Güncelleme Tarihi:
TULUM ÖKSÜZ KALDI
Kazım Koyuncu’nun kalbi güzeldi
Kazım’ın tam bir şeyleri başaracakken gitmesi kayıp. Ona her türlü destek vermişimdir. Dostluk olarak da ben çok nasiplendim. Kalbi çok güzel bir adamdı. 33 yaşında bir insan ölüyor. Bunu nasıl kullanabilirim? İki üniversite okumuş, mastır yapmış sanatçı Türkiye’de sadece ben varım ayıptır söylemesi. Babama Cerrahpaşa şarkısını yazdım, onun da mı etini kemiğini kullandım?
LAZCA SÖYLEMEDİM
Laz Cumhuriyeti istiyor diyeceklerdi
Ben Laz değilim, Rum da değilim. Kökenim belli. Hassas noktaları bildiğim ve bugünleri gördüğüm için etnik dillere hiç girmedim. Öyle bir kesim var ki bize yafta vurmayı bekliyor zaten. Lazca okusaydım Laz Cumhuriyeti istiyor diyeceklerdi. Kardeşim biz Karadenizliyiz, aynı zamanda da dünyalıyız. Küçülme değil dünyayı ele geçirme peşindeyiz.
UÇAK FOBİSİ
Ben kullansam bineceğim
Korku değil de uçağı ben kullansam bineceğim. Yurtdışında biniyorum ama uçakta birkaç fobim var. Silindir gibi bir yerde, tutuklanmış gibi gidiyorsun. Önümü görmeden gitmek korkunç. Ayrıca hiç görmediğim bir insan yüzünden ölmek istemiyorum, ölümüm kendi elimden olmalı. Pilotu tanımıyorum, çaktı bizi Bolu Dağı’na, ben napayım yani, yazık olmaz mı? Ben daha çok karavanla geziyorum.
VOLKAN KONAK MÜZİĞİ
Sahneyi albüme taşıdım
İlk albümde Orhan Gencebay ile beraber çalıştık. Orhan Hoca tanınmış iki kişiye albüm yapmıştır. Biri bana, diğeri Sibel Can’a. Hoca sağ olsun bize çok inandı. Biz Karadeniz müziğinin dışına beste müziğini getirdik. Hümanist, devrimci, yenilikçi bir müzik yarattık. Sunay Akın, Yaşar Miraç ve Nazım Hikmet gibi şairlerimizin şiirlerini besteleyebildik. Karadeniz müziği değil Volkan Konak müziği diye tanımlıyorum müziğimi. Çünkü ben Karadeniz müziği yapmıyorum. İçimde Karadeniz’in rengini gururla taşıdığım için etnik yöre ağzını da kullanıyorum fakat İstanbul Türkçesi de okuyorum. Ben müzik şövalyesiyim. Sahne sıcaklığını yalın sazlarla son albüme taşıdım. Çok tuttu.
KÜLLERİMİ SAVURSUNLAR
Mezar yerimi hazırladım
Bir suikast veya kaza olmazsa yaşayacağım süreyi de biliyorum. 80’li yaşlar. Yatacağım yeri de şimdiden ayarladım. Maçka’da babamın yattığı yerde bizim sülale mezarlarında incir altında yatacağım. Dolayısıyla oradan kopmam mümkün değil. Şahsen yakılıp külümün helikopterle Karadeniz’e serpilmesini isterim, yapmayacaklarını biliyorum.
BURADA GURBETTEYİM
İstanbul benim şehrim değil
Bir gurbetçi Almanya’da ne hissediyorsa ben de İstanbul’da aynısını hissediyorum. Ben İstanbul’u sindiremedim. İstanbul’un imkânları da var, mesleğim burada geçerli ama ben burada gurbetteyim. Belki de o duygusallık, nemli gözlü oluşum ondandır. İstanbul benim şehrim değil. Trabzon’a yılda en az 20 defa gitmezsem hasta olurum. Maçka’da dağın eteğinde 2 bin metreye bir ev yaptım ayıptır söylemesi. Kafadaki lambayı orada söndürebiliyorum. Orada üretebiliyorum.
KONSERVATUVARA GİTTİM
Hocam ısrar etti
Liseyi 16 yaşında bitirdim. Gençlik yıllarımda idollerim Yılmaz Güney ve Deniz Gezmiş’ti. Maçka’da çok yoğun bir ideoloji içerisindeydik. Konservatuvarın ismini bile duymamıştım. Solcu olduğu için İstanbul’dan Maçka’ya sürülüp gelen Nurdan Hocamız konservatuvara gitmem için ısrar etti. Babamın da, İstanbul büyük şehir, çocuğu kaybeder miyiz, diye çekinceleri vardı. Ablalarıma izin vermedi. Ablalarım da yetenekliydi. Onlar için üzgünüm.
BARLARDA ÇALIŞTIM
Hayatım Beatles’ın hayatına benziyor
Geçen bir kitap okudum. The Beatles grubunun yaşantısı benimkine inanılmaz benziyor. Onlar da Hamburg Limanı’nda 10 yıla yakın barlarda çalışmışlar. Barlar bana da çok şey kazandırdı. 91’de barda başladım. Sonra kendi barımı açtım. Şimal’de 10 yıl çaldım. Barda repertuvarınızın ve ilişkilerinizin geniş olması lazım. Şimdi konserler bana o kadar kolay geliyor ki. Çünkü barda üç saat canlı performans, alkol alıyorsunuz, insanlar sıradan insanlar değil, bilerek geliyorlar. Barı özlüyorum ama zamanım yok.
AİLEM KAMYONCUDUR
TIR ehliyeti aldım
Karavan ile TIR şoförlüğü tutkumu tatmin ediyorum. Şimdi daha büyüğünü alacağım Almanya’dan. TIR sürmek benim için tek kişilik cumhuriyettir. Amerikan TIR filmlerini hiç kaçırmam. Sülalem hep kamyoncudur. TIR ehliyeti de aldım.
EŞİMLE BAŞTAN KONUŞTUK
Zararsız aşklar bunlar
Eşim, kolejde okuyordu. Ben de mastır yapıyordum. 98’de evlendik. En baştan bazı şeyleri konuştuk. Özgürlüğüme düşkünüm. Evlilik bana göre değil ama pişman da değilim. Bazen bir bayanla iki üç saat hayal dünyasında yaşarım o akşam programım çok başarılı geçer mesela. Platonik, zararsız aşklar bunlar.
KÖYÜN ADI
Hacevera DNA’mızda var
Köyümüzün adı Lazca değil Rumca. Hacevera’nın anlamını bilmiyorum ama etimolojik sözlüğümüzde var. Yeşilyurt dendi sonra. Kenan Evren döneminde ismi değiştirildi ama biz hep Hacevera’yı kullandık. Hacevera bizim için önemli, DNA’mızda var.
HÂLÂ BABAMI GÖRÜYORUM
Cerrahpaşa, yüz sene bana bakar
Ablamın çok doğaçlama yeteneği vardır. Tarlada çalışırken ablam konuları türküyle anlatırdı. Onun yazdığı Cerrahpaşa şarkısını albüme koymayacaktım, çok canımı acıtıyordu. Hâlâ okurken yoğun bakım ünitesi, babamın nefes alıp verişini görüyorum. Hastanedeki yanlış uygulama sonucu öldüğünü düşünüyorum. İnsanlar çok baskı yaptı, saçmalama, bunu albüme koyman lazım diye. Albüme koyduk, ben hiç iş yapmayayım bana 100 sene bakar o eser. Bilsem daha önce albüme koyardım onu.