Ben ev kadınlarını kıskanıyorum

Güncelleme Tarihi:

Ben ev kadınlarını  kıskanıyorum
Oluşturulma Tarihi: Ocak 12, 2014 12:21

BEN doğduğum günden beri hiç bir ev kadını ile yakın ilişki içine girmedim.

Haberin Devamı

Annem kendimi bildim bileli çalışıyordu, -ki bir kaç yıl önce emekli olunca da boş durmaya dayanamayıp ikinci üniversitesini okumaya karar verdi. Seneye İstanbul Üniversitesi Latin Dili ve Edebiyatı’nı bitirecek- arkadaşlarımın anneleri çalışıyordu, geniş ailemdeki tüm kadınlar da çalışıyordu. Şimdi tüm kız arkadaşlarım da sanki dünyanın dönmesi onlara bağlıymışcasına sürekli çalışıyor.

O yüzden ev kadınlığı benim hiç anlamadığım bir hayat tarzıydı.

Orda burda çıkan ev kadınlığının da bir meslek, bir seçim olduğunu anlatan yazılara da haliyle inanılmaz sinir olurdum.

Bana göre ev kadınlığı bir hayatın, bir insanın sahip olduğu tüm potansiyelin harcanmasıydı. Kimse koltuk minderi, kaktüs değildi sonuçta;

Hayatının aşkı, çocuğunun babası da olsa elin adamının parasıyla yaşanmazdı, çalışmak, üretmek lazımdı...

Haberin Devamı

***
Ben Türkiye saatiyle çalıştığım için her sabah 04.30-05.00 gibi kalkıp doğruca bilgisayar başına geçerim. Ne zaman gazetedeki işim biterse de ya derse ya kütüphaneye… Akşam da işte biraz Yetenek Sizsiniz İngiltere, bir iki aptal Amerikan dizisi, sonra uyku ve sar başa.

Sosyal hayat sıfırın altında, keyif için bir şey okumak uzak bir lüks, evde plastik bir kutudan çıkmamış bir öğün yemek yemek de öyle... Ve geçen haftaya kadar biri sorsa, başka bir şekilde yaşamayı aklımdan bile geçirmem derdim. Ama...

***
Geçen hafta, üniversitedeki doktora danışmanım Zahera memleketi Beyrut’a tatile gitti ve bana “Biraz dinlenmemi ve mümkünse o dönene kadar tez dosyasına dokunmamamı” emretti.
Öyle olunca da, belki de yetişkinlik hayatımda ilk defa, yaşadığım şehirde öğleden sonralarım boş kaldı.

Sıkılacağımı, hatta çıldıracağımı düşünüyordum.

Ama hiç de öyle olmadı.

Tüm dünya iş başındayken yapılacak öyle çok iş vardı ki.

Orda burda karşıma çıkan, ilginç bulduğum için kaydettiğim ama hiç dönüp de okumadığım tüm makaleleri, hikayeleri okudum. BBC’nin Horizon belgesellerinin kaçırdığım tüm bölümlerini peş peşe izledim, Zeytinyağlı pırasa ve biber dolma pişirdim. Aylardır görmediğim tüm arkadaşlarımı gördüm, unutulmuş emaillere cevap yazdım.

Haberin Devamı

Erkek arkadaşımın parça pinçik olmuş abuk subuk kıyafetlerini atıp yenilerini aldım. Ve İngilizlerin yummy mummy dediği, mahallemizin pek süslü tam zamanlı annelerine market kuyruğunda aşağılayıcı bakışlar atmak yerine ilk kez “Merhaba” dedim.

***
Ve onları az da olsa tanıyınca hiç birinin de sandığım gibi boş parazitler olmadığını; erkekler tarafından kandırılıp eve falan da kapatılmadıklarını, aksine kolayca kariyer yapabilecek donanıma sahipken ev kadını olmayı bilinçli olarak seçtiklerini ve çok da mutlu olduklarını gördüm.

Çocukları daima yanlarındaydı, dünyada olan biten her şeyden haberdarlardı, saçları, ciltleri mükemmel görünüyordu, yeni çıkan tüm kitapları okumuş, tüm filmleri izlemiş, tüm müzikalleri görmüşlerdi. Günde en az iki saat koşuyor, her gün Gwyneth Paltrow’un blogunda önerdiği aşırı komplike salataları yapıp yiyor, sağlıklı besleniyorlardı.

Haberin Devamı

Evleri pırıl pırıl, bahçeleri hatasız, bulaşıkları yıkanmış, çarşafları daima ütülüydü.

Evet belki para falan kazanmıyorlardı, kariyerleri yoktu, birinin karısı ve annesi olmak dışında bir şey değillerdi; ancak onlara göre zaten kocaları onlara sahip olduğu için şanslıydı, fatura ödemek erkek işiydi, kariyer denen şey saçma bir hırstı.

Tamam bütün bu görüşler, sahte aktiviteler, saatlerce süren kuaför seansları hala özünde ters bana..Ama...

***
İşin doğrusu sadece yarım gün ev kadınıymış gibi yaparak ve o yummy mummylerle takılarak geçirdiğim tek bir haftadan sonra daha bilgili, daha sağlıklı ve çok daha mutluyum.

Erkek arkadaşımla daha iyi geçiniyoruz; o kadar sakin ve huzurluyum ki bir haftadır annemle bile hiç tartışmadım.

Haberin Devamı

Elbette bir hafta yarı zamanlı da olsa boş gezmek hoşuma gitti diye tüm hayatımı, inandığım herşeyi değiştirecek değilim,

Ama artık ev kadınlarını ne küçük görüyorum ne kınıyorum. Sadece biraz kıskanıyorum. Sonuçta onlar -tamam hepsi değil ama bazıları- modern hırsları, feminizmi, şunu bunu boşverip, hayatın keyfini çıkartmayı seçmiş.

Ve kim bilir, belki de akıllı olan onlar.

Biz çırpınıp duruyoruz da noluyor sanki, hayat kısa sonuçta.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!