Dilek DALLIAĞ
Oluşturulma Tarihi: Aralık 10, 2007 00:00
Sahne performanslarıyla adından söz ettiren ve son olarak sahne şovuna sihirbazlık numaraları da ekleyen Zeliha Sunal, yeni projelere doymuyor.
Çekimlerine yakında başlanacak bir sinema filminde rol almaya hazırlanan sanatçı, bu hızlı temposundan dolayı kendisine "performans canavarı" dendiğini söyledi.
Size artık "Sihirbaz Zeliha" diyorlarmış...
- Evet... O kadar çok numara öğrendim ki... Mendillerin renklerini değiştiriyorum, kibritleri uçuruyorum. Yakında müşterilerimi yok edeceğim! Şarkılarla sihirbazlık gösterisini birleştirmek çok hoş oldu. Bu sayede insanlar sahneden gözlerini alamıyorlar. Ben de çok eğleniyorum tabii...
Peki bizi çok şaşırtacak ne gibi bir numara öğrenmek istersiniz?- Tabureleri havalandırmak isterim, ama o biraz zor iş...
Siz bu arada Amerika’dan gelen senfoni orkestrasıyla da bir konser verdiniz, değil mi?
- Evet, 3,5 ay önce Amerika’dan gelen bir senfoni orkestrasıyla Parkorman’da konser verdik. Bu orkestra 85 müzik öğrencisinden oluşuyordu. Şahane bir konserdi.
Oyuncu olacağınıza dair duyumlar aldık, bu fısıltıların aslı var mı?- Doğru, ama bunu siz nereden duydunuz? Ben de artist oluyorum, bir sinema filminde oynayacağım. Bu ilk sinema deneyimim olacak ve bir flamenko hocasını canlandıracağım. Müthiş bir karakter...
Çekimler nerede yapılacak?
- Marmaris’te çekilecek bu
film...
Daha başka projeler var mı? - Olmaz mı? "Zeliha Sunal ve Caz Arkadaşları" projesi... Albümleriyle tanınan pek çok arkadaşımın aslında hiç bilinmeyen yönleri var. Bunları sahneye taşıyacağız. 6 Aralık’ta Sümer Ezgü ile başladık. Sümer Ezgü, TRT döneminde hem söz, hem beste hem de araştırma ve derleme olarak inanılmaz eserler kazandırmış müzik dünyasına... Ayrıca çok iyi bir enstrümanist, çok güzel saz çalıyor. Almanya’da Alman gruplarla türkü denemeleri olmuş. Ben de onunla etnik caz denemesi yapmak istedim.
Sırada kim var?
- Sıradaki isim Betül Demir... O yıllarca Bülent Özdemir’le çalıştı, bunu pek çok kişi biliyor. Ama okul dönemlerinde caz denemeleri de olmuş. Çok iyi bir performansı var. Üçüncüsü Ahmet
Koç olacak. Dördüncü isim Funda Arar ve ardından da Asya... Böyle çılgın bir proje işte...
Sizde sürpriz projeler bitmiyor anladığım kadarıyla...
- Doğru. Zaten bü yüzden "performans canavarı" diyorlar artık bana. Üretiyorum ve ürettiğim müddetçe mutluyum. İnsanlar bence özel hayatlarıyla gündeme gelmek yerine yaptıklarıyla gündeme gelsinler artık...
Gerçekten çok güzel projeler...- Teşekkür ederim, ama bu kadar da değil... Geçtiğimiz ramazanda Dikili’ye kaçtım ve o dönem seyahatlerim sırasında tanıştığım kadınların öykülerini yazdım. Menajerim Bircan Usallı Silan’a bu konuyu açtım, o da "Dergilere gönderelim, ilgilenirler bence" dedi. Sadece kadınlar değil, içinde mistik öyküler de var. Bunları derliyorum şimdi...
Yanlış otobüse binince ölümden döndümOtobüsle şehir dışına bir yolculuk yapacaktım. Terminale çok geç kaldığım için hiç bakmadan otobüse bindim. Meğer benimkiyle aynı saatte kalkan ama başka şehre giden bir otobüsmüş. Nasıl olduysa bilet de sormadılar ve ben bambaşka bir yola koyuldum. Sonra öğrendim ki bineceğim otobüs o gün bir tankerle çarpışmış. Önde oturan 15 kişi ölmüş. Benim biletim de 12 numaraydı. Sonra bir gün Kayseri’ye uçak bileti aldım, içinde uçan bir tek bendim. Milyonda bir olacak iş... Hatta uçaktaki görevliler "Hanımefendi, uçak kiraladınız" diye takıldılar bana. Böyle bir sürü olayım var ve bunları yazmaya başladım.