Oluşturulma Tarihi: Mayıs 03, 2005 00:00
Bahar... Kadınlar... Aşk... İşte birbirlerini tamamlayan, uyum içinde üç güzel kelime.Bahar gelince kadınlar aşık olur. Bahar kelebekleri gibi mutlu olur, belki sonra incinir, kırılır, ama gücünün yettiğince emek harcarlar aşk için. Şiirler yazdıran, şarkılar söyleten ve de filmler çektiren aşk nasıl bir şeydir? Cevapları bulmak için okumak, şarkılar dinlemek ve elbette bol bol aşk filmi izlemek gerekiyor. 5-15 Mayıs tarihleri arasında Ankara’da yapılacak olan 8. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali bu yıl ‘aşk’ temasıyla ve ‘Ben her bahar aşık olurum’ sloganıyla çıkıyor izleyenlerin karşısına. Sinemaseverlere aşk filmleri izlettirecek festivalin programı zengin. Dünyanın ilk kadın yönetmeni olan Alice Guy’ın filmleri, Türkiye’de ilk kez Uçan Süpürge’de gösterilecek.Ülke sineması bölümünde Rus kadın yönetmen Lidia Bobrova’nın filmleri var. Bu yıl ünlü yönetmen Agnieszka Holland da Ankara’ya geliyor. Festivalde Holland’ın dünya sinema tarihine geçmiş dört filmi gösterilecek. HIRÇIN KIZ FESTİVALDEGeçen yıl kaybettiğimiz, İtalyan sinemasının hırçın kızı Laura Betti, festivalde özel bir programla anılıyor. Betti, İtalyan sinemasının en muhalif, en sıradışı figürlerinden biri olmasının yanında, stili ve derin oyunculuğu, entelektüel birikimi ve militan tavrıyla da önemliydi. Pier Paolo Pasolini’nin fetiş oyuncusu Betti, Venedik’te En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü aldığı ‘Teorem’ adlı film ve kendi yönettiği ‘Pier Paolo Pasolini: Bir Düşün Nedeni’ belgeseliyle festival seyircisiyle buluşacak. Festivalin bir başka sürprizi de 9-11 Mayıs tarihleri arasında Ankara’da olacak Pier Paolo Pasolini Fonu Derneği’nden Dr. Roberto Chiesi... Chiesi, Pasolini ve Laura Betti sineması üzerine uzman bir isim. Bu yılın ödüllerinden söz etmeden olmaz. Uçan Süpürge Onur Ödülü, Türk sinemasında vamp kadının da derinlikli rollerde iyi oyunlar çıkarabileceğini kanıtlamış olan oyuncu Sevda Ferdağ’a, Bilge Olgaç Başarı Ödülleri de seslendirme sanatçısı Jeyan Ayral Tözüm ve sinema yazarı Sevin Okyay’a verilecek.Greta Garbo hayranları onu unutulmaz üç filmi ‘Anna Karenina’, ‘Büyük Otel’ (Grand Hotel) ve ‘Gülmeyen Kadın’ (Ninotchka) ile izleyebilirler.YASAKLI FİLMLERHint sinemasının tartışmalı yönetmeni Deepa Mehta’nın dünyada tartışmalara yol açmış filmleri ‘Ateş’ (Fire) ve ‘Toprak’ (Earth) festival programında. Bu iki film de Hindistan’da yasaklanmış, gösterime girdiğinde sinemalar yakılmış, Mehta ölüm tehditleri yüzünden gizlenmek zorunda kalmıştı.Festivalde bu yıl aile kavramını Alman sineması üzerinden ele alan özel bir bölüm hazırlandı. Bu bölümde, feminist sinemayı çok fazla etkilemiş olan Ula Stöckl ve Jutta Brückner’in filmleri gösterilecek. Bu filmleri izlerken, Ula Stöckl’ün sözlerine kulak vermek gerek: ‘Hayatta her türlü aksilik gelebilir başınıza. Önemli olan nasıl baş edebildiğinizdir.’Hep kadınlar tutkulu aşklar yaşar, yaşatır der gibi bir halimiz oldu. Peki erkek yönetmenler aşkı nasıl yaşıyor ve beyazperdeye nasıl aktarıyor? Konu aşk olunca festival, tarihinde ilk kez erkek yönetmenler için bir bölüm hazırladı. ‘Aşık Erkekler Hattı’ adlı bu bölümde sinema tarihine geçmiş dört film gösterilecek. Uçan Süpürge Kadın Filmleri Festivali bu yıl kadın erkek herkesi aşık olmaya ve aşkın şifresini çözmeye çağırıyor.İşsizlik adama neler yaptırırİşten atılmanın, işsizliğin ne demek olduğunu 2001 yılında Türkiye’de yaşanan derin ekonomik krizde herkes fazlasıyla anlamıştı. Eş, dost, akraba birilerine vurmuştu piyango ve işsizlik bir şekilde herkese dokunmuştu. İşten atılmak insana neler yaptırır, hiç düşündünüz mü peki? Önce iş çevresinden, sonra dostlarından ve belki de ailesinden kopan, borç içinde çaresiz kalan, kendine olan güvenini tamamen yitiren bir insan sorununu nasıl çözer?Üçüncü sayfa haberlerine ne dersiniz? Olabilir mi acaba?Bu cuma vizyona girecek olan Costa Gavras imzalı Ölümcül Çözüm (Le Couperet) adlı filmi bir izleyin.Gavras, işten atılan insanların psikolojisini, dram ve komedi öğelerini bir arada kullanarak büyük bir ustalıkla perdeye yansıtmış.
Altın Koza’yla yenidenÇukurova’nın geleneksel ürünü pamuğun simgesi olarak ‘Altın Koza’ adı verilen ve ilk kez 1969 yılında düzenlenen etkinliklere yıllar sonra yeniden kavuştuk.1998 yılında Adana’da meydana gelen deprem nedeniyle bir süre ara verilen Altın Koza Film, Kültür ve Sanat Festivali, bu yıl 31 Mayıs-5 Haziran tarihleri arasında yapılıyor. Ulusal Sinema Platformu’nun destek verdiği festivalde Hülya Koçyiğit, Ekrem Bora, İrfan Atasoy, Sevda Ferdağ ve Yılmaz Köksal’a Yaşam Boyu Onur Ödülü verilecek.Sinema, DVD’ye kurban ediliyorHollywood, izleyenleri iyice eve kapamaya niyetli.Korsana karşı savaş dediler, araştırma sonuçları dediler ve sonunda filmlerin DVD’lerini eskiye göre çok daha erken piyasaya çıkarmaya karar verdiler.Normal şartlarda, vizyona giren bir filmin DVD’sinin çıkması 4-6 ay sürüyor. Şimdi ise bu süre daha da kısaltılacak.Bu fikrin çıkış noktası DVD satışlarından elde edilen gelirin sinemalardaki bilet satışlarını geçmesi, filmleri evinde izleyen seyircilerin sağladığı gelirin, sinemaya gidenlerinkinden daha fazla olmasıymış. Bir başka neden de DVD satın alan izleyicinin yüzde 70’inin filmleri arşiv amaçlı ya da ikinci kez izlemek için almayıp, ilk kez evde izlemeyi tercih etmesi. Filmleri ille de evde izleyeceğim diyen izleyiciyi fazla bekletip, korsana yöneltmek akıllıca gelmiyormuş.Peki, tek çözüm DVD’leri piyasaya erken sürmek mi acaba? Sinemada film izleme zevki DVD satışından gelecek paraya ya da korsana kurban mı edilmeli? Yok mu izleyiciyi salonlara çekmenin bir yolu? İsterlerse filmlerin vizyona girdiği gün çıkartsınlar DVD’lerini. Sinema salonunda, beyazperdede film izlemenin yeri her zaman ayrı olacak. Beyaz perdeden inciler...‘Eğer birini seviyorsan hemen söyle, o anda, yüksek sesle. Sonra çok geç olabilir.’ (En İyi Arkadaşım Evleniyor-My Best Friend’s Wedding, Yön: P.J. Hogan, 1997)Bunu biliyor muydunuz?19 Mayıs Perşembe günü vizyona girecek ‘Yıldız Savaşları Bölüm 3: Sith’in İntikamı’ filminin biletleri Cinebonus G-Mall ve Süzer Plaza-Small’da satışa sunuldu.
button