Ben de sevilmek istiyorum

* Müzik hayatınıza Monopop adlı grupla başlamışsınız. Grupla yollarınız nasıl kesişti?        �

- Tesadüfen bir araya geldik. Grup arkadaşlarım daha önceden tanışıyordu, senelerce beraber müzik yapmışlardı. Onların vokale ihtiyaçları vardı, benim de bir şeyin parçası olmaya... Bir repertuvar oluşturduk ve çalışmaya başladık. Lise yıllarımda da bir grubum olduğundan, beraber müzik yapma konusunda deneyim sahibiydim. Böylece yıllar akıp gitti.

* Gruptan ayrıldıktan sonra bir dönem aranjörlük yaptığınızı duydum...

- Evet, evde kendi kendime müzik yapmak çok heyecan vericiydi. Her gün yepyeni sound’larla çıkageliyordum. İçimde müzik yapmak ve bunu insanlara dinletmekle ilgili büyük bir tutku vardı. Ben de bunun üzerine gidebildiğim kadar gitmeye çalıştım.

* 8 yaşında piyano çalmaya başlamışsınız. Müzik aşkı içinizde hep varmış sanırım...

- Öyleydi gerçekten. Hatta tek duyduğum şey müzikti diyebilirim. Etrafımda edilen sohbetleri duymazdım. Onun yerine mırıldanmayı tercih ederdim. Hatta ilkokulda derste mırıldanmalarım yüzünden öğretmenimden dayak bile yedim! Ama yılmadım tabii. Ailemin de desteğiyle piyano derslerine başladım. Gittikçe de kendimi geliştirdim.

ANLAMAK İSTEYEN HERKES KENDİNDEN BİR ŞEY BULACAK

* İlk solo albümünüz “Erik Ağacı”, kısa bir süre önce çıktı. Nasıl tepkiler?

- Güzel yazılar okuyorum. Bu albüm, benim bir dönemimi anlatıyor. Çok sevdiğim müzisyen arkadaşım Gürsel’le emeğimiz sonucunda ortaya çıkmış bir ürün. Anlamak ve dinlemek isteyen herkes kendinden bir şey bulacaktır.

* Albüme ismini veren şarkıyı nasıl yazdınız?

- Ozan Önen’le bir sohbetimiz esnasında bahsettiğimiz erik ağaçları bende şarkı yazma isteği uyandırdı. Sonuçta bu şarkı ortaya çıktı. “Erik Ağacı”, günümüz dünyasının samimiyetsizliklerine çözüm getirmesini umduğum bir daveti içeriyor aslında.

* Albümdeki tüm şarkıların sözleri size mi ait?

- Evet. Müziklerini ise Gürsel Çelik’le beraber hazırladık.

* Bir röportajınızda “Defterimi ve kalemimi yanımdan ayırmam, gördüğüm her şeyi yazarım” demişsiniz. Bu alışkanlık ne zaman başladı?

- Bu alışkanlık, kendimi ifade etme ihtiyacı duyduğumdan beri var. Okuma yazma bilmediğim dönemde bile evden çıkıp atari salonunda arkadaşımla buluşacağımı ifade eden bir şeyler çizip uyuyan annemle babamın başucuna koyar, onları meraklandırmamaya çalışırdım. Düzgün cümleler kurmaya başladığımdan beri de yazıyorum.

NEW YORK SOKAKLARINDA KAYBOLMAK İSTİYORUM

* Çıkış şarkınız “Bi’ Şey Olsun”a New York’ta klip çektiniz. Çekimlerden bahseder misiniz biraz?

- New York bambaşka bir memleket. Tam bir kültür karmaşası. Albüm tamamlandığında New York beni bekliyordu. Klibin yönetmeni Bora Tarhan oradaydı ve bir haftalık çekimler sonucunda videomuzu çekmiş olduk. Korkularıyla yüzleşen bir kadını canlandırmaya çalıştım. Şarkı da bu senaryoya çok güzel eşlik etti.

* New York’a ilk gidişiniz miydi?

- İlk gidişimdi, evet. Çok heyecanlı bir süreçti. New York’u keşfetmeye pek vakit bulamasam da orada muazzam bir zaman dilimi geçirdim. En kısa zamanda yeniden New York sokaklarında kaybolmak istiyorum.

* Peki ikinci klibiniz “Rüya” neyi anlatıyor?

- Rüyalarının içinde yaşayan bir kadını. Aşkın bilinçaltındaki yerini anlatıyor ama aslında şarkının sözleri çok daha derin manalar barındırıyor...

HERKES KENDİ OLUNCA GÜZEL

* Kendinizi müzik dünyasında nerede görüyorsunuz ve nerede olmak istiyorsunuz?

- Ben kendimi hiçbir zaman bir yere konumlandıramıyorum. Şahsına münhasır bir yapım var. Olduğum gibi kabul edilmek ve herkes gibi ben de sevilmek istiyorum. Sürekli değişiyoruz. Zaman belki bir konum kazandırabilir ama henüz bir fikrim yok.

* Kendinize örnek aldığınız ya da “Keşke yerinde olsaydım” dediğiniz birileri var mı?

- Herkes kendi olunca güzel.

* Peki kendi şarkılarını yapan biri olarak, “Keşke ben yazsaydım” dediğiniz bir şarkı var mı?

- Bunu düşünmenin bir sonu yok. Daha yazılacak çok şarkı olduğunu düşünüyorum.

İYİ Kİ BEKLEMİŞİM

* Biz sizi Teoman’la yaptığınız düetle tanıdık. Ama albüm beş yıl sonra geldi. Neden bu kadar sürdü?

- Araya uzun bir zaman dilimi girdi, çünkü yapılması gereken çok şey vardı. Şimdi dönüp bakıyorum da iyi ki bu kadar zaman geçmiş. Beraber büyümüş ve olgunlaşmışız. Doğru zaman bu zamanmış.

DİNLEYİCİLERİMİN HER BİRİ DERİN BİR OKYANUS

* Dinleyicilerinizi bekleyen yeni projeleriniz var mı?

- Onlardan gelecek her şeye açığım. Her biri derin birer okyanus benim için. Bende kendilerinden bir şey bulduklarını söylüyorlar. Bunu dile getirmeleri de yalnız hissetmememi sağlıyor. Yaptığım işe emek gözüyle bakıp keyifle dinleyen herkese söyleyebilirim ki; hep beraber şekilleneceğiz. Ben de daha iyisini yapmak için elimden ne geliyorsa yapmaya devam edeceğim.