzur hali, değil mi? Benim için bir tür terapi bu. O kadar keyif alıyorum ki...
Peki nereden çıktı bu resim hevesi?
- Babam iyi resim yapar. Ben de eskiden beri, babamdan bir aferin almak uğruna çabalardım işte... Yani, beni özendiren o oldu.
Gelelim Sihirli Anahtar’a; burayı kuralı ne kadar oldu?
- Dördüncü yılımıza gireceğiz. Yola iki kişi çıktık, şimdi altı kişiyiz. Ajans çok vaktimi aldığı; sektör de kalbimi kırdığı için oyunculuktan uzaklaştım.
Neden kırıldı kalbiniz?
- Oyuncular kendini hiç güvende hissetmiyor, yapılan işler dört bölüm sonra yayından kaldırılıyor. Hiç bu kadar güvensiz bir ortam olmamıştı daha önce... Reyting kaygısının bu kadar arttığı bir dönemde de kalbim kırılır diye oyunculuktan uzaklaştım. Oyuncularıma sık sık "Sistem bu... Buna alışın, kişisel algılamayın. Profesyonellikte bunlar olur" diyorum. Ama onlara anlattığımı ben kendime anlatamıyorum.
Tamamen bıraktınız mı yani oyunculuğu?
- Bir gün devran değişir, bir sinema filmi olur, beni çok heyecanlandırır, neden olmasın? Mutlulukla oynarım.
Kaç yaşında oldunuz?
- 37 yaşındayım. Çok büyümüşüm, değil mi?
Göstermiyorsunuz ama, 20’li yaşlarda gibisiniz...
- Eeee tabii, kozmetik bize çalışıyor!
Bu arada biraz geç oldu ama, yeni evliliğiniz hayırlı olsun.
- Teşekkür ederim. Evet, üzerinden bir yıl geçti. Bu sektörün tamamen dışından, bambaşka bir meslekten eşim Harun Uygural. Esra Akkaya Uygural’ım artık. Evimde ve evliliğimde huzurluyum Allah’a şükür.
- Evet, istiyorum. Ama şimdi yeni bir evliliğin içindeyim. Hayatta başka şeyleri büyüttüğüm bir dönemdeyim.
Eşiniz neden medyada yer almıyor hiç?
- Sektörün o kadar dışında bir adam ki, medya ona fayda değil zarar getirir. Ne gereği var bunun? Kendisi de fotoğrafları çekilsin, röportaj versin falan istemiyor, sevmiyor. Zaten benim hayatımı taşımak zor, bir de onu zorla medyanın içine çekmenin manası yok. Bu, ilişkiyi bozar.
Gerçi siz de pek sık göstermiyorsunuz kendinizi...
- Ben hiçbir zaman sevmedim ki özel hayatımı göz önünde yaşamayı... Özel hayat özeldir, adı üzerinde. Bununla bir yere gelen insanlar, medyayı kullananlar, kendilerini medyaya kullandırtanlar, bu şekilde gündemde kalanlar çok var zaten, görüyoruz.
Bir de canınız yandı ve o olaydan sonra tamamen kayboldunuz sanki...
- Bu kadar göz önünde yaşamaktan yandı canım asıl... Yoksa hayat bu. Daha ağır şeyler de gelebilir başımıza,
Geçmişten, yaşadığınız o olaydan izler kaldı mı üzerinizde? Yoksa kurtuldunuz mu bütün o huzursuzluktan ve mutsuzluktan?
- Hayat bu, bunlar bizi büyütür. Hayatta yaşadığın her türlü maceranın iyi-kötü sana katkısı vardır. Yaptığın resme, oynadığın oyuna, bakış açına yansır yaşadıkların ya da çıkardığın dersler... Hayatta iyi şeyler kadar kötü şeylerin de yaşanabildiğini biliyorum. Yaşadığım hiçbir şeyden mutsuz ya da pişman değilim.
Sizin dışınızda gelişen durumlar yüzünden bu kadar göz önünde kaldığınıza mı isyan ediyorsunuz?
Bana "İyi misin" diye sorulmasından sıkıldım
Herkes hálá "İyi misin?" diye geliyor. Neden sorduklarını anlamıyorum bile... "Geçen hafta grip olmuştum, ama bu nereden biliyor" diyorum. Zaman akıp gidiyor, sen yoluna devam ediyorsun. Ama birileri dönüp dönüp geçmişi hatırlattığında sıkılıyorum. O yüzden resim yapan bir Esra görsünler artık istiyorum mesela ve "Resmin bitti mi?" diye sorsunlar bana... Bu soru, diğerinden daha cazip.