Beklediğim soru

Güncelleme Tarihi:

Beklediğim soru
Oluşturulma Tarihi: Mart 26, 2000 00:00

Haberin Devamı

Yaklaşık iki aydır bu köşede yemek ve içmek üzerine yazılar yazıyorum. Ve bekliyorum! İki aydır bana sorulması için can attığım kimsenin bu yazıyı yazdığım ana kadar sormadığı o soruyu bekliyorum: ‘‘Yemek yapmak mı, yazmak mı?’’

Bu sorunun sorulmamış olmasının üç sebebi olabilir.

1. Yazılarım tatsız; eğer bir de bu soruyu sorarlarsa benim ‘‘yemek yazısı yazmak’’ üzerine ukalalık etmemden korkuyorlar.

2. Yazılarım güzel ama, yemeklerin daha iyi, eğer bu soruyu sorarlarsa benim yemek yapmaktan vazgeçebileceğimi düşünüyorlar.

3. Bunların hiçbiri değil, yalnızca kimsenin umurunda değil ve ben de zannettiğim kadar önemli değilim.

*

Şaka bir yana, bu sorunun sorulmasını gerçekten bekledim. Kimse sormadığına göre, ben kendi kendime soruyorum ve cevaplıyorum: Tabii ki yemek yapmak, çünkü benim işim bu ve çok şanslıyım, çünkü sevdiğim işi yapıyorum. Ve sevdiğim işten para kazanıyorum.

Yemek yazmaya gelince, benim için çok yeni, zevkli ve heyecanlı. İlk kez, bu kadar çok insan benim yemekle ilgili neler düşündüğümü öğreniyor, beni eleştiriyor veya kutluyor. Hálá çok acemiyim, biliyorum ama yavaş yavaş öğrenmeye çalışıyorum. Ben, sonunda daha okunur hale geleceğimden eminim de, siz o kadar sabreder misiniz bilmiyorum.

Her neyse, bu haftayı sadece kendimden bahsederek geçireceğim galiba.

*

Bitirmeden önce, sizinle paylaşmak istediğim son bir şey var. Bu yazıyı Türkiye'den çok uzakta, New York'ta bir otel odasından yazıyorum. Tam on gündür ortağımla beraber sabah kahvaltısı dahil olmak üzere günde üç öğün yemek yiyoruz. Amacımız yeni olan ve hoşumuza giden her şeyi kendi restoranlarımıza taşıyabilmek. Keyifli ama keyifli olduğu kadar da zor bir iş bu. İnanın, günde 3 öğün yemek tatmak bazen çok zorlayıcı olabiliyor. Neyse ki sürekli yürüme imkánımız var, hiç değilse öğünler arası hareket ederek, bir sonraki öğüne yer açabiliyoruz.

Önümüzdeki hafta New York'ta hoşuma giden, gitmeyen ve beni şaşırtan birkaç şeyi sizlerle paylaşmak istiyorum. Şimdilik hoşçakalın.

Sebzeli mama

Ispanak, havuç, kereviz, pırasa... Üstelik vitamin ve mineralleri korunmuş halde. Sadece su katılarak hazırlanıyor, pişirme sonucu oluşabilecek besin değeri kaybını da önlüyor. Ne yapay renklendirici, ne aroma, ne de katkı maddesi içeriyor. ‘‘Farley's Peynirli Sebzeli Kaşık Maması’’ 125 gramlık ambalajıyla bebekleriniz için yepyeni bir tat. Farley's'le yemek yedirme derdiniz kalmayacak!

Çeşit çeşit çorba

Sofraların değişmez lezzeti Calve, her lezzeti arayana çeşit çeşit seçenekler sunmaya başladı. Meksika usulü domates, Hint usulü Körive, Fransız usulü soğan, kremalı tavuk, domates, mantar, minestrone ve sebzeden oluşan çeşitleri soğuk kış gününde içinizi ısıtıyor. Kremalı hazır çorbalar, sütle hazırlandığında daha lezzetli ve besleyici oluyor. Calve lezzeti, sosları, yemeği, tatlısı ve çorbasıyla her zaman sizinle...

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!