Ben de Åžener Åžen’i özledim

Güncelleme Tarihi:

Ben de Şener Şen’i özledim
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 30, 2004 00:00

Son filmi EÅŸkıya üzerinden 8 yıl geçti. Arada Ä°kinci Bahar dizisi var ama bir sinema filmi seyredebilmek için 8 yıl beklemek zorunda kaldık. O müthiÅŸ çetenin (Yavuz Turgul, Mustafa OÄŸuz, Åžener Åžen ve Vargılar) yeni bir film yapacağını öğrendiÄŸimde heyecana kapıldım. Ä°nsanları damardan yakalayacak bir ÅŸeyler üreteceklerinden hiçbir kuÅŸkum yok.Filmin formülü ÅŸu: Hayat kadar basit. Åžener Åžen, deÄŸerlerine sıkı sıkıya sahip çıkan biri. ArkadaÅŸlık da onlardan biri. Ama bu filmi de Yavuz Turgul'la çekmesinin nedeni arkadaÅŸlık deÄŸil. Bu konuda yapabileceÄŸi bir ÅŸey yok, çünkü en iyi teklif yine ondan gelmiÅŸ. Åžener Åžen, Türkiye'ye gelmiÅŸ en baba oyunculardan biri. Bunun aksini söyleyebilecek biri varsa alnını karışlarım. Ama iÅŸte o adam ÅŸunu diyebiliyor: ‘‘Önce senaryo, sonra yönetmen, sonra oyuncu gelir.’’ Daha fazla bu adamı anlatmaya gerek var mı? Okuyun iÅŸte röportajı...Bunca zamandır biz sizi özledik. Siz bizi neden özlemediniz?- ÖzlemediÄŸimi kim söyledi? Kim söylediyse yalan söylemiÅŸ. Hem sizi hem de kendimi özledim...O ne demek?- Seyirci yanımla ‘‘Şener Åžen bir film yapsa da, ben de izlesem!’’ dedim. Ama yapacak bir ÅŸey yoktu, çünkü yapacak iyi bir ÅŸey yoktu!Valla onu bunu bilmem, kendinizi özgür hissediyorsanız fena halde yanılıyorsunuz. Siz bizi mutlu etmek için varsınız. YokluÄŸunuz bizi üzüyor. Hiç mi sosyal sorumluluÄŸunuz yok?- Böyle bir misyonum olduÄŸundan haberdar deÄŸildim. Hatırlattığın için teÅŸekkür ederim. Ne var ki, kasıtlı bir ÅŸey deÄŸildi...Peki hayatla ilgili öyle bir ÅŸey söyleyin ki ikna olalım, sizi mazur görelim: a) Zamanımı kadınlara ayırmayı tercih ettim. b) YorulmuÅŸtum. Beslenmek yeniden üretebilmek için okudum, gezdim, izledim, dinledim. c) Kendi içime yolculuk yaptım. d) Hiç bu kadar uzun boylu deÄŸil, tembellik hakkımı kullandım...- A şıkkı olmadığı kesin...ÖBÃœR ÅžIK NEYDÄ°?Neden?- Ömrüm boyunca kadınlarla ilgili özel bir telaşım, özel bir çabam olmadı da ondan. Kadınlardan mahrum kalmadım ama peÅŸlerinden koÅŸturacağım diye kendimi helak da etmedim. Her ÅŸey doÄŸal akışı içinde sürdü. b) şıkkına gelince: Benim yaşım yorulmak için erken, beslenmek için geç...Cümlenin birinci kısmını anladım da, ikinci kısmını kavrayamadım. 63, çok da büyük bir yaÅŸ sayılmaz!- Ben de ‘‘Bir ayağım çukurda’’ demiyorum. Her ne kadar insan her yaÅŸta bir ÅŸeyler öğreniyorsa da, belli ÅŸeyleri damıtarak bu yaÅŸlara geliyor. Yani beslendinse beslendin, yoksa cılız halinle ömrünün sonuna kadar gidersin. Allah'a şükür böyle bir endiÅŸem olmadı. Öbür şık neydi?Kendi içine yolculuk?- Bir an geliyor, kendinle hesaplaÅŸmak zorunda hissediyorsun. Artık buna yolculuk mu dersin, ne dersin. GeçmiÅŸe bakıp şöyle diyorsun: ‘‘Ben ne yaptım bugüne kadar? Mutlu muyum ürettiÄŸim iÅŸlerden? Kaçını becerdim? Kaçını beceremedim?’’ Baktım ki, fena da sayılmaz benim durumum. Sanırım, akılda kalan birkaç film yaptım. Ve istedim ki, gerçekten içime sinen bir filmle tekrar izleyici karşısına geçeyim. Tembellik hakkımı da biraz kullanmışımdır ama esas olarak kendime uygun bulduÄŸum bir senaryoda olmam önemliydi...Yani ortalıktan kaybolmanızda, yapılan iÅŸlerin pespayelik seviyesi etkiliydi!- Ben meseleyi daha kibar koymayı tercih ederim: Sinema dediÄŸin ÅŸeyde, herkes kendine uygun bir dünya yaratmaya çalışır. Senaryoyu okursun, o dünyada yer almak istersin ya istemezsin. Senin bakışına göre ya iyidir ya da sana uygun deÄŸildir. Yani ‘‘kötüdür’’ diyemem, ‘‘pespayedir’’ hiç diyemem. Benimki de o hesap. Bütün senaryoları okudum. Ama n'apim, en iyi teklif yine Yavuz'dan geldi.Pek çok teklif aldığınızdan şüphemiz yok da, hiçbirinde mi kendinizi göremediniz?- Öyle diyebilirim. Göremedim...Siz çok mu kendinizi beÄŸenmiÅŸ birisiniz? Hiç mi ortalama, idare eder, ‘‘eh iÅŸte’’ projelerde yer alamazsınız!- ‘‘Kendini beÄŸenmiÅŸ bir adam deÄŸilim’’ demek bile bir kibir aslında. Bu tür tuzaklardan olabildiÄŸince uzak bir hayat sürüyorum ben. Star gibi yaÅŸamıyorum, kendimi öyle algılamıyorum. Fakat benim geldiÄŸim yol uzun bir yol. BaÅŸlarda deneme-yanılma yöntemleriyle birtakım ÅŸeyler yapıyorsun, içine sinmeyen projelere de imza atıyorsun. Ama giderek, istemediÄŸin ÅŸeyleri hayatından ayıklama lüksüne sahip oluyorsun. Elit bir seçicilik deÄŸil sözünü ettiÄŸim. Şöyle bir yol ayrımına geliyorsun: ‘‘Ben bu insanlara ne söylemek istiyorum? Bunu en iyi nasıl söyleyebilirim?’’ Yani benim derdim ‘‘Orada da görüneyim. Burada da olayım’’ hiç olmadı.Ä°yi de insan korkmaz mı? ‘‘Bu piyasadan silineceÄŸim, yok olacağım, unutulacağım’’ gibi insani hislere kapılmaz mı?- Bende böyle duygular yok. Katiyen. Ki 8 yıl uzun bir süre. Ä°nsanı korkulara gark edecek kadar uzun bir süre. Ama yaptığım iÅŸte, benim için hem var olmak hem de mutlu olmak önemli. Pek çok teklife ‘‘Tamam’’ diyebilirdim, var olabilirdim ama mutlu olmazdım...Siz ‘‘Starların el kitabı’’na uygun davranmıyorsunuz...- Bunu bir iltifat olarak kabul ediyorum. Tuzaklardan uzak durabilmiÅŸim demek ki...Peki bu geçen sürede, ‘‘tuzak’’lardan uzak durumayanlar adına hiç utandığınız oldu mu? Ben bazen birini izlerim ve üzerime vazife deÄŸilken onun adına utanç duyarım: ‘‘O projeyi niye kabul etti? Nasıl oldu da tamam dedi?’’- Daha gençken ben de böyle duygulara kapılırdım: ‘‘Neden böyle yapıyor? Nasıl olur da sonuçlarını göremiyor?’’ Ama bir yaÅŸ geliyor, bunun ne kadar saçma olduÄŸunu idrak ediyorsunuz...Nasıl yani?- Hepimizi biçimlendiren, karakterimizi oluÅŸturan o kadar birbirinden farklı etken var ki. Demek istiyorum ki, onun niye öyle düşündüğünü, o teklifi, o filmi, o projeyi, artık her ne haltsa, neden kabul ettiÄŸini biz anlayamayız. Hangi korkulardan geçti, oralara nasıl geldi, neden ‘‘Tamam’’ dedi? Anlamaya çalışmak bile nafile bir çaba. Hem bize ‘‘kötü’’ gelen ona gelmiyor. Biz nasıl diyebiliriz ki: ‘‘KardeÅŸim bu kötü!’’ Böyle bir hakkımız yok. Kimseyi, bize benzemediÄŸi için yargılamaya hakkımız yok.Bir bilge gibi konuÅŸuyorsunuz. Böylesine bir hoÅŸgörüye sahip olabilmek için 60'ı devirmek mi gerekiyor?- Bu soru galiba ‘‘Sen kendini yaÅŸlı mı hissediyorsun’’un ters takla attırılmış hali! Yanılıyor muyum? Biraz hissetsem fena olmazdı gerçi. Filmden önce bir müzikal projesi vardı, sonbahara kaldı. Çünkü ben provalarda gençlerle birlikte ters takla atmaya baÅŸladım. MeÄŸer 60'ı devirince, böyle ÅŸeylere kalkışmak çok da iyi bir fikir deÄŸilmiÅŸ. Bu haddimi ve yaşımı aÅŸan hareketler boyun fıtığımın tetiklenmesine yol açtı. Beden yaşınla ilgili bir yaÅŸlanma oluyor, o kadar...ŞÖHRET SAHÄ°BÄ° OLMAK TUZAKBu kadar sürede nasıl geçindiniz? Siz parasız yaÅŸamanın sırlarını mı biliyorsunuz? Yoksa daha önceki projelerden kazandığınız para, 7 sülalenize yetecek kadar çok mu?- Valla, yetinme diye bir ÅŸey var hayatta. Beni lüks ilgilendirmiyor. Hatta rahatsız ediyor. Ä°lla, yalım olsun diye bir derdim yok. Hiç olmadı. 15 korumayla gezeyim, ‘‘Şener Åžen geliyor...’’ densin, bunlar da bana göre ÅŸeyler deÄŸil...Siz mesela bir restorana telefon açıp ‘‘Merhaba ben Åžener Åžen. AkÅŸam için yer ayırtmak istiyorum...’’ demez misiniz?- Rezervasyonda kolaylık olacaksa derim. Neden demeyeyim? Ne var ki, ben genellikle reservasyonsuz giderim. Yer varsa vardır, yoksa yoktur. Tabii ki, ismimle neler yapabileceÄŸimin farkındayım. Ama Åžener Åžen isminin beni etkisi altına almasına razı deÄŸilim. Mesele bu. Çünkü isimler de birer tuzak. Her isim sahibi insan için bu böyle. Bir ÅŸeyleri iyi becerebilmek, bu yüzden de şöhret sahibi olmak tuzak...‘‘Şöhret felakettir’’ mi diyorsunuz?- Belki de. Ä°nsanın dış gözünün hep açık olabilmesi lazım. Şöhret bunu engelleyebilir. Sizin iyi iÅŸler yapmanızı kilitleyebilir. Kendinize olaÄŸanüstü ÅŸeyler vehmedebilirsiniz. ‘‘Bensiz film olmaz’’ diyebilirsiniz. Ä°yi oyuncu olduÄŸunuza ve her ÅŸeye kadir olduÄŸunuza o kadar inanabilirsiniz ki iÅŸi ‘‘Senaryo nedir? Yönetmen nedir? Yeter ki ben görüneyim!’’ kadara vardırabilirsiniz. Ä°nsanın başına gelebilecek en büyük tehlike budur. Belki de bu yüzden, her filmde ben bütün bildiklerimi unutmaya çalışırım: Åžener Åžen yok, sadece bu iÅŸe hevesli biri var...Her gördüğüm kadına gitmem her okuduÄŸum senaryonun da üzerine atlamamBu yeni filmle ilgi korku var mı?- MüthiÅŸ bir heyecan var diyelim. Ãœretim heyecanı: Düşündüğümüz gibi olacak mı? Bu iÅŸin altından kalkabilecek miyiz? Kafamızdaki ÅŸeyleri hayata geçerebilecek miyiz?Bir filme baÅŸlamak, bir kadınla flört etmeye baÅŸlamaya benzer mi: ‘‘Acaba film iyi olacak mı? Acaba aramızda bir ÅŸey yaÅŸanacak mı?’’ Ä°nsan içinde benzer heyecanları, korkuları, merakları barındırır mı?- Herkese göre farklı olabilir. Benim genel tavrım da giriyor tabii iÅŸin içine...E o zaman öğrenelim genel tavrınızı!- Ben karşıdan iyice iÅŸaret gelmeden gitmem...Filme mi kadına mı?- Ä°kisine de. Önce ikna olmam lazım. Film söz konusuysa senaryoya, kadınlar söz konusuysa ilgi duyduklarına. Her gördüğüm kadına gitmem, her okuduÄŸum senaryonun da üzerine atlamam! Arsızlık yapmam.Siz bir korkak olabilir misiniz?- Zannetmiyorum. Israrcı deÄŸilim demeyi tercih ederim. Tek taraflı ÅŸeylere inanmam. Erkek dünyasının yorumları vardır: ‘‘Bir kadın hayır diyorsa, o aslında evet'tir. Ãœzerine gideyim. Dur biraz daha taciz edeyim...’’ Hayır kardeÅŸim, kadın hayır diyor!Ama bazen de kadınların ‘‘Hayır’’ı gerçekten ‘‘Evet’’tir!- Ä°yi de o hissedilir. Sezgiler ne güne duruyor? Ben iÅŸaret almaya inanan bir erkek ekolünden geliyorum...AyÅŸe ARMANBen de Åžener Åžen’i özledimSon filmi EÅŸkıya üzerinden 8 yıl geçti. Arada Ä°kinci Bahar dizisi var ama bir sinema filmi seyredebilmek için 8 yıl beklemek zorunda kaldık. O müthiÅŸ çetenin (Yavuz Turgul, Mustafa OÄŸuz, Åžener Åžen ve Vargılar) yeni bir film yapacağını öğrendiÄŸimde heyecana kapıldım. Ä°nsanları damardan yakalayacak bir ÅŸeyler üreteceklerinden hiçbir kuÅŸkum yok. Filmin formülü ÅŸu: Hayat kadar basit. Åžener Åžen, deÄŸerlerine sıkı sıkıya sahip çıkan biri. ArkadaÅŸlık da onlardan biri. Ama bu filmi de Yavuz Turgul'la çekmesinin nedeni arkadaÅŸlık deÄŸil. Bu konuda yapabileceÄŸi bir ÅŸey yok, çünkü en iyi teklif yine ondan gelmiÅŸ. Åžener Åžen, Türkiye'ye gelmiÅŸ en baba oyunculardan biri. Bunun aksini söyleyebilecek biri varsa alnını karışlarım. Ama iÅŸte o adam ÅŸunu diyebiliyor: ‘‘Önce senaryo, sonra yönetmen, sonra oyuncu gelir.’’ Daha fazla bu adamı anlatmaya gerek var mı? Okuyun iÅŸte röportajı...Bunca zamandır biz sizi özledik. Siz bizi neden özlemediniz?- ÖzlemediÄŸimi kim söyledi? Kim söylediyse yalan söylemiÅŸ. Hem sizi hem de kendimi özledim...O ne demek?- Seyirci yanımla ‘‘Şener Åžen bir film yapsa da, ben de izlesem!’’ dedim. Ama yapacak bir ÅŸey yoktu, çünkü yapacak iyi bir ÅŸey yoktu!Valla onu bunu bilmem, kendinizi özgür hissediyorsanız fena halde yanılıyorsunuz. Siz bizi mutlu etmek için varsınız. YokluÄŸunuz bizi üzüyor. Hiç mi sosyal sorumluluÄŸunuz yok?- Böyle bir misyonum olduÄŸundan haberdar deÄŸildim. Hatırlattığın için teÅŸekkür ederim. Ne var ki, kasıtlı bir ÅŸey deÄŸildi...Peki hayatla ilgili öyle bir ÅŸey söyleyin ki ikna olalım, sizi mazur görelim: a) Zamanımı kadınlara ayırmayı tercih ettim. b) YorulmuÅŸtum. Beslenmek yeniden üretebilmek için okudum, gezdim, izledim, dinledim. c) Kendi içime yolculuk yaptım. d) Hiç bu kadar uzun boylu deÄŸil, tembellik hakkımı kullandım...- A şıkkı olmadığı kesin...ÖBÃœR ÅžIK NEYDÄ°?Neden?- Ömrüm boyunca kadınlarla ilgili özel bir telaşım, özel bir çabam olmadı da ondan. Kadınlardan mahrum kalmadım ama peÅŸlerinden koÅŸturacağım diye kendimi helak da etmedim. Her ÅŸey doÄŸal akışı içinde sürdü. b) şıkkına gelince: Benim yaşım yorulmak için erken, beslenmek için geç...Cümlenin birinci kısmını anladım da, ikinci kısmını kavrayamadım. 63, çok da büyük bir yaÅŸ sayılmaz!- Ben de ‘‘Bir ayağım çukurda’’ demiyorum. Her ne kadar insan her yaÅŸta bir ÅŸeyler öğreniyorsa da, belli ÅŸeyleri damıtarak bu yaÅŸlara geliyor. Yani beslendinse beslendin, yoksa cılız halinle ömrünün sonuna kadar gidersin. Allah'a şükür böyle bir endiÅŸem olmadı. Öbür şık neydi?Kendi içine yolculuk?- Bir an geliyor, kendinle hesaplaÅŸmak zorunda hissediyorsun. Artık buna yolculuk mu dersin, ne dersin. GeçmiÅŸe bakıp şöyle diyorsun: ‘‘Ben ne yaptım bugüne kadar? Mutlu muyum ürettiÄŸim iÅŸlerden? Kaçını becerdim? Kaçını beceremedim?’’ Baktım ki, fena da sayılmaz benim durumum. Sanırım, akılda kalan birkaç film yaptım. Ve istedim ki, gerçekten içime sinen bir filmle tekrar izleyici karşısına geçeyim. Tembellik hakkımı da biraz kullanmışımdır ama esas olarak kendime uygun bulduÄŸum bir senaryoda olmam önemliydi...Yani ortalıktan kaybolmanızda, yapılan iÅŸlerin pespayelik seviyesi etkiliydi!- Ben meseleyi daha kibar koymayı tercih ederim: Sinema dediÄŸin ÅŸeyde, herkes kendine uygun bir dünya yaratmaya çalışır. Senaryoyu okursun, o dünyada yer almak istersin ya istemezsin. Senin bakışına göre ya iyidir ya da sana uygun deÄŸildir. Yani ‘‘kötüdür’’ diyemem, ‘‘pespayedir’’ hiç diyemem. Benimki de o hesap. Bütün senaryoları okudum. Ama n'apim, en iyi teklif yine Yavuz'dan geldi.Pek çok teklif aldığınızdan şüphemiz yok da, hiçbirinde mi kendinizi göremediniz?- Öyle diyebilirim. Göremedim...Siz çok mu kendinizi beÄŸenmiÅŸ birisiniz? Hiç mi ortalama, idare eder, ‘‘eh iÅŸte’’ projelerde yer alamazsınız!- ‘‘Kendini beÄŸenmiÅŸ bir adam deÄŸilim’’ demek bile bir kibir aslında. Bu tür tuzaklardan olabildiÄŸince uzak bir hayat sürüyorum ben. Star gibi yaÅŸamıyorum, kendimi öyle algılamıyorum. Fakat benim geldiÄŸim yol uzun bir yol. BaÅŸlarda deneme-yanılma yöntemleriyle birtakım ÅŸeyler yapıyorsun, içine sinmeyen projelere de imza atıyorsun. Ama giderek, istemediÄŸin ÅŸeyleri hayatından ayıklama lüksüne sahip oluyorsun. Elit bir seçicilik deÄŸil sözünü ettiÄŸim. Şöyle bir yol ayrımına geliyorsun: ‘‘Ben bu insanlara ne söylemek istiyorum? Bunu en iyi nasıl söyleyebilirim?’’ Yani benim derdim ‘‘Orada da görüneyim. Burada da olayım’’ hiç olmadı.Ä°yi de insan korkmaz mı? ‘‘Bu piyasadan silineceÄŸim, yok olacağım, unutulacağım’’ gibi insani hislere kapılmaz mı?- Bende böyle duygular yok. Katiyen. Ki 8 yıl uzun bir süre. Ä°nsanı korkulara gark edecek kadar uzun bir süre. Ama yaptığım iÅŸte, benim için hem var olmak hem de mutlu olmak önemli. Pek çok teklife ‘‘Tamam’’ diyebilirdim, var olabilirdim ama mutlu olmazdım...Siz ‘‘Starların el kitabı’’na uygun davranmıyorsunuz...- Bunu bir iltifat olarak kabul ediyorum. Tuzaklardan uzak durabilmiÅŸim demek ki...Peki bu geçen sürede, ‘‘tuzak’’lardan uzak durumayanlar adına hiç utandığınız oldu mu? Ben bazen birini izlerim ve üzerime vazife deÄŸilken onun adına utanç duyarım: ‘‘O projeyi niye kabul etti? Nasıl oldu da tamam dedi?’’- Daha gençken ben de böyle duygulara kapılırdım: ‘‘Neden böyle yapıyor? Nasıl olur da sonuçlarını göremiyor?’’ Ama bir yaÅŸ geliyor, bunun ne kadar saçma olduÄŸunu idrak ediyorsunuz...Nasıl yani?- Hepimizi biçimlendiren, karakterimizi oluÅŸturan o kadar birbirinden farklı etken var ki. Demek istiyorum ki, onun niye öyle düşündüğünü, o teklifi, o filmi, o projeyi, artık her ne haltsa, neden kabul ettiÄŸini biz anlayamayız. Hangi korkulardan geçti, oralara nasıl geldi, neden ‘‘Tamam’’ dedi? Anlamaya çalışmak bile nafile bir çaba. Hem bize ‘‘kötü’’ gelen ona gelmiyor. Biz nasıl diyebiliriz ki: ‘‘KardeÅŸim bu kötü!’’ Böyle bir hakkımız yok. Kimseyi, bize benzemediÄŸi için yargılamaya hakkımız yok.Bir bilge gibi konuÅŸuyorsunuz. Böylesine bir hoÅŸgörüye sahip olabilmek için 60'ı devirmek mi gerekiyor?- Bu soru galiba ‘‘Sen kendini yaÅŸlı mı hissediyorsun’’un ters takla attırılmış hali! Yanılıyor muyum? Biraz hissetsem fena olmazdı gerçi. Filmden önce bir müzikal projesi vardı, sonbahara kaldı. Çünkü ben provalarda gençlerle birlikte ters takla atmaya baÅŸladım. MeÄŸer 60'ı devirince, böyle ÅŸeylere kalkışmak çok da iyi bir fikir deÄŸilmiÅŸ. Bu haddimi ve yaşımı aÅŸan hareketler boyun fıtığımın tetiklenmesine yol açtı. Beden yaşınla ilgili bir yaÅŸlanma oluyor, o kadar...ŞÖHRET SAHÄ°BÄ° OLMAK TUZAKBu kadar sürede nasıl geçindiniz? Siz parasız yaÅŸamanın sırlarını mı biliyorsunuz? Yoksa daha önceki projelerden kazandığınız para, 7 sülalenize yetecek kadar çok mu?- Valla, yetinme diye bir ÅŸey var hayatta. Beni lüks ilgilendirmiyor. Hatta rahatsız ediyor. Ä°lla, yalım olsun diye bir derdim yok. Hiç olmadı. 15 korumayla gezeyim, ‘‘Şener Åžen geliyor...’’ densin, bunlar da bana göre ÅŸeyler deÄŸil...Siz mesela bir restorana telefon açıp ‘‘Merhaba ben Åžener Åžen. AkÅŸam için yer ayırtmak istiyorum...’’ demez misiniz?- Rezervasyonda kolaylık olacaksa derim. Neden demeyeyim? Ne var ki, ben genellikle reservasyonsuz giderim. Yer varsa vardır, yoksa yoktur. Tabii ki, ismimle neler yapabileceÄŸimin farkındayım. Ama Åžener Åžen isminin beni etkisi altına almasına razı deÄŸilim. Mesele bu. Çünkü isimler de birer tuzak. Her isim sahibi insan için bu böyle. Bir ÅŸeyleri iyi becerebilmek, bu yüzden de şöhret sahibi olmak tuzak...‘‘Şöhret felakettir’’ mi diyorsunuz?- Belki de. Ä°nsanın dış gözünün hep açık olabilmesi lazım. Şöhret bunu engelleyebilir. Sizin iyi iÅŸler yapmanızı kilitleyebilir. Kendinize olaÄŸanüstü ÅŸeyler vehmedebilirsiniz. ‘‘Bensiz film olmaz’’ diyebilirsiniz. Ä°yi oyuncu olduÄŸunuza ve her ÅŸeye kadir olduÄŸunuza o kadar inanabilirsiniz ki iÅŸi ‘‘Senaryo nedir? Yönetmen nedir? Yeter ki ben görüneyim!’’ kadara vardırabilirsiniz. Ä°nsanın başına gelebilecek en büyük tehlike budur. Belki de bu yüzden, her filmde ben bütün bildiklerimi unutmaya çalışırım: Åžener Åžen yok, sadece bu iÅŸe hevesli biri var...Her gördüğüm kadına gitmem her okuduÄŸum senaryonun da üzerine atlamamBu yeni filmle ilgi korku var mı?- MüthiÅŸ bir heyecan var diyelim. Ãœretim heyecanı: Düşündüğümüz gibi olacak mı? Bu iÅŸin altından kalkabilecek miyiz? Kafamızdaki ÅŸeyleri hayata geçerebilecek miyiz?Bir filme baÅŸlamak, bir kadınla flört etmeye baÅŸlamaya benzer mi: ‘‘Acaba film iyi olacak mı? Acaba aramızda bir ÅŸey yaÅŸanacak mı?’’ Ä°nsan içinde benzer heyecanları, korkuları, merakları barındırır mı?- Herkese göre farklı olabilir. Benim genel tavrım da giriyor tabii iÅŸin içine...E o zaman öğrenelim genel tavrınızı!- Ben karşıdan iyice iÅŸaret gelmeden gitmem...Filme mi kadına mı?- Ä°kisine de. Önce ikna olmam lazım. Film söz konusuysa senaryoya, kadınlar söz konusuysa ilgi duyduklarına. Her gördüğüm kadına gitmem, her okuduÄŸum senaryonun da üzerine atlamam! Arsızlık yapmam.Siz bir korkak olabilir misiniz?- Zannetmiyorum. Israrcı deÄŸilim demeyi tercih ederim. Tek taraflı ÅŸeylere inanmam. Erkek dünyasının yorumları vardır: ‘‘Bir kadın hayır diyorsa, o aslında evet'tir. Ãœzerine gideyim. Dur biraz daha taciz edeyim...’’ Hayır kardeÅŸim, kadın hayır diyor!Ama bazen de kadınların ‘‘Hayır’’ı gerçekten ‘‘Evet’’tir!- Ä°yi de o hissedilir. Sezgiler ne güne duruyor? Ben iÅŸaret almaya inanan bir erkek ekolünden geliyorum...Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!