Güncelleme Tarihi:
* “Rekorlar Dünyası” programı ne zamandır gündemdeydi? Biraz sürpriz gibi görünüyor, yanılıyor muyum?
- Doğru aslında... “Yalan Dünya” tatile girince biraz tatil yapmayı planlıyordum, o günlerde bu yarışma programı için teklif geldi.
* Aniden...
- Sayılır. İngiliz Konsolosluğu’nda bir kokteyl vardı, abimle gittim. Yapımcımız Burçin Özdemir yanıma geldi. “Sizinle bir program hakkında görüşebilir miyiz?” diye sordu, “Olur” dedim.
* Hemen kabul ettiniz mi?
- Yok, ilk başta “Ben bunu hayatta yapamam” dedim. Sunuculuk deneyimim yok ki... Ama işin içinde Kanal D olunca ikna oldum.
* Peki, biraz da programın içeriğinden bahseder misiniz?
- Yetenekleri kanıtlamış, rekorlar kitabına girmiş kişiler bizim gözümüzün önünde canlı performanslar yapacaklar. Öyle enteresan şeyler var ki; burnuna kanca takıp araba çekenler mi ararsın, 100’ün üzerinde estetik ameliyat geçirmiş olanlar mı...
* Yarışmacıları kim belirliyor?
- Ekip tarafından seçiliyorlar. Dünyanın her tarafından katılım var. Türkiye’den de benim şöyle yeteneğim var deyip bizim programa başvuru yapabiliyorlarlar.
* Çekimler nerede yapılıyor?
- Bir iç, bir de dış stüdyomuz var.
* Çekimlerde sizi en çok şaşırtan ne oldu?
- Valla ben hepsine şaşırıyorum. Ben doğal tepkiler verebilmek için daha önceden ne yaptıklarını görmemeye çalışıyorum. Sonuçta ağzımın açık kaldığı şovlar oldu.
İYİ BİR SUNUCU OLDUĞUMU SÖYLEYEMEM
* Az önce bunun ilk sunuculuk deneyiminiz olduğunu söylediniz. Zorlandınız mı bu işte?
- Kesinlikle... Sunuculuk eğitimi almış deneyimli insanlar bana kızabilir “Ayy bu da mı sunuculuk yapmaya başladı” diye. Tabii ki “İyi bir sunucuyum” diyemem. Ama belki kendi stilimde farklı bir sunuculuk tarzı yaratabilirim. Açıkçası seyircinin tepkisini çok merak ediyorum.
* Peki, eleştirilere açık mısınız?
- Yüzde yüz... Açık olmasam yapmam zaten bu mesleği. Eminim sunuculuğumla ilgili çok eleştiri gelecek, olsun... Amacım izleyiciyi eğlendirmek. Ben başarılı olayım, herkes beni konuşsun diye düşünmüyorum.
* Çok hızlı konuşuyorsunuz. Çevrendekiler bu durumdan rahatsız olmuyor mu?
- Olmazlar mı (gülüyor)... Ailem çoktan alıştı bu duruma, arkadaşlarıma da alıştırmaya çalışıyorum. Ama yeni tanıyanlar ilk başta şöyle bir gözlerini kısıp bu kız ne diyor acaba gibi bakıyor yüzüma...
* Niye biraz hız kesmiyorsunuz?
- Elimde değil. Oyunculuktan sonra hızlı konuşmam hiç değilse anlaşılır hale geldi. Önceden ne dediğim hiç anlaşılmıyordu.
NURHAYAT’LA TEK ORTAK NOKTAMIZ CADI HALLERİMİZ
* Çekimler yüzünden tatil planları suya mı düştü?
- Sayılmaz. Aslında programı haftada bir gün çekeceğiz, diğer günler bana kalacak. Zaten öyle uzun tatilleri sevmem.
* Peki “Yalan Dünya”nın yeni sezon çekimleri ne zaman başlayacak?
- Eylül başı gibi okuma provalarına başlarız.
* Nurhayat’ta radikal değişiklikler olacak mı?
- İnan ben de bilmiyorum. Gürse Birsel, işin büyüsü kaçmasın diye bize en son dakika söylüyor olacakları. Sadece güzel sürpriz tüyoları verdi, o kadar.
* Sezon finalinde kendi düğününüzden kaçtınız. Normal hayatta evlilik gözünüzü korkutuyor mu?
- Nurhayat’la tek noktamız cadı hallerimiz. Evlilikmiş, aşkmış, o konularda hiç bana benzemiyor. Ben biraz ılımlıyımdır.
BEN AŞKI KORKU FİLMİNE BENZETİYORUM
* İzmirli’sin... İzmirli diğer oyuncularla düzenli olarak bir araya geliyor musunuz?
- Cihangir’de çete olduk zaten... Can Bonomo, Rıza Kocaoğlu, Gonca Vuslateri, Derya karakaş; İzmirli çok arkadaşım var. Abim de burada oturuyor.
* Tek başına yaşıyorsunuz, yalnız kalmaktan korkmuyor musun?
- Yedi senedir tek başıma yaşıyorum, artık alıştım. Abimle evlerimiz de çok yakın.
* Bu sene bir sinema filmi çekecektiniz, ne oldu?
- Evet, uzun metraj bir komedi filmi yapacaktım. Fakat herkes beni Nurhayat olarak görmeye alıştı. Şimdi bambaşka bir karakter olacağım, yadırganacak. Bu bana biraz riskli geldi. O yüzden projeyi biraz erteledim.
* Hayata dair belirgin korku ya da kaygılarınız var mı?
- Var, çocuk yapmak istiyorum. Ama ne ara aşık olacağım, ne ara evleneceğim ki... Yaş geçiyor, 29 yaşındayım artık. 35’ten sonra çocuk yapmak zor diyorlar, tek sıkıntım o!
* Peki, şu an hayatınız da biri var mı?
- 1,5 senedir hayatımda kimse yok. Yalnızlığa da alıştım. Tek sıkıntım dediğim gibi çocuk...
* Aşk nedir sizin için?
- Kendini unutmak, dengenin bozulması... Neredeyim ben demek. Aşkı korku filmi gibi bir şeye benzetiyorum. Yine de severim aşık olmayı.
* Ya evlilik?
- Onu sadece çocuk için düşünüyorum. Çünkü bir insanla aynı çatı altında yaşamak zor geliyor bana. Evliliğimin uzun sürmesi için karşı tarafa hayran olmam lazım.
BEN DAHA TÜKENMEDİM!
* Meryem Uzerli’nin yaşadıklarından sonra “tükenmişlik sendromu” diye bir rahatsızlıkla tanıştık. Siz böyle bir durum yaşadınız mı?
- Yok, ben hiç öyle bir sendroma girmedim. Daha doğrusu tükenmedim. Zaten üniversitede sinema-televizyon okudum. Yapım şirketlerinde çalıştım. En zorunu mutfak tarafında yaşadığım için bana oyunculuk zor gelmiyor.
Tiyatro yapmayı düşünüyor musun?
- Şimdiye kadar hiç teklif gelmedi, gelse de korkarım. Tiyatro çok ayrı bir şey. Eğitimini aldım ama bence yeterli değil. Şu an düşünmem, çünkü çok riskli geliyor. Kendimeo kadar güvenmiyorum.