Güncelleme Tarihi:
Anneniz, anneanneniz ve teyzeniz Türkiye’nin en neşeli ve çatlak kadınları. O deli taraf sizde de var mı?
- Onlar çatlak olmaları gerektiği için öyle olmuşlar. Anneannem dedemden ayrıldıktan sonra çok zor günler geçirmiş. Annem ve teyzem yokluk içinde kendi emekleriyle varolmuş. Bu yüzden hepsi şimdiki neşeleriyle o günlerin acısını çıkarıyor. Ama ben onlar kadar çılgın olamadım.
Bu ailede nasıl bunu sağladınız?
- Eniştem Ercan Bey iyi bir katalizör gibiydi. Onların tavırlarını sakinleştirip orta yolu bulurdu. Zaten onun emeği bende çoktur.
Peki hayatınızdaki bu üç kadını nasıl özetlersiniz?
- Annem çok inatçı, teyzem kontrolcü, anneannem bir peygamber iyiliğine sahip ve çok çalışkan bir kadındı. Son gününe kadar yazmaya devam etti. Bana karşı da saf ve büyük bir sevgisi vardı.
Anneannenizin sizin için en özel şarkısı hangisiydi?
- ‘Ünzile’ ve ‘1945’. Özellikle ‘Ünzile’ Türkiye’nin sorunlarını kaç yıl önce gördüğünün bir kanıtı.
Onun hayat hikâyesinde sizi en çok etkileyen şey neydi?
- Annem, teyzem, anneannem tek göz odada yaşarlarken her gün bakla yiyorlarmış. Parası olduğunda da anneannem 100 gram beyaz peynir alıp üçe bölüyormuş. Sonra kendi payını yemeye içi elvermiyormuş, ertesi gün kalanı kızlarına paylaştırıyormuş. Bu hikâye benim içimi çok acıtmıştı.
ÜÇ ANNEYLE BÜYÜDÜM
Birbirinize taktığınız lakaplar var mıydı?
- O bana ‘Abicim’, ben ona ‘küçük kız kardeşim’ diyordum.
Peki bu kadar şöhretli bir ailenin içinde büyümek sizi nasıl etkiledi?
- 12 yaşıma kadar pek farkında değildim. Herkesin ailesini böyle sanıyordum. Bu da annemin ve teyzemin tevazuundan geliyordu. Şaşalı bir hayatımız yoktu.
Müjde Ar’ın manevi oğlusunuz. Peki bu sadece sözde bir maneviyat mı?
- Hayır yasal olarak, teyzem çocuğu olmadığı için benim vasim ve beni nüfusuna da geçirdi. Bu yüzden Aysel’le birlikte üç anneyle büyüdüm diyebilirim.
Üç anneye sahip olmak bunaltıcı değil mi?
- Şöyle bir örnek vereyim: Evde tek başımaysam ve bir yere gideceksem arka arkaya telefonum çalardı. Hepsi sırayla “gazı açık bırakma” gibi nasihatler verirdi.
Peki, sizin söz yazmaya ve müziğe ilginiz var mı?
- Altı sene piyano, iki sene davul eğitimi aldım. Şimdi de Koç Üniversitesi’nde ekonomi ve işletme üzerine çift ana dalda lisans yapıyorum. Ama ismim sanıldığı gibi şarkı sözünden gelmiyor. Anneannem sözümün eri olayım diye bana bu ismi koymuş.
Sen ölemezsin
Aysel Gürel’in torunu Söz’ün albüm kapağı için yazdığı şiir şu şekilde:
Sen ölemezsin, çünkü daha yeni doğdun.
Masum, pembe; dopdolu, bir varlıksın.
Hep olacaksın.
Sen ölemezsin çünkü masum bir öpücüksün sen.
Dudakların gitse
bile sen gidemezsin çünkü zaten öpmüşsündür bir(n) kere.
İşte bu öpücüktür, bize senin ölümsüzlüğünü kanıtlayan.
Sen ölemezsin çünkü çocuklar
ölmez.
Sen ölemezsin. “Seni öpüyorum”.
Mehtap Ar
Annem tutucu ve kuralcıydı
Aysel Gürel lakabı gibi çılgın bir kadın mıydı?
- Biz o zamanlar herkesin annesi aynı sanıyorduk. Sonradan farkına vardık, annem çılgın değildi. Tutucu ve kuralcı bir kadındı. Bizi devamlı kontrol altında tutar, hiç bir yere gitmemize izin vermezdi. Bunun sebebi de bizi babasız büyütmesiydi. Düşünün ki o dönemde Fatih Karagümrük’te tek başına yaşayan tiyatrocu bir kadın.
Oyunculuk o dönemde kötü mü algılanıyordu?
- Tiyatrocuya kötü kadın gibi bakılıyordu. Lakabımız vardı: ‘Artist ve artistin kızları’.
Yeşilçam filmlerindeki gibi…
- Aynen öyle. Ablamla ikimiz aynı lisedeydik. Dersteyken sınıfın kapısı açılır, “Bak artistin kızı bu” deyip kapıyı kapatırlardı. Zor zamanlardı. Tiyatroda da şartlar kötüydü. Yiyecek lokma yoktu. Dedemden üç ayda bir maaş alırdık.
Peki babanız? Onu hiç görmediniz mi?
- Üç kere görmüşüm ama hatırlamıyorum. Ablamla sonraları görüştüler ama ben sevgi emek ister diye düşünüyorum. Sanırım 17 yıl önce hayatını kaybetti. Bize babalık yapmadı ama iyi ki annemin eşi olmuş. Bu sayede biz dünyaya gelmişiz.
Anneniz bu kadar tutucuyken siz nasıl o dönemin artistleri oldunuz?
- Bizimki ekonomik şartlardandı. Aile bütçesine katkıda bulunmak için ben 6, ablam 8 yaşındayken sahneye çıkmaya başladık.
Aysel Gürel zor bir anne miydi?
- Çok. Her şeyin en mükemmelini beklerdi. Bizi çok yüreklendirirdi.
Peki bu aşk şarkılarını yazan kadın çok aşık oldu mu?
- O kendine aşıktı. Kendini çok sevip okşardı. Onun şarkı sözleri Ahmet’e, Mehmet’e değildi, birikiminin eseriydi. Dedemiz Trabzon’da eski savcı ve hafızdı. Annem daha 9 yaşındayken evin kütüphanesinden tüm dünya klasiklerini okumuş. Yalnız en büyük aşkı Söz’dü diyebilirim.
Peki size yazdığı bir şarkı var mı?
- Firuze’yi Müjde’ye yazmıştı. Bana yok ama şarkılarının içinde mutlaka varımdır diye düşünüyorum. Çünkü ablam, annem ve ben beraber büyüdük.
Albümün devamı gelecek
‘Aysel’in’ albümü prodüktör Murat Yıldırım’ın fikriyle ortaya çıktı. Samsun Demir’le projeyi paylaştıktan sonra Türk popuna damgasına vurmuş şarkıları okumak için Ajda Pekkan, Sezen Aksu, Tarkan gibi en büyük isimler yeniden stüdyoya girdi. Arşivlik bir çalışma olduğu için bu ilgiyi bekliyorduk. Albümün devamı da gelecek. Annem ve ben yeni albümde ‘Gençlik Başımda Duman’ şarkısını söyleyeceğiz.