Röpotaj: Arda Uskan
Oluşturulma Tarihi: Haziran 15, 2007 00:00
30 yıl öncesini günümüze taşıyan bir albüm çıkaran Orhan Gencebay, Tempo dergisine verdiği röportajda ilginç açıklamalarda bulundu. Gencebay, "Ben bir anarşistim" dedi.
Bu hafta yeni bir albümünüz çıktı. Albümün dışı yeni ama içi nostaljik: Orhan Gencebay’ın film müzikleri...
- Biz baştan beri, kendi oynadığımız filmlerin müziklerini kendimiz yaptık. Bunların hepsi 70’li yıllarda yapılmış özgün müzikler. İçlerinde "Batsın Bu Dünya", "Hatasız Kul Olmaz" gibi büyük satış yapan bestelerin ilk halleri var.
1971’den bu yana 32 sinema filminde oynamışsınız. 1990 yılında bıçak gibi kesilmiş sinema maceranız. Neden?
- Sinema zor günlere girmişti. Ama iyi anılarla ayrıldım. Pek çok filmim gişe rekorları kırdı. 1979’da, TRT’de ilk kez bir filmim oynamıştı. Malum, o yıllarda yasaklıyız. TRT’ye beş-altı senede bir çıkarıyorlar.
Yılbaşı gecelerinde...
- Evet, bazen de bayram günlerinde. Hülya Koçyiğit’le yaptığımız "Bir Araya Gelemeyiz" adlı film, TRT’de oynayan ilk filmimdir. O gece, Türkiye’de sokaklar bomboştu. Dünya çapında plak satışlarımız var. Çok ender olayları yaşamış ve yaşatmış bir kişiyiz.
Sahneye neden çıkmadığınız sorusu pek çok kez soruldu. Hatta bir ara "Gencebay’ın sesi sahneye yetmiyor" diye bir şehir efsanesi vardı.
- Ben sazımı çalıp bestemi yapmayı, müziğin felsefesini düşünmeyi, yorumculuktan daha önde tutarım. Müzikle hiç ilgisi olmayan birileri altı ay çalışıp assolist olacak, bizim sesimiz yetmeyecek. Bu, kulağa komik gelmiyor mu?
"Popstar Alaturka"ya gelirsek... Yeni sezonda jüri üyeliğine devam edecek misiniz?
- Dostlar devam etmem kanaatinde... Bu kadar istek varsa, devam diye düşünebiliriz.
Önceleri Orhan Baba’yı yakıştıramadılar o programa...
- O eleştiriler, beni korumak isteyenlerden gelmişti. Ben de iğreti duruyordum başlarda. "Benim burada ne işim var" diye düşünüyordum. Fakat sonra bambaşka bir yere vardık. Annem bile seyrediyor.
Anneniz?
- Annem Samsun’da... 91 yaşında ama kulakları duymuyor. Onun ablası, teyzem de Samsun’da. O, 94 yaşında. Onun da gözleri görmüyor. Birlikte seyrediyorlar.
Birbirlerini tamamlıyorlar...
- Biri gördüğünü ona anlatıyor, diğeri duyduğunu... Kafkasya’dan geldikleri için uzun ömürlü oluyorlar.
Allah uzun ömür versin...
- Aslında çocuklarımıza versin, onların daha çok görecekleri var. Küçük oğlum koluna bir dövme yaptırmış. Sonra göbeğine yaptırdı. Bununla bitecek zannettik. şimdi takmış, "Batsın Bu Dünya" yazdıracakmış koluna. "Batsın bu dünya kavramını anlayan kişi aşmıştır" diyor. Kendisi rock’çı... Arkadaşları da öyle. Dünyaya çok geniş bakıyorlar, felsefeleri çok farklı bu hergelelerin. Geçen gün "Oğlum, anarşi olmadan gelişme olmaz" dedim ona.
Siz anarşist misiniz?
- Ben de anarşistim ama terörist değilim. Karıştırmasın bu iki kavramı kimse. "Batsın bu dünya" bir anarşist cümlesidir. Hem trendir hem duraktır. Biz dünya için, barış için, "Bunu batırıp yerine yenisini koyalım" dedik.
Yani yıkıp yeniden yapmaktan söz ediyorsunuz?
- Evet, ama daha iyi, daha mutlu olmak için.
Öfkelenirsem ölmek vız gelir- Hiç öfkelenmez misiniz siz?
Kendisiyle barışık insanlar kolay öfkelenmez. Öfke doğal bir davranış; ama ben bunu yenmeyi bilirim. Hayatımda birkaç defa öfkelendim. Çok büyük olaylar yaşayabilirdim.
- Yani kavga olabilirdi.
Ben öfkelenmem. Öfkelendiğim zaman da...
- Öldürürüm diyorsunuz.
Ölmek de vız gelir. Oraya vardıysa iş, yapacak şey yok. Orası en son noktadır.