Ben bir çöl çocuğuyum

Güncelleme Tarihi:

Ben bir çöl çocuğuyum
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 26, 2004 00:03

Suudi Arabistanlı iş adamı Adnan Kaşıkçı, Serdar Özsezgin’in Kemer’deki turistik tesislerinin açılışını yapmak için iki günlük bir Türkiye ziyaretini yoğun iş programının arasına sıkıştırmıştı. Kadınlara ve aşka olan düşkünlüğüyle tanınan Kaşıkçı ile Ritz Carlton Oteli’nde kaldığı ‘Romantic Suite’de görüştük.

Ülkemizde ve dünyada ünlü bir silah tüccarı olarak tanınan Adnan Kaşıkçı, dünya jet sosyetesinin de yakından tanıdığı bir isim. Silah satışlarıyla artık ilgilenmese de silah tüccarı olarak tanınmak onu üzüyor.

Türkiye ve Türk dostu Adnan Kaşıkçı’yı yıllar, yaşadığı sorunlar hiç değiştirmemiş. Koyu renk takım elbisesi, sade kravatı ve kibar tavırlarıyla karşısındakileri kolayca etkiliyor. Konuşkan bir iş adamı; sorulan soruları büyük bir rahatlıkla cevaplıyor.

Adnan Kaşıkçı’nın kişiliğinin belli başlı özellikleri nelerdir? Kaşıkçı, beş kelimeyle kendini şöyle anlattı: ‘Maceraperestim. Girişkenim. Hayatı severim. Aile babasıyım. Sorunlara aldırmam.’

Gerçi Adnan Kaşıkçı Suudi Arabistan uyruklu ama babasının ailesi Türk. Kayseri’de yaşayan ve müezzinler yetiştiren bir aileden geliyor.

Adnan Kaşıkçı, ailesinin serüvenlerini anlatırken gülüyor: ‘Babamın dört erkek kardeşi de müezzindi. İçlerinden sadece babam üniversitede okuyup doktor olmuş.’

Adnan Kaşıkçı’nın babası Türk, annesi Suudi Arabistanlı. Mutlu bir çocukluk dönemi geçirmiş. Babası gibi doktor olmayı hiç düşünmemiş. Petrol ülkesinde doğup büyüdüğü için de petrol mühendisi olmak istemiş.

Hayalim karlara gömüldü

‘Beni Colorado Üniversitesi’ne gönderdiler’
diyor Kaşıkçı, sonra da mühendislik serüveninin nasıl sona erdiğini şöyle anlatıyor: ‘Ben sıcak çöllerde büyümüş, bir sıcak ülke insanıyım. Colorado’nun dondurucu havası beni çok etkiledi. Okumak uğruna soğuktan donmayı göze alamadım ve petrol mühendisi olma hayalim, Colorado’nun karları arasına karışıp yok oldu. Ben su kayağını severim. Benim yaşadığım yer sıcak olacak. Ben bir çöl çocuğuyum.’

Adnan Kaşıkçı, 18 yaşında iş hayatına atılmış. Aracılık ve pazarlamacılık gibi büyük sermayeye ihtiyaç olmayan işlerle yavaş yavaş kalkınmaya başlamış. ‘Sonra da birden bire, kazancım ikiye, üçe katlanmaya başladı’ diyor.

7 çocuk, 4 torun sahibi

Evet, Adnan Kaşıkçı’nın kazancı katlanırken, özel yaşamı da giderek renklenmeye başlamış: ‘16 yaşındaydım. Bir Alman kızıyla tanıştım. O benim ilk gerçek aşkımdı. İlk seviştiğim kadın o oldu. Fakat bana en büyük darbeyi vuran da Alman sevgilimdi. Birkaç ay büyük bir aşk yaşadık. Sonra beni terk edip başka bir erkekle evlendi. Bu olay benim aklımı başımdan aldı. O günden sonra uslanmaz bir çapkın oldum.’

Konuk iş adamı, üç kez evlenmiş. Bu evliliklerden üçü kız, dördü erkek, yedi çocuğu olmuş. Şimdi de, biri erkek üçü kız dört torun sahibi.

Adnan Kaşıkçı, çocuklarının sayısını söylerken, ‘Bu sayıya Petrina’yı da dahil ediyor musunuz?’ diye sordum.

Adnan Kaşıkçı’nın yüz ifadesi bir an değişti ama kendini çabuk topladı. ‘Petrina benim eski karımın kızı’ diye geçiştirdi.

Ünlü manken Petrina Kaşıkçı, iş adamının eski eşi Süreyya’nın kızı. Petrina, uzun süre Adnan Kaşıkçı’nın öz kızı sanılmış, yıllar sonra onun babasının bir İngiliz milletvekili olduğu ortaya çıkmıştı. Bu meseleyi fazla üsteleyip, konuğumuzu sıkıntıya sokmak istemedim.

Söz eşlerden açılmışken, Adnan Kaşıkçı’ya onun dünyada en yüksek nafaka ödeyen erkek olarak tanındığını hatırlattım: ‘Aslında Süreyya’yı avukatı kandırmış. Benden 100 milyonlarca dolar tutarında tazminat alacağını söylemiş ama mahkeme sona erdiğinde ben sadece 25 milyon dolar nafaka ödedim. Süreyya ile artık dostuz. Geçmişteki anlaşmazlıklarımızı ikimiz de unuttuk.’

Güzel yaşamayı seven Kaşıkçı, hayatının en mutlu gününün o ilk Alman sevgilisiyle erkekliği tattığı gün olduğunu söyledi. En mutsuz olduğu gün ise İsviçre’de cezaevine kapatıldığı gün olmuş. Ama o kara günleri hatırlamayı hiç istemiyor.

Suudi Arabistanlı dede, ‘Ben artık yaşlandım. Doktorumun tavsiyelerini harfi harfine yerine getiriyorum. Ailemle, çocuklarımla sakin yaşıyorum’ diyor ama... Evet ama, odadaki TV ekranında danseden yarı çıplak klip kızlarını görünce de dikkati o tarafa yöneliyor. Besbelli, hálá ‘güzel kadınlarla ilgilenmeyi’ sevap sayan, aile babalarından biri...

Doktor ameliyat diyor ama...

‘Doktorum’
sözcüğünü çok sık tekrarladığı için, Adnan Kaşıkçı’ya ‘Bir sorununuz mu var?’ diye sordum. Yine yaşlanmaktan dem vurdu, sağlığına dikkat etmesi gerektiğini belirtti.

Bu arada yürürken sol bacağının aksadığını fark etmiştim. ‘Bacağınıza ne oldu?’ dedim. Adnan Kaşıkçı yine o iyimser tavrıyla ‘Bir şey değil. Artritim var. Doktor, bir süre sonra ameliyat olmam gerektiğini söyledi. Bakalım, kısmet’ diye cevap verdi.

Fedai romanının kahramanı benim

Yaşını başını almış, aile babası rolündeki Adnan Kaşıkçı, evinde olduğu zamanlar TV’de belgeseller ve eski Amerikan filmlerini izliyor. Yurt dışında ise geceleri mutlaka dışarı çıkıp felekten bir gece çalmaya bakıyor.

Bestseller romanların usta yazarı Harold Robbins’in dilimize ‘Fedai’ adıyla çevrilen ‘Pirate’ isimli romanının baş kahramanının Adnan Kaşıkçı olduğu iddia edilmişti. Adnan Kaşıkçı bu iddiayı doğruladı: ‘Harold Robbins benim dostumdu. Benden esinlendiğini biliyorum.’

Suudi Arabistanlı bir iş adamının elbette Ortadoğu olaylarına ilişkin bazı görüşleri olsa gerekti. Adnan Kaşıkçı, ‘Irak konusunda Amerika büyük bir hata yaptı’ diye söze başladı ve şöyle devam etti: ‘Irak’a özgürlük ve huzur getirmeyi başka yollardan da deneyebilirdi. Filistin-İsrail çekişmelerinin bir türlü sona ermemesinin bence bir önemli nedeni var. O da İsraillilerin Araplara güvenmemeleri. Anlaşma yapılırsa, Arapların bu anlaşmayı bozmalarından korkuyorlar.’

Adnan Kaşıkçı, bu kez Türkiye’ye sadece bir açılış töreni için gelmiş. Ama onun Türkiye ile ilgili önemli bir projesi var. Bodrum’da çok büyük bir tesise imzasını atacak. Bu projenin altı ay sonra hayata geçirileceğini söylüyor. Kaşıkçı, çalkantılı yaşamının bu döneminde geçmişteki hatalarından hiç pişmanlık duymuyor. Dünyaya bir daha gelirse, yine aynı şekilde yaşayacak. Oteldeki dairenin banyosundaki rafa sıralanmış vitamin hapı kutuları ister istemez dikkatimizi çekti. Acaba aralarında Viagra da var mıydı dersiniz?
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!