Ben duygusal adamım

* Şimdiye kadar birçok projede yer aldınız. “Benim miladım bu dizidir” diyebileceğiniz proje hangisiydi?      �

- “Aynalı Tahir”... Fenomen bir diziydi. Orada Ekrem diye birini canlandırıyordum. Kötü fakat duygusal, kötü ama komik gibi farklı farklı yönleri, duyguları olan bir karakterdi, oyunculuğumda ciddi gelişme sağladı. Üstelik dizinin çok fazla tekrarı verildiği için birkaç jenerasyon beni tanıdı, ciddi bir fan kitlem oluştu.

* Sonra?                                �
 
- Sonra “Melek” diye bir dizi yaptım. Sonra askerlik... Ardından “Kaybolan Yıllar”ı çekmeye başladık. Arada birçok dizi var tabii... Şimdi de “Araf Zamanı”nda rol alıyorum.

* “Araf Zamanı”nın 29’uncu bölümde final yapacağı konuşuluyor. Doğru mu bu?�

- Evet, bu sezon bitiriyoruz.

* Neden?

- Yapım tarafını ilgilendiriyor bu olay aslında. Ama dizi seyredilmediği için değil kesinlikle. Aksine “Araf Zamanı” öyle ciddi bir izleyici kitlesine ulaştı ki, diziye başlarken bu kadar tutulacağını ben bile düşünmüyordum.

YAPIM ŞİRKETİM YOK SADECE OYUNCUYUM

* “Kaybolan Yıllar”la adınızı Ortadoğu’da da duyurdunuz. Arap ülkelerinde çok seviliyormuşsunuz.

- Evet, sağ olsunlar. Ben özellikle yaz aylarında alışveriş merkezlerinde rahat rahat oturup yemek yiyemiyorum. Arap hayranlarım yanıma gelip imza almak, fotoğraf çektirmek istiyorlar çünkü. Geçen gün de Ortadoğu’da yayınlanacak bir reklam filminde rol alacağım yönünde haberler çıktı. Kıvanç Tatlıtuğ, Murat Yıldırım ve Cansel Elçin’le birlikte... Bundan gurur duydum.

* Zaten sizin anne tarafınızda da Araplık var bildiğim kadarıyla, değil mi?

- Evet... Annem Arap, babam Arnavut. Belki o yüzden ayrı bir sempati duyuyorlardır.

* Peki “Araf Zamanı” bitiyorsa, ufukta yeni bir proje göründü mü?

- Yok. Bu konuda çok titiz davranıyorum. İki üç bölüm oynayıp paramı alma derdinde değilim. Birkaç tane kötü dizi deneyimim oldu. Sevenlerim “Böyle bir dizide oynamayı nasıl kabul edersin” diye beni mail yağmuruna tuttu. Bu arada sanılanın aksine benim bir yapım şirketim yok, sadece oyuncuyum.

BU ÜLKEDE ERKEKLERİN YÜZDE 98’İ MAÇODUR

* Hayranlarınız epey sahipleniyorlar sizi yani...

- Evet. 7’den 70’e birçok insan yolda görünce sarılıyor. Duygusal biri olduğum için de böyle durumlarda hemen gözlerim doluyor.

* Çoğu insan sizin için duygusal değil sert, maço tabiri kullanır.

- Birileri internete yazıyor. Öyle biliyorlar. Bir kız kardeşim var, Aslı Hünel. Büyürken ona sahip çıkmak, yaşadığımız semte uygun giyinmesine dikkat etmesini söylemekse maçoluk, Türkiye’nin yüzde 98’i maçodur!

* O anlamda değil... İkili ilişkilerdeki maçoluğu kastediyorum.

- Evet, öyleyim. Değer verdiğim insanı sahiplenirim. Bir beraberlik yaşıyorsanız, o insana sahip çıkmaktan, onu koruyup gözetmekten daha doğal ne olabilir ki?

DİZİ SETİNDE BURNUM ÜÇ YERİNDEN KIRILDI

* Merak ediyorum, burnunuz estetikli mi?

- Evet. Çünkü yıllar önce bir dizi setinde, kavgalı dövüşlü bir sahne çekimi sırasında bir darbe aldım ve burnum tam üç yerinden kırıldı. Mecburen yaptırmak durumunda kaldım.

* Magazinel bir isim olmayı tercih etmediniz hiçbir zaman... Neden?

- Daha sakin bir hayatı tercih ediyorum. Edirnekapı’da doğup büyüdüm, hâlâ eski arkadaşlarımla görüşürüm. Hiç kopmadık birbirimizden. Ama bu yapım benim için dezavantaj oldu. Göz önünde olmayı sevmediğim için kendimi iyi ifade edemediğimi düşünüyorum.

* Popüler mekanlarda görünmediğiniz için özel hayatınıza dair hiçbir fikrimiz yok.

- Sevgilim var. Ama dediğim gibi daha sakin yerlerde, gözden uzak yaşamayı tercih ediyoruz.

* Maço olduğunuzu kabul ettiniz az önce... Peki ya romantizm?

- Biraz fazla romantiğimdir hem de... Sürpriz yapmayı çok severim. Mesela sevgilimin göz ucuyla baktığı ve beğendiğini hissettiğim bir şeyi, o unutmuşken alır tak diye önüne koyarım. Bazı insanlara da çiçek çok romantik gelir. Ama asıl önemli olan o çiçeği doğru zamanda yollamak, karşındakini şaşırtmak. Bazen sımsıkı sarılmak da çok güzel bir hediyedir diye düşünüyorum.

ADAM YARALAMADIM SİCİLİM TERTEMİZ

* 2008’de eski eşiniz Sergin Akyaz’ı bıçakla yaralama ve rol aldığınız “Serçe” dizisinin yönetmeni Tunç Davut’u yaralamaya teşebbüs iddialarıyla iki yıla kadar hapis istemiyle dava açıldığı haberleri çıkmıştı. Gerçek miydi tüm bunlar?

- Hayır. Dizinin yönetmeniyle bir mahkememiz oldu. O sırada ben evliydim. Eşimin de adı geçti. Sonra başka davalarla birleştirildi falan... Öyle bir şey yok.

* Yani olay tamamen yanlış mı aksettirildi?

- Adam yaralasam ceza almış olmam gerekmez mi? Benim sicilim tertemiz.