Ben erkek olmalıymışım

Ekimden bu yana ekrandasınız. “Afrodit’e Öğütler”de neler buluyor izleyiciler?              �

- Güzellik ve estetiğe dair her şeyi... Programda iki ayrı bölüm var. ılk yarısında estetik cerrahlarla ya da medikal estetik uzmanlarıyla görüşüyoruz. ıkinci yarısında ise ünlü röportajları ya da spa çekimlerimiz yer alıyor. Böyle bir programı İstanbul’da hazırlamak da büyük bir şans...

Neden?            �

- Çünkü İstanbul’da çekilecek çok fazla merkez var. Hele Nişantaşı... O semt estetik doktoru tarlası gibi! şimdide bu şehirde tanımadığım estetik uzmanı kalmadı diyebilirim.

Artık birine bakar bakmaz estetikli olup olmadığını anlayabiliyorsunuzdur...   �

- O kadar değil... Çok doğal görünen bir botoks uygulaması varsa anlayamam mesela... Ama “estetiği var mı”dan ziyade “neye ihtiyacı var”, onu rahatlıkla anlayabiliyorum.
 �
O DONUK İFADELERİ KADINLAR İSTİYOR   �
    �
Peki güzellik uzmanlarını dinlerken en çok neye şaşırıyorsunuz?

- Zevk için bir şey yapmaya kalkanlara “git buradan” diyebiyorlar. Ama bu etik tavır da bir yere kadar... Doğal görünüm için az dozda botoks uygulamayı tercih ettikleri bir müşteri, “parayı ödeyen benim” diye bastırabiliyor. O zaman da o donuk ifadeleri yapmak zorunda kalıyorlar. Bana en sık söyledikleri ise “Olur da bir doktor sana müdahalede bulunmak isterse, hemen çık git oradan!” oluyor.

Şu sıralar güzellik trendleri neler? ızleyici en çok hangi konuları merak ediyor?

- Kozmetik ürünler mi yoksa eczanelerde satılan dermokozmetik ürünler mi kullanmaları gerektiği konusunda çok fazla mail alıyoruz. Dermokozmetik ürünler tercih edilmeli tabii ki...

Siz neler kullanıyorsunuz?

- Bepanthen kullanmayı çok seviyorum. Hücre yenileyici bir ürün çünkü... Lush’ın doğal ürünlerini de seviyorum.

SADECE KAPI KOLU ÇıZMEK BANA YETMEDİ

Yeditepe Üniversitesi Endüstriyel Tasarım Bölümü’nden geçen yıl mezun oldunuz. Eğitim ve tasarım konusunda yakın dönem hedefleriniz neler?

- Önümüzdeki sene master yapmak istiyorum.

Yat tasarımı yaptığınızı biliyorum. Peki neden o alan? Küçük bir zümreyi ilgilendiren, niş bir ilgi alanı aslında...

- Benim tasarım konusundaki ilgim aslında arabalara karşıydı. Tüm çizimlerim arabalar üzerineydi... Ta ki Mercedes’in tasarım ofisinde birbirinden yetenekli tasarımcıların sadece kapı kolu çizdiklerini görene kadar! O an anladım ki bu tarz işler tek bir tasarımcı elinden çıkmıyor. Bu durumu görmek hevesimi kırdı. O kadar çalışıp tasarlayacağım, karşılığı bir kapı kolu olacak... Yatları da çok seviyordum, o alana yöneldim. Türkiye’deki tersanelerin en iyilerinden birinde staj yaptım.

Yat yapabildiniz mi?

- Evet... Stajdan sonra bir firmayla anlaştık, bir arkadaşımla beraber bir tane 6 metrelik, bir tanede de 12 metrelik (lobster) yat tasarımımızı hayata geçirdik. Biri Beylerbeyi’nde suya indi. Bir de Kale Kilit için kapı tasarladım, ikincilik ödülü aldım. O kapıyı gelecek yıl üretecekler.

BEN İNEK DENEN ÖĞRENCİLERDENİM

19 yaşında Türkiye güzeli olmanıza rağmen şöhret başınızı döndürmemiş. Bu kadar işkolik olmanıza şaşırdım açıkçası...

- TED Ankara Koleji mezunu olduğum için hiçbir zaman okulu bırakayım düşüncem olmadı. Bir tek “Buzda Dans” döneminde yarım dönem okulu dondurmak zorunda kalmıştım. O zaman bile vicdan azabı çektim. Ben inek denen öğrencilerdenim. Annem ve babam ODTÜ mezunu. Ailemde herkes üniversite mezunu. TED’i bitirip üniversiteden mezun olamasaydım ayıp olurdu. Endüstriyel tasarım okumak istediğime küçük yaşlarda karar vermiştim. Mankenliğin kısa süreli bir iş olduğu belli, en fazla ne kadar yapılabilir ki? Ama endüstriyel tasarım öyle değil. Okulu bırakmam bana ve aileme uymazdı. Zaten çok da severek okudum.

“Bu kadar güzelsin, ünlüsün, bir zengin koca bul geleceğini garanti altına al” diyen çıkmadı mı?

- Bir kız vardır, ailesi cahil davranıp arkasında durmamıştır, tatmadığı şeyleri tatmak için bunu yapmak ister. Ama benim ailemin durumu da iyiydi. Bu yüzden başka şeylerin arayışına girmedim. Benim öyle bir arayışım yok, ailem de buna izin vermez zaten.

ÇOCUK DÜŞÜNCESİ BANA ÇOK YABANCI

Buz pateni, dalış... Spor denince başka neler var?

- Dokuz yaşımdan bu yana dalıyorum, hiç bırakmadım. Her gün fitness yapıyorum. Metrocity’ye açılan buz pistinde “Buzda Dans”taki partnerimi gördüm, orada eğitmenliğe başlamış. Antrenman niyetine kaydım, unutmamışım.

Bir 15 yıl sonra kendinizi nerede görüyorsunuz?  �

- Bilmem ki. Hayallerim var ama her şeye ticaret gözüyle bakıyorum. Bazen ben erkek olmalıymışım diyorum. Para kazanmayı, çalışmayı, üretmeyi seven biriyim. Yuva kurayım, evimin hanımı olayım, çocuk yapayım gibi hayallerim hiç yok. Niyetim de yok. Çocuk düşüncesi bana çok yabancı geliyor. Kariyer çok daha önemli.

Yalnız biri olmaktan korkmuyor musunuz?

- Hayır. Muhtemelen benimle birlikte olan adam da işadamı olacağı için sıkıntı çıkmaz.

YAPIMCIM DAYANAMADI BURNUNU YAPTIRDI

Bu programı yapan biri eninde sonunda yoldan çıkmaz mı? Yani herkesin beğenmediği bir yeri vardır mutlaka, sizin aklınıza ufak müdahaleler yaptırmak gelmiyor mu hiç?

- Aslında oluyor öyle şeyler... Ben henüz yoldan çıkmadım ama yapımcım, aynı zamanda altı yıllık dostum Burçem için durum farklı... O çok katı kuralları olan bir kızdı. Estetiğe çok karşıydı. Nişantaşı’nda muhteşem burunlar yapan bir estetik doktoruyla röportaj yaptıktan beş gün sonra gidip burun ameliyatı oldu.

Sizin aklınızda bir şey yok mu hâlâ?

- şu an yaşım küçük ama 35’imden sonra kesin botoks yaptırırım. Buna karşı değilim.

ÇANTALARIM İÇİN ÖZEL DOLABIM VAR

Alışverişe ne kadar para harcıyorsunuz?

- Biraz fazla sanırım. Özellikle yurtdışında çok alışveriş yapıyorum, yaptığımda da sıkı yapıyorum. En çok ayakkabı ve çanta alırım. Çantalarımı üst üste koymayı sevmediğim için çanta dolabı yaptırdım. O kadar para veriyorsun, ona göre de dolabı olması lazım.