Güncelleme Tarihi:
“Aşka Son şans” filmi önümüzdeki hafta vizyona girecek olan Dustin Hoffman, filmde canlandırdığı karakterden yola çıkarak yaşadığı bozgunları an-
lattı: “Ben de Harvey kadar aşağılandım. Mesela işten kovuldum.”
Önümüzdeki hafta Türkiye’de vizyona girecek olan “Aşka Son Şans” filminde boşanmış, kaybeden bir babayı canlandırdığı rolü ile büyük övgü alan Dustin Hoffman, filmden yola çıkarak evlilik hayatıyla ilgili samimi itiraflarda bulundu. İki kere evlenen, altı çocuk babası ve iki Oscar’lı yaşayan efsane, “Eşim Lisa ile 35 senedir birlikteyiz. Bence bu kadar süre evli kalmak büyük iş ya da en büyük yalanı yaşadık. Hayallerinizin kadını ile birlikte olup olmadığınızı bilmenin bir yolunu bulmak istiyorsunuz” diyor.
Aşka Son Şans (Last Chance Harvey) filminde Dustin Hoffman’a Oscar’lı başka bir büyük yetenek Emma Thompson eşlik ediyor. Evlilik kurumuna yönelik sıra dışı metinlerle yüklü film, yurtdışında büyük övgüler aldı. Joel Hopkins’in yönettiği filmin öyküsü şöyle: Jingle yazarlığı işini kaybetmenin eşiğinde olan Harvey (Dustin Hoffman) kızının düğününe katılmak üzere hafta sonu, New York’tan Londra’ya gider. Ama pazartesi sabahı önemli bir toplantıya katılmak üzere geri dönmek zorundadır. Harvey, Londra’ya geldiğinde kızının kendisini nikâh masasına götürmesi için üvey babasını seçtiğini öğrenir. Uğradığı hayal kırıklığını gizlemeye çalışan Harvey, nikâh kıyılmadan önce düğünden ayrılır ama yine de uçağını kaçırır. Tabii işten atılır. Bunun üzerine havaalanındaki barda içerek dertlerini bastırmaya çalışan Harvey, Milli İstatistik Kurumu’nun 40 yaşlarındaki, duyarlı bir çalışanı olan Kate’le (Emma Thompson) muhabbete koyulur. Hayatı işle, utandırıcı tesadüfî flörtlerle sınırlı olan Kate ile Harvey’i büyük sürprizler beklemektedir.
Hem Harvey’nin hem de Dustin Hoffman’ın olan ortak bir özellik söyler misiniz?
- Ben bir caz piyanist olmayı her şeyden çok istiyordum. Hâlâ istiyorum. Joel, Harvey için bir başka uzmanlık düşünmüş. Ben “Harvey’i caz piyanisti olmak isteyen biri yapabilir miyiz?” dedim ve Joel jingle yazarlığı fikri ile geldi. Bir diğer ortak yön ise ben de evlendim ve boşandım.
Neyse ki, Harvey’in kızının, kendisine kilisede yürürken eşlik etmesini istemediğini söylediği kalp kırıcı sahne, tecrübe ettiğiniz bir şey değildi.
- Çok şükür, hayır (gülüyor). Kilisede kızımla beraber yürüdüm ve onu gelin verdim.
“Kramer Vs. Kramer” ile “Last Chance Harvey”i nasıl karşılaştırıyorsunuz? İkisi de boşanma ile mücadele eden aileler...
- Kramer boşanmanın sonuçlanması ile bitiyor. Bu film ise boşanmanın yansıması ile başlıyor. Her ne olursa olsun boşanma zor. Ben boşanmamın kendi çocuğum için ne kadar acı verici olduğunun son derece farkındaydım. Gerçekten çok fazla acı çektiler. Filmin içerisinde kendi geçmişlerimizden gelen birçok alıntı var.
BEN DE İŞTEN KOVULDUM
Geçmişinizdeki zorlu tecrübeler Harvey rolünü daha iyi konsantre olmanızı sağlıyor olmalı...
- Evet, hiçbir zaman oynayacağım karakteri kendimden ayrı düşünmeyi sevmem. Ben karakteri oynamam, karaktere bürünürüm. O karakter içinizde zaten. Kendimi Harvey’in yerine koymakta çok fazla zorlanmıyorum. Hayallerimizin insanını bulamazsak ne olur? Ya da sevdiğimiz işi bulmazsak? Hatta ikisi?
Siz özel yaşantınızda ve kariyerinizde hayallerinizi gerçekleştirdiniz mi?
- Tabii ki. Eşim Lisa ile 30 senedir evliyiz. Bence bu kadar süre evli kalmak büyük iş ya da en büyük yalanı yaşadık (gülüyor). Hayallerinizin kadını ile birlikte olup olmadığınızı bilmenin bir yolunu bulmak istiyorsunuz.
Bunu biraz daha açar mısınız?
- Hayallerinizin insanı ile tanıştığınızda farkına varıyorsunuz ki her ne kadar çok zaman geçirirseniz geçirin, hiçbir zaman yeterli olmuyor. O insan ile her gece aynı yatağa girip, sarılıp, kendini huzurlu ve güvende hissetme olağanüstü bir duygu. Bundan daha iyisi olamaz.
Hayatınızda hiç filmin ilk bölümünde Harvey’in olduğu kadar aşağılanmış ve mağdur hissettiniz mi kendinizi?
- Ben de daha evvel işimden kovulmuştum. Bunun kadar kötü bir şey yok çünkü sokaktan aşağıya doğru şok içinde yürüyorsunuz boş bakışlarla.
En son ne zaman kovuldunuz?
- Çok uzun zaman önceydi. Ben yıldız olmadan önce, ancak hiçbir zaman unutmuyorsunuz. Büyük bir filmden kovulmadım. Aktör olmanın komik yanlarından biri de bu gibi durumlarda normalde davranmayacağınız gibi rol yapmanız. Harvey’de de öyle oldu. Birden her şeyi boşverdi ve hayatını akışına bırakıp yoluna devam etti.
Sanki biraz Harvey’i kıskanıyormuşsunuz gibi geliyor?
- Hayır, aslında değil. Ben hiçbir zaman boşverip yoluma devam edecek cesareti kendimde bulamadım. Aslında eşime hep “Çocuklar büyüyüp evden gittiklerinde kendimiz için boş ve uzaklarda bir şeyler yapalım” diyordum. Çocuklar evden gitti ve hâlâ bu isteğimizi yerine getirebilmiş değiliz. İyi arkadaşlarımdan Bill Murray bunu yapardı. Havaalanına gider panoya bakar ve ilgisini çeken ilk uçağa atlar giderdi. Bütün o muhteşem yerleri gezdi ve her seferinde eşini arayıp şaşırtırdı. Örneğin “Merhaba hayatım ben Dublin’deyim” gibi. İşin komik yanı eşi her zaman akşam yemeğine eve yetişeceğini bilirdi. Bizim en büyük sürprizimiz gittiğimiz restoranı eşime söylememem oldu. Bir gün restorana diye çıkıp havaalanına gitmek istiyorum, bunu yapacağım.
Aynaya baktığınızda 71 olduğunuza inanabiliyor musunuz?
- Ah evet. Aynaya bakmak yok fakat aynaya bakmasam da bu gerçeği mutlaka söyleyenler oluyor. Yalancıyı oynamayı tercih ediyorum.