OluÅŸturulma Tarihi: Ekim 09, 2000 00:00
"BEN, PATTY DIPHUSA*" Canlı, enerjik, "fıkır fıkır". Her dem taze vücudunun kıvrımlarını öyle bir dalgalandırışı var ki, saçlarından kalçalarına kadar "kıvır, kıvır". Davetkar bacaklarının altında, ebedi köleliklerinin keyfini çıkaran ince, yüksek topuklu sivri ayakkabılarının yakaladığı ritm "tıkır, tıkır". Yanar döner, adi, baştan çıkarıcı elbiseleri ve takıları ile karanlık gecelerde neon ışıkları gibi "şıkır şıkır". İşte böyle bir kadın Patty Diphusa..."Erkekleri çıldırtan bir vücuda sahip olmakla kalmayıp, kafası da çalışan bir kız" diye tanımlıyor kendisini. Narsist. İşini seviyor, kartvizitinde, "Uluslararası seks simgesi, uluslararası porno yıldızı" yazıyor. O kendini çok zeki buluyor. Zekasıyla herkesi etkiliyor hatta bu zeka sayesinde alternatif iş imkanları kendiliğinden ortaya çıkıyor. Bir partide bir derginin yayın yönetmeni ile tanışıyor; aralarındaki iletişim inanılmaz:-La Luna dergisinin yayıncısıyım.-Derginize bayılıyorum...-Nasıl olur? İlk sayısı çıkmadı henüz.-Farketmez. Bir şeyi sevdim mi hemen severim." O gece yayın yönetmeni Patty'den dergilerine düzenli olarak yazılar yazmasını istiyor ve Patty yetenekleri arasına bir de yazarlığı ekliyor."Tabii ki kabul ettim. O güne dek aldığım en nefis önerilerden biriydi. Ben de benim statümde olan diğer kadınlar gibi şimdiye dek tek satır yazmamış olmama rağmen kendimi bir yazar saymışımdır hep. Ve bir şey daha benim gibi bir kız yazmaya başladığında mutlaka felsefi bir şey çıkar ortaya, Anita Loos'un Lorelei'yi gibi. Saf ve basit bir felsefe. Konunun KENDİN olması önemli değildir. Gençliğime rağmen çok insan tanıdım, ama en iyi tanıdığım insan BENİM. Bildiğin şeylerden söz etmenin okurlara karşı bir saygı ölçüsü olduğunu düşünüyorum…" Dergi yayıncısı, Patty'den gündemde olan şeylerden bahsetmesini ister. Patty, son zamanlarda ne kadar değişik şeyler yaşadığını ve gündemde olmakla ne kadar ilgili olduğunu düşünür ve gündemin kendisİ olduğuna karar verir. Hakkında yazabileceği en iyi, en ilginç şey KENDİSİ'dir:"Bayıldım bu düşünceye, çünkü gündemde olmanın dışında şimdiye dek kimse BENİ yazmayı akıl etmediği için çok da orjinal olacaktı". Patty haklıdır, La Luna'da 1983-1984 yılları arasında yayınlanan "Patty Diphusa" hikayeleri çok beğenilir ve geniş bir okuyucu kitlesi bulur. Başından geçenleri anlattığı basit bir günlük gibidir yazdıkları ama onları ilginç kılan Patty'in samimiyeti ve yaşadıklarının öyle herkesin yaşayamayacağı şeyler olmasıdır. Sıkça bindiği taksilerin şöförlerine aşık olur. Nedense ona hep filmlerden fırlamış gibi şöförler rastlar . Yaşlı olanları bile Robert Mitchum, Sean Connery arasında seksi tiplerdir. Bir kaç dakikada onlara aşık olur, bir kaç dakikada "aşk yapmaya başlayabilir:"(...) çünkü ben, henüz farkına varmamışsanız, zevk almaktan korkan bir kadın değilim. Anlatırken, elimi bacaklarının arasına sokup onun da benim kadar ısındığından emin oldum. Özgür aşk cenneti Casa de Campo'daydık zaten…dikkatlı olmamı iz bırakmamı istedi benden. Herşeyi denedik. Daha sonra oğlan ilk defa bir kadını yediğini itiraf etti ve beni eritti. Kadınların en moderni, uzman, konuşmanın içinde pırlanta taşlı bir taç veya buna benzer birşeyden söz edilmiyorsa asla heyecanlanmayan ben, bu kez etkilenmiştim. Bunun nedeni porno yıldızı olmanın yanı sıra korkunç duygusal olmamdır"Patty bardağın dolu tarafını görenlerdendir. İyimser olmak için hep bir neden bulur. Tecavüze uğradığı bir günün akşamı yağmur yağmaya başlar. Bu bile onun için iyi birşeydir: "Tecavüz sırasında yağmadı hiç olmazsa" diye kendini avutur. Yağmur yağarken onu eve bağlayacak bir şey olsun diye (koca gibi), eve bir video alır ama nasıl çalıştırıldığını bilmediği, daha izleyecek kaseti olmadığı için yağmurlu havalarda sokaklarda macera aramaya devam eder. İyi bir gözlemcidir, abaza olduğunda gözlem gücünün daha da arttığına inanır: "Öyle bir anımda muhafazakar partinin geleceğini bile kestirebilirim". Bu yeteneği barlarda aradığı erkekleri bulmasında çok işine yarar.Porno
filmler çevirir ama her senaryoya da evet demez. Vampirler ve Frankenstein'a benzeyen cüceler arasında geçen bir filmde ona esas cüce rolü teklif edilir. Kabul etmez. "Patty zekidir ve zeki bir kız kendi ÅŸartlarını ileri sürmeden hiç bir iÅŸe giriÅŸmez" O yüzden bu filmi kabul etmeden ÅŸartlarını sıralar: "Ä°LK ÅžART. Kimse kendimi aÅŸk yüzünden öldürmeme neden olamaz. Roger Moore, James Coburn hatta sean Connery bile, ki benden neredeyse her istediklerini elde edebilirler. Tersine benimle seviÅŸtikten sonra ajan kendini öldürür.Ä°KÄ°NCÄ° ÅžART. Ne kadar iyi bir oyuncu olursam olayım bir cüceyi asla oynayamam.Öyleyse bir Frenkenstein deÄŸil de, bir emici olmalıyım (yeterli deneyimim var)…ÜÇÜNCÃœ ÅžART. Solgun olmak istemiyorum. Makyajımın Beatriz Alvarez tarafından ve pastel renklerde Roxy Music tarzında yapılmasını istiyorum…"La Luna'daki bu eÄŸlenceli yazılar bir gün sona erer. Çünkü Patty sıkılmıştır.Bir "Adios" yazısı yazar:"…Şimdiye kadar fahiÅŸelik yaptım ve kimsenin resmi görüşü gerekmedi. Kendimi yüzeysel biriymiÅŸ gibi gösterecek kadar entellektüel deÄŸilim…Şöhret beni hüzünlü bir melankolik yaptı ve bu ruh halinden çıkmak için uyuÅŸturucu kullanmak gelmiyor içimden. Söyleyecek bir ÅŸeyim yok ve bir ÅŸey söylemek istemiyorum. Yazmaya devam etmenin bir anlamı kalmadı gibi geliyor bana. Bu sayfa ÅŸu satırdan sonra boÅŸ kalacak. BaÅŸkaları doldursun…"Patty'i susturan, onu yaratan adam yani ünlü Ä°spanyol yönetmen Pedro Almadovar'dan baÅŸkası deÄŸildir aslında. Bir yönetmenin, bir porno yıldızı yaratmasından daha doÄŸal ne olabilir deÄŸil mi? Ancak asıl ilginç olan da budur. Çünkü, La Luna'ya hikayelerini yazan bu hayal ürünü kadın, Almadovar'ın kendisidir. Erkek içindeki kadına can verebilir bazen. Hele bu Almadovar'ın bakış açısını taşıyan bir yönetmense ortaya çıkan kadının "Patty Diphusa", olmasını ÅŸaÅŸmamak gerekir.(Patidifusa'nın, Ä°spanyolca'da ÅŸaşıp kalmak anlamına geldiÄŸini biliyor muydunuz?)."Patty Diphusa Hikayeleri", Pedro Almadovar, Parantez Yayınları, Haziran 2000Mahinur DÄ°LDAR - 9 Ekim 2000, Pazartesi Â
button