Ben havalı bir modacı değilim

Güncelleme Tarihi:

Ben havalı bir modacı değilim
Oluşturulma Tarihi: Şubat 04, 2012 03:00

Ay yıldız dövmeli Victoria’s Secret kızı Ana Beatriz Barros, 10 şubat’taki Cengiz Abazoğlu for adL defilesinde podyuma çıkmak üzere Türkiye’ye geliyor.

Haberin Devamı

 Bu özel defile öncesinde Abazoğlu ile buluştuk, hem yeni koleksiyonunu hem de planlarını konuştuk.         

Siz hazır giyim markası adL ile geçen sezon da işbirliği yapmıştınız. Kimyanız tuttu anlaşılan...

- Evet, bence güzel bir işbirliği oldu. Eylül ayında yaptığım koleksiyonun küçük bir bölümünü kasım ayında alıcılarla buluşturdular. Büyük ilgi görünce bir sonraki koleksiyon için hemen masaya oturduk.

Yeni koleksiyon hazırlıklarına başladıktan kısa süre sonra hem ilk defile hem de marka yüzü olarak Brezilyalı top model Ana Beatriz Barros’un adı geçmeye başladı. Bu isim, markanın mı yoksa sizin tercihiniz mi oldu?

- Ortak aldığımız bir karardı. Firma yetkilileri kendileriyle ikinci kez çalışmamı istediklerinde, bir ya da birkaç tane uluslararası modelin de defilede olmasını rica ettim.

Neden?

- Yabancı basının da ilgisini çekebilmek için... Dünyaca ünlü bir modelin defilede görev almasının uluslar arası platformda daha fazla ses getireceğine karar verdik.

Peki Türkiye’ye ne zaman gelecek? Defile günü değildir herhalde...

- Defileden birkaç gün önce gelecek ve çok yoğun bir trafiği olacak. Bir kampanya çekimi yapacak. Bu arada defilede giyeceği dört elbisenin fittingleri olacak. Başta “ıki elbise giyerim” demişti. Menajerine “Benim tasarımlarımı kendisine iletin” dedim. Modeller giydiği elbisenin büyüsüne kapılırlarsa menajerlerin koyduğu kuralları kırabiliyorlar çünkü...

Yine öyle olmuş görünüşe bakılırsa...

- Evet, tasarımları gördükten sonra “Dört kıyafet de giyerim, beş de” demiş. O kadar heyecanlı ki benim için neler tasarlandı diye merak içerisinde...

KOLEKSİYON HAZIRLARKEN HEP UYKULARIM KAÇIYOR

Ana Beatriz çok özel ve güzel bir model. Onun için tasarımlara özel dokunuşlar olacak mı?

- Kendi koleksiyonumu hazırlarken de, adL için çalışırken de muhakkak içinde bir şovu olan tasarımlar yapmayı seviyorum. Görselliği tetikleyecek parçalar var. O parçalar içinden üç tane giyecek, bir tane de ek olacak. Ama basın için de izleyenlerde için de kıyafeti heyecan yaratacak diyebilirim.

Hazır giyim ile tasarımcı işbirliğini nasıl değerlendiriyorsunuz?

- Hızlı moda, kadınların kalbini titreten bir sektör haline geldi. Çünkü bu tasarım bir parçaya çok rahatlıkla ulaşma imkanı sağlıyor. Zaten bu işbirliğinin tarafımdan kabul edilmesinin tek nedeni de buydu. Cengiz Abazoğlu markasının hazır giyimi de, haute couture’ü de sınırlı sayıda üretiliyor ve küçük bir gruba hitap ediyor.

Sanki bu kez daha da çok özen gösteriyormuşsunuz gibi geldi bana.

- Her yeni koleksiyon hazırlığında benim uykularım kaçar. Yani öncekinden daha fazla özen göstermem gibi bir durum söz konusu değil. Ama 1950’lerden esinlendiğim bu koleksiyon için moda dergilerinden birkaç eski fotoğrafı kesip panoma astım, sonra çizim yaptım. Bu başka bir heyecan unsuruydu benim için. 1950’lerin ruhu bir parça rock ile karıştı ve ilk kez bu kadar spor bir koleksiyona imza attım. Deri pantolonlar, tişörtler, deforme edilmiş yelekler... 1950’lerin 2012 remix’i gibi... Sportif ve seksi diyebilirim.

Defilede Ana Beatriz dışında kimler olacak?

- 30 model podyuma çıkacak. 20’ye yakın yabancı model getiriyoruz.

Neden yabancı modellere ağırlık verdiniz?

- Belli bir nedeni yok, sadece daha taze olsun istiyorum. Keşke 30 yerli model çıkarabilsem. Bir de bu koleksiyonu bembeyaz tenli, açık kumral ve sarışın modeller üzerinde düşündüm.

İŞİN MADDİ KISMINDA SÖZ SAHİBİ DEĞİLİM

Sanki kim defilesine daha ünlü modeller getirecek, kim daha büyük defile yapacak gibi amansız bir rekabet var sanki... Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

- Ben böyle bir durum olduğunu düşünmüyorum. Çünkü moda haftaları dünyanın her yerinde aynı şekilde işliyor. Mantığı çok doğru. Aslında bu bir yarış, tasarımcıların ve moda evlerinin aynı hafta içinde en hoş görüntüyü yakalamaya çalıştığı bir arena. Yapılan operasyonun ses getirmesi, bilinmesi ve herkes tarafından beğenilmesi ruhumuzu okşayan bir durum.

Kazanan olmak aynı zamanda kaşeyi de artırmıyor mu?

- Hayatımın hiçbir döneminde işin maddi kısmında söz sahibi olmadım. Benim için önemli olan, bir kıyafet hazırladıktan sonra gelen teşekkür telefonu, bir tebessüm... Bu bende 5 yaşındaki bir çocuğa şeker verilmesi gibi bir etki yaratıyor.

Hedef her dolaba bir Cengiz Abazoğlu imzalı ürün sokmak mı?

- İnanın bunun için çalışıyorum. Bana hep “Çok seviyorum tasarımlarınızı ama bende tek bir parçanız yok” deniyordu. adL markası işte bunu yapmam için aracılık ediyor. Bana kalsa Türkiye’deki her kadını kendim giydirmek isterim.

Bu arada “Bana Her şey Yakışır”da 200 bölümü geride bıraktınız. Başarınızı neye bağlıyorsunuz?

- Benim meslekteki 24’üncü yılım... Severek yapılan her iş başarılı oluyor. “Bana Her şey Yakışır”da da dediğiniz gibi 200 bölümü geride bıraktık. Ama bu bir kişiye mal edilemez, tüm ekibin başarısı...

Yine de sıcak tavırlarınızın bunda bir etkisi vardır diye düşünüyorum...

- Ben havalı bir modacı değilim. Balık burcuyum, çok duygusalım. Ve benim için insani tavırlar her şeyden önce gelir. Stratejik bir yapım da yoktur, her yerde aynıyım.

Haberin Devamı

OSCAR TÖRENİ İÇİN ELBİSE İSTEDİLER

Golden Globe’da kıyafetlerinizi giyen ünlülere rastladık. şimdi sırada Grammy ve Oscar’lar var. Sizden bu organizasyonlar için de kıyafet istendi mi?

- Oscar öncesi iki davet var, onlar için Los Angeles’a kıyafetler gitti. Oscar için de gönderdim ama şimdi isim vermeyeyim. Son dakikada giymektan vazgeçerler, olmaz... Bir firma çıkıp öyle bir rakam teklif edebiliyor ki dünya starına, o star istese de sizin kıyafetinizi giymeyebiliyor. Ve şu bir gerçek; benim öyle bütçelerim yok. Keşke olsa da aynı gece 10 ünlüye kıyafetlerimden giydirebilsem. Oscar töreni Star TV’den canlı yayınlanacak, ben de kırmızı halıyı yorumlayacağım. Ne hoş olur benim kıyafetimi giyen bir ünlü çıksa karşıma...

Peki giymesi için gönderdiğiniz, daha sonra o ünlü tarafından satın alınan kıyafetleriniz var mı?

- Karolina Kurkova buraya geldiğinde hem çekimlerde hem de gece giydiği kıyafeti buradaki organizatörlere aldırdı. Paris Hilton da öyle... Onlar “Elbise bende kalacak” deyince, satın almak zorunda kaldılar. Sipariş üzerine elbise diktiğim Hollywood starları da var ama ancak bir yerde görüntüleri çıkarsa “Ben yaptım” derim.

Haberin Devamı

ASHTON KUTCHER ANA’NIN PEŞİNDEN İSTANBUL'A GELEBİLİR

Ana Beatriz’in adı kısa süre önce Demi Moore’dan boşanan Ashton Kutcher ile anılmaya başlandı. Ana’nın, çapkın oyuncunun yeni gözdesi olduğu konuşuluyor. Siz bu dedikodularla ilgili ne diyorsunuz
?

- Biz de öyle bir duyum aldık. Hatta “Ana’nın peşinden geliyor” diye duyduk. Bilmiyoruz, burada göreceğiz.

Ana Beatriz’in İstanbul programında iş dışında neler olacak peki?

- Gelir gelmez istanbul’u gezecek. Bir de Türk kahvesi içmeyi çok istiyormuş.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!