Ayşe Şule BİLGİÇ
Oluşturulma Tarihi: Ocak 04, 2006 00:00
Günlük hayatınızda karşılaştığınız, sayıları hiç de azımsanmayacak, yolda "vuuuuuun" diye giden, siz trafikte sıkışmış en sevmediğiniz şarkıyı bile söyler hale gelmişken yanınızdan geçen, sesleri ve görüntüleriyle içinizde bir yerlerde özgürlük damarlarınızı kabartan motosikletlere ve sürücülerine bakarken yüzünüzde anlamsız bir gülümseme yakalıyorsanız; siz de bu sevdaya tutulmuşsunuz demektir.
Motor sevdası aşk gibidir; nerde, ne zaman, nasıl olduğunu anlamanıza hiç fırsat vermeden kanımıza işler; aniden bu heyecanı hissedersiniz ve üzgünüm ama artık dönüş yoktur. Her şeyden önce bilmelisiniz ki motor kullanmak zor, zor olduğu kadar keyifli, tehlikeli, tehlikeli olduğu kadar huzur vericidir.
Motor kullanmak için bisiklete binmeyi ve otomobili kullanmayı biliyor olmanız çok büyük bir artıdır. Ancak motor ne motorlu bisiklet ne de iki tekerli otomobil değildir. Motosiklet kendi şahsına münhasır havasıyla ayrı bir yerdedir. Sağ el ayrı, sol el ayrı, sağ bacağınız ayrı, sol bacağınız ayrı bir fonksiyon üslendiğinden motor kullanmak komplike bir iştir. Mücadeleden hoşlanmıyorsanız yol yakınken dönün. Yoksa bu aşk sizi süründürür. Yok ben mücadeleden hoşlanırım diyorsanız buyurun...
MOTORUNUZU NASIL SEÇECEKSİNİZ
Öncelikle motosiklet kullanmayı hiç bilmiyor ve bu tecrübeye yeni sahip olacaksanız, bu aşkın uzun soluklu olmasını istiyor ve canınızı da seviyorsanız, yükseklerden uçmayın. 250 cc’yi geçmeyen hafif bir motorda acemilik atmanız pek bir doğru olur; kaldı ki hayatı boyunca bu cc’nin üstüne çıkmayan motor kullanıcıları bile var. Motorunuzu seçerken önemli bir diğer konu ise üzerine oturduğunuzda kendinizi nasıl hissettiğinizdir. Motoru ayakta tutan siz olduğunuza göre, size düşen bu görevi en iyi şekilde yapabildiğiniz bir motorla işe başlamak çok sağlıklı olacaktır. Yani motorun üstüne oturduğunuzda anatomik yapınızın motorla uyumlu olması ve üstündeyken kendinizi motora hakim ve güvende hissetmeniz yani ayaklarınızın yere sağlam basması çok önemli.
GİYİM-KUŞAM VE EĞİTİM
Motosikleti alınca "Tamamdır artık kullanabilirim" diye düşünüyorsanız, büyük bir yanılgı içindesiniz. Uygun kuşam ve iyi bir temel eğitim olmadan motosikletinizi garajdan çıkarmanız bile çok tehlikeli. Motosikletinizi almadan önce bunlara ayıracağınız bütçeyi de mutlaka hesaba katmalısınız.
Başlangıç modelleri
COMMUTER
Honda CG 125 Titan: YBR ye benzer yapıda olan Titan, 11 beygirlik güce ve 114 kilogram ağırlığa sahip.
Yamaha YBR 125: 125 cc’lik 4 zamanlı tek silindirli YBR, 12.5 beygir güç üretiyor. 107 kilogramlık ağırlığıyla boyundan büyük işler başarabilen sağlam güvenilir bir motosiklet.
SCOOTER
Honda Beat: Honda’nın 100 cc’lik modeli 100 kilogram ağırlığı, 7 beygirlik gücü, ekonomikliği ve kolay kullanımı ile başlangıç için ideal bir scooter.
Vespa LX 150: Scooter düşünenler için sadece başlangıç değil, uzun süre kullanılabilecek bir model LX 150. 110 kilogramlık ağırlığındaki LX’in 150 cc hacmindeki motoru 11.7 beygir güç üretiyor. Tasarıma ve kaliteye önem verenler için harika bir scooter.
SPOR
Honda CBR 125: Honda CBR 125, büyük ağabeylerini kullanmayı düşünen spor motosiklet meraklıları için biçilmiş kaftan. Tek silindirli 4 zamanlı motoru 13.2 beygir güç üretiyor. 115 kilogram ağırlığındaki CBR, 6 vitesli şanzımanı ve disk frenleriyle sürücülerini mutlu edebilecek bir motosiklet.
NAKED
Honda CBF 250: Güçlü, kolay kullanılan, dayanıklı ve kendini kanıtlamış bir model CBF 250. 250 cc’lik tek silindirli motoru 20 beygir güce sahip. 6 vitesli şanzımanı, alüminyum şasisi ve güçlü frenleriyle evladiyelik bir motosiklet.
ENDURO
Yamaha XT 125 R: Enduro motosikletleri beğenen sürücü adayları için XT 125R, iyi huylu karakteri, güçlü yapısı, teknolojisi ile göz dolduran bir model. 12.5 beygir güce, önde 170 milimetre, arkada 190 milimetre hareket mesafeli süspansiyonu ile sürücüsünü yoldan çıkaracak bir motosiklet.