Bedenimizdeki yaÄŸların ilginç yeni yüzleri

Güncelleme Tarihi:

Bedenimizdeki yağların ilginç yeni yüzleri
OluÅŸturulma Tarihi: Ekim 15, 2004 00:00

Obezlik dahil, yetiÅŸkin diyabeti, kalp ve diÄŸer hastalıkların geliÅŸmesinde birinci derecede rol oynayan yaÄŸlar ile ilgili bilimin son bulguları:Bedenimizdeki fazla yaÄŸlar saÄŸlığımız için en büyük tehlikelerden biri. Dünyada yüzlerce bilim insanı, bu yaÄŸların bedendeki rollerini ve moleküler emkanizamlarını anlamaya çalıştıkça, yepyeni bilgiler ortaya çıkıyor ve insanların bu yaÄŸlardan nasıl kurtulabilecekleri konusunda da yeni çözümler gündeme gelme ÅŸansı artıyor.YaÄŸların en önemli yönü yaÄŸların bedeni terk etmekte niçin bu kadar dirençli oldukları. V obeziteye baÄŸlı hastalıkların niçin bu kadar yaygınlaÅŸtıkları..Bu sorunlar ancak temel bilimsel, biyokimyasal ve genetic araÅŸtırmalar monucu ancak anlaşılabilir ve bilim bu konuda epey adım attı. Yepyeni bakışlarla bedendeki yaÄŸ sorunu anlaşılmaya baÅŸlandı.Bu yazıya derlediÄŸimiz Nesweek’deki kapak konusunda şöyle deniyor:Erken zafer‘Bu bilim adamlarının başında ÅŸiÅŸmanlığın iltihabi (enflamatuar) bir hastalık olduÄŸu tezini ortaya atan Gökhan Hotamışlıgil geliyor. Dr.Hotamışlıgil dünyada ÅŸiÅŸmanlık ve Tip II diyabete bakış açısını deÄŸiÅŸtirdi’.Åžimdi biraz geriye gidelim ve yaÄŸlar konusunda ilk bulgulara bakalım: 1990’lı yılların en önemli tıbbi buluÅŸu olarak lanse edildi. Ancak zaman içinde çok büyük bir düş kırıklığına dönüştü. 1994 yılında New York’taki Rockefeller Ãœniversitesi’nde görevli bilim adamları normallerinden üç misli daha büyük boyuttaki genetik olarak deÄŸiÅŸtirilmiÅŸ (mutant) fareler üzerinde çalışmalarını sürdürürken, bunları neyin farklı kıldığını keÅŸfettiler. Kıtlık dönemlerin sistemiBu farelerde leptin adı verilen hormon yoktu! Leptin enjekte edilince, fareler birden daha az yemeye ve fazla kilolarını vermeye baÅŸladılar. Bu küçük hayvanların insanlarla benzer olduÄŸunu düşünen bilim adamları yıllardır aradıkları suçluyu bulduklarını düşünüp, rahat bir soluk aldılar. Ne var ki kısa süre içinde fareler için geçerli olan buluÅŸun insanlarda geçerli olmadığı görüldü. BaÅŸka bir deyiÅŸle, çok az insan, farelerdeki gibi, leptin üreten genden yoksundu. Sözgelimi Ä°ngiltere’de 9 yaşında olduÄŸu halde 94 kilo ağırlığındaki bir kız için leptin yaÅŸam kurtaran bir buluÅŸtu. Fakat düşük karbon hidrat veya düşük yaÄŸ içeren diyetlerden yarar görmeyen binlerce insan, leptin konusunda tam bir düş kırıklığı yaÅŸadı.Bu düş kırıklığının nedeni obezite uzmanlarının, evrimin kıtlık dönemleri için önlem olarak geliÅŸtirdiÄŸi son derece karmaşık ve saÄŸlam bir sistemle karşı karşıya olmalarıdır. Obezite için basit çözüm arayışlarının onlarca yıldır baÅŸarısızlıkla sonuçlanmasının bir nedeni de, bilim adamlarının yaÄŸları, aç gözlülük ve suçluluk gibi etmenlerin sonucu olarak ele almalarıydı. Ama artık yaÄŸları kan dolaşımı yolu ile sürekli olarak vücudun diÄŸer bölümleri ile iliÅŸki halinde olan, farklı, faal bir organ olarak görüyorlar. Bu iliÅŸki mesajlaÅŸma ÅŸeklinde geliÅŸiyor. Mesajlar genellikle iki türlüdür: ya ‘karnım tok’ ya ‘Biraz daha yemek istiyorum’ ÅŸeklindedir. ‘Bizler yemek yemeyi istemli bir eylem olarak görme eÄŸilimindeyiz’ diye konuÅŸan Washington Ãœniversitesi’nden Dr. Michael Schwartz, ‘Ancak ne kadar yediÄŸiniz bir ölçüde sahip olduÄŸunuz yaÄŸ miktarı tarafından kontrol ediliyor’ diyor.Obezite için basit çözüm arayışları hálá sonuç vermiyor. Herhangi bir uzmana nasıl kilo vereceÄŸinizi sorduÄŸunuz zaman size ‘Daha az ye ve egzersiz yap’ diyecektir. Ancak artık bunun bu kadar basit olmadığını biliyoruz.YaÄŸ hücrelerinin giziObezite konusunda çalışmalar yaÄŸ hücresi düzeyinde baÅŸladı. YaÄŸ hücreleri, vücudun enerji ihtiyacını yanıtlamak için sürekli olarak bazı maddeleri girdi olarak emen ve bazı maddeleri de çıktı olarak salgılayan küçük kimyasal fabrikalar gibi çalışır. ‘Çok az sistem hayatta kalmak için bu kadar kritik bir öneme sahiptir’ diye konuÅŸan Columbia Ãœniversitesi’nden Dr.Rudolph Leibel sözlerini şöyle sürdürüyor:‘Bu sistem enerjiyi depolar ve bu enerjiyi yönetir; yalnızca yaÄŸ hücrelerinden oluÅŸmaz. Sisteme beyin, mide, karaciÄŸer, pankreas ve tiroid de dahildir. Burada sorun, sistemin fast-food’ların ortaya çıkışından çok önce milyonlarca yıllık bir evrime sahip olmasıdır. Ä°ÅŸte bu nedenle pek çok insan için kilo almak kilo vermekten daha kolaydır. Evrim boyunca yemek yemek hayatta kalmak için itici kuvveti’.YaÄŸ hücreleri ÅŸiÅŸiyorKalori giriÅŸi, kalori çıkışından daha fazla olduÄŸu zaman yaÄŸ hücreleri ÅŸiÅŸer -bazen bu ÅŸiÅŸme sırasında minimum boyutlarının 6 misline kadar çıkar- ve çoÄŸalarak ortalama bir yetiÅŸkinde 40 milyar olan hücre sayısı 100 milyara ulaşır. (Kilo vermek hücrelerin küçülmesine ve metabolik olarak daha pasif olmalarına yol açar. Ancak sayıları çok yavaÅŸ azalır). Sonuçta ortaya mekanik sorunlar çıkar. YaÄŸ minik kılcal damarlarla kanla beslenmek ister (Oysa yaÄŸsız kas hücreleri daha geniÅŸ kan damarları ile beslenir). Bu da kalp-damar sistemi üzerinde ekstra yük oluÅŸturur. Obezite ayrıca eklemlerde aşınmalara yol açarak osteoartrite neden olur. Nefes borusu çevresinde yaÄŸ birikimi, uykuda sırasında kasların rahatlamasıyla soluk almayı zorlaÅŸtırır. Ayrıca aşırı kilolar egzersiz yapma isteÄŸini azaltarak kısır döngü yaratır.Hotamışlıgil ve ÅŸiÅŸmanlıkBilim adamları zaman içinde yaÄŸların biyokimyasını çözdükçe, yaÄŸların bizi terk etmekte niçin bu kadar direnç gösterdiÄŸini ve obeziteye baÄŸlı hastalıkların niçin bu kadar yaygınlaÅŸtığını anlamaya baÅŸlıyor.Bu hastalıkların başında kalp hastalıkları, ÅŸeker hastalığı ve bazı kanserler geliyor. Leptin, yaÄŸ hücrelerinin ürettiÄŸi yarım düzine haberci kimyasal maddelerden yalnızca biridir. DiÄŸer kimyasal maddelerin başında trombotik ajanlar (pıhtılaÅŸma eÄŸilimi), vazokonstriktor (kan damarlarını büzen-tansiyonu yükseltir) ve hem enflamatuar hem de anti-enflamatuar ajanlar gelir. Ä°ÅŸte Harvard Ãœniversitesi Halk SaÄŸlığı Bölümü’nden Dr.Gökhan Hotamışlıgil ÅŸiÅŸmanlığın enflamatuar bir hastalık olduÄŸu tezini ortaya atarak, dünyada ÅŸiÅŸmanlık ve Tip II diyabete bakış açısını deÄŸiÅŸtirdi. Hotamışlıgil’e göre yaÄŸ dokusu vücutta bağışıklık tepkisi yaratarak enflamasyona yol açıyor. ‘Bu, vücudun aşırı kalorileri istilacı bir organizma olarak görmesi gibidir’ diye konuÅŸan Hotamışlıgil, ‘Belki de yaÄŸların asıl fonksiyonu budur’ diyor. Bu arada enflamasyon ayrıca kalp hastalığında kilit mekanizma olarak ele alındığı için yaÄŸların önemi bir kez daha öne çıkıyor. Bu mekanizma kalp damarlarının kolestrol birikiminden daralmasından daha önemlidirObezite-Åžeker hastalığı iliÅŸkisiYaÄŸ hücreleri ayrıca östrojen salgılar. Östrojen ise bazı kanser türleri ile baÄŸlantılıdır. Ancak daha da umut verici bir geliÅŸme, obezite ile Tip II (yetiÅŸkinlik döneminde ortaya çıkan) diyabet arasındaki iliÅŸkiyi ortaya çıkartan çalışmadır. YaÄŸlar, Tip II diyabet için temel bir risk faktörüdür. Bu hastalık damarlara zarar verdiÄŸi için kalp damar hastalıklarına ve körlüğe neden olur. Diyabet, kanda glikoz birikimidir. Dolayısıyla bunun temel nedeninin beslenme ÅŸekli olduÄŸu sonucu çıkartılabilir. Yani, çok fazla miktarda ÅŸeker yiyen insanlar ÅŸiÅŸmanladığı gibi diyabete de yakalanır. Fakat bilim adamları diyabetin kökeninin bir bakıma yağın biyokimyasında yattığından kuÅŸkulanıyor.YaÄŸların bölgesel farklılıklarıYaÄŸ hücrelerinin ürettiÄŸi iki bileÅŸimin Äžtümör nekroz faktör alfa ve rezistin- insülinin faaliyetine müdahale ettiÄŸi düşünülüyor. Ä°nsülin, glikozun kandan hücrelere geçiÅŸini kolaylaÅŸtıran bir hormondur ve ‘insülin direnci’ diyabetin gelmek üzere olduÄŸunu haber veren bir ‘öncü’dür. Rezistin’in de farklı bir etkisi var. Bu bileÅŸim yaÄŸ asitlerinin karaciÄŸer tarafından glikoza dönüşümünü saÄŸlar. Bu süreç, geçici olarak yiyeceksiz kaldığınız dönemlerde yararlıdır. Ancak diyabet riski taşıyorsanız zarar verir. Ä°ÅŸin kötüsü, ne kadar ÅŸiÅŸmansanız, o kadar fazla rezistin üretirsiniz.Son yıllardaki bir diÄŸer önemli buluÅŸ da, yaÄŸ hücrelerinin vücudun farklı bölgelerinde farklı davranmaları. Dolayısıyla vücuttaki yağın dağılımı kiÅŸinin saÄŸlığı açısından farklı sonuçlar doÄŸurabilir. Kalça ve baldırdaki yaÄŸlar Äžarmut ÅŸeklindeki vücut- göreceli olarak daha iyi huyludur, çünkü karın bölgesindeki organların çevresindeki yaÄŸlara göre metabolik olarak daha az faaldir. (Bu nedenle kalça bölgesindeki yaÄŸlardan kurtulmak çok zordur). ‘İç organların çevresindeki yaÄŸların diyabet, yüksek tansiyon ve yüksek trigliserid ile iliÅŸkisi daha fazladır’ diyor, Minnesota, Rochester’daki Mayo Klinik’ten Dr.Michael Jensen ve devam ediyor:‘İç organların çevresindeki yaÄŸlar, deri altındaki yaÄŸlardan daha fazla enflamatuar ve pıhtı yapıcı bileÅŸimler üretir. Neyse ki bu yaÄŸlar, deri altı yaÄŸlarına göre egzersiz ile daha kolay yok edilebilir. Ama bunların liposuction ile alınma ÅŸansı hiç yoktur, çünkü yalnızca derialtı yaÄŸlar bu ÅŸekilde alınabilir’ diyor.’ Kaldı ki St.Louis’teki Washington Ãœniversitesi’nden Dr.Samuel Klein, liposuction yöntemi ile deri altından alınan 10 kilogram yağın insan saÄŸlığında, biyokimyasal veriler söz konusu olduÄŸunda düzeltici bir etki yaratmadığına dikkat çekiyor. Oysa diyet ve egzersiz ile yitirilen aynı miktarda yaÄŸ, insan saÄŸlığında olumlu geliÅŸmelere yol açıyor.‘X Sendrom hastalıkları insanlığa tehdit’Gökhan Hotamışlıgil, Ankara’da Akademi Forumu’nda yaptığı konuÅŸmada, ‘insanlarını genel eÄŸilim nedeniyle, beslenme alışkanlığı böyle sürerse, toplumlar obez olabilir dedi.‘İnsanların yüzde 99,9’u genetik olarak obeziteye duyarlı. EÄŸer herkes uygun ortamı bulsaydı ve endüstrileÅŸme ve beslenme alışkanlıkları bu ÅŸekilde sürerse, eninde sonunda bütün toplumların ÅŸiÅŸman olacağını düşünüyorum. Yani bana göre mutant olan ÅŸey, zayıf kalmak, diye düşünüyorum. Çünkü bizim tundralarda dolaÅŸan atalarımızın mayonezli sandviçlerden, yürüyen merdivenlerden, lüks otomobiillerden haberleri, veya kalp hastalığı ve ÅŸiÅŸmanlık gibi diyabetten ölmek gibi bir kaygılar ıyoktu. Bana göre, iki tane ÅŸeyle ilgilenirlardı: Yiyecek bir ÅŸey bulmak ve çiftleÅŸebilecek bir eÅŸ bulmak. Bu ikisini de yapabildikleri sürece, kısada olsa, mutlu mutlu yaşıyorlardı. Dolayısıyla evrimsel seleksiyonunu böyle bir ortamda gerçekleÅŸtiren insanlık yaÅŸam sürecinin son kısmında bu modern hayat, güzel arabalar, saÄŸlıksız beselenme vs ile karşılaşınca, kendisine yaÅŸama avantajı getiren bütün genetik yapı ÅŸimdi müthiÅŸ bir dezavantaja dönüşmüş oldu. Model çok karmaışkBöyle bir çerçeve içerisinde olayı genetik açıdan yorumlamak gerekirse: Gerçekten tek gen mutasyonu insan obezitesini açıklamakta son derece yetersiz. Belki 20 tane insanın ÅŸiÅŸmanlığını tek gen mutasyonu ile açıklayabiliyoruz, ama gerisi tamamen seleksiyona baÄŸlı diye düşünüyorum...Bütün bahsettiÄŸim konular, yani ÅŸiÅŸmanlık diyabet, ateroskleroz, basit bir modele indirgenemeyecek problemler...‘Obeziteye tek başına bir hastalık gurubu olarak deÄŸil, ‘Metabolik sendrom’ adı altında veya ‘X Sendrom’ olarak bilinen bir hastalıklar gurubunun parçası olarak sunmak istiyorum. Bu sendromda metabolik ve enflamasyon yanıtıyla ilgili anomalilerin birlikte görülmesi, bütün bilim adamlarını uzun yıllar meÅŸgul etti. Bu nedenle sendromu veya bu sendromun parçaları olan obezite, insüline direnç, tip 2 diyabet, dislipitemi, hipertansiyon ve ateroskleroz gibi hastalıkları incelerken, bunların moleküler mekanizmalarını anlamak için yönelmemiz gereken hücre ve sistemler konusunda büyük bir kargaÅŸa yaÅŸandı...‘Bu hastalık grubu insanlık için çok önemli. ÖrneÄŸin diyabet, çoÄŸu zaman endüstrileÅŸmiÅŸ toplumların problemi olarak sunulmasına raÄŸmen, bugün bütün dünyayı etkileyen bir problem haline gelmiÅŸtir. Bizim ülkemiz dahil tüm dünyada belirgin artışlar gözleniyor. Bugün eriÅŸkin nüfusun yüzde 20’sinden fazlasında diyabet görülmekte, bu obezite ile daha yüksek oranlara ulaÅŸtı ve ABD’de eriÅŸkin nüfusun yüzde 60’ının üzerindeki bir bölümü fazla kilolu sınıfına giriyor...‘Bu iki temel hastalık dışında gözden kaçmış bir hastalık da, polikistikover sendromudur ve üreme çağınrdaki kadınların yüzde 5’ini etkilemektedir. Bunlara ek olarak, ‘diÄŸerleri’ adı altında topladığımız bazı enfeksiyon hastalıkları, yanıklar, travma, kanser, ateroskleroz, yüksek tansiyan, lipit metabolizması bozuklukları, cushing, akromegali gibi daha bir çok hastalık var. Dolayısıyla pek çok hastalığı bir arada tutan bu sendrom, kullanılan istatiksel metoda göre deÄŸiÅŸmekle beraber, yaÅŸamın bir bölümünde her iki eriÅŸkinden birini etkiliyor.’(Kaynak: Gökhan Hotamışlıgil, ‘YaÄŸ Hücresi geliÅŸimi ve enerji metabolizmasının moleküler kontrol mekanizmaları’ baÅŸlıklı konuÅŸması ve kitapçığı, Türkiye Bilimler Akademisi yayını, Akademi Forumu 9.)Ä°YÄ° YAÄž HÃœCRELERÄ° KÖTÃœLEŞİRSEYaÄŸ hücreleri bizi açlıktan korur ve vücudun enerji talebini karşılamasına yardım eder. Ancak bunlar hormonlar ve iltihaplanmaya yol açan kimyasal maddeler salgılarlar. Bizler ÅŸiÅŸmanladıkça hücreler büyür ve bu ürettikleri bileÅŸimlerin miktarı artar. Sonuçta kronik hastalıklar ortaya çıkar.HÃœCRENÄ°N İÇİYaÄŸ hücresi, depoladığı trigliserid yaÄŸ damlacıkları ile doludur. Bu damlacıklar hücre çekirdeÄŸini ve diÄŸer hücresel bileÅŸimleri kenarlara doÄŸru iterler.1) MakrofajBir insanda aşırı yaÄŸ oluÅŸtuÄŸu zaman vücut, sanki yaÄŸ istilacı bir organizmaymış gibi bir çeÅŸit bağışıklık tepkisi çıkartır. Makrofaj denilen bağışıklık sistemi hücreleri yaÄŸ dokusuna sızarlar. Sonuçta zararlı enflamatuar bileÅŸimler üretilir. Bilim adamları obeze bir insanın yaÄŸ dokusundaki makrofajların hücrenin yüzde 40’ını oluÅŸturduÄŸunu keÅŸfetti.2) Kimyasal fabrikalarÄ°ltihaplanmaya yol açan bileÅŸimlerin yanı sıra yaÄŸ hücreleri hormon adı verilen kimyasal haberciler salgılar. YaÄŸ dokusunda üretilen bu kimyasal maddelerin pek çoÄŸu diÄŸer hücrelerde de yapılr. Ancak bunlardan ikisi yaÄŸlara özeldir: Adiponektin ve leptin.KORTÄ°ZOL Bu stres hormonu adrenal bezlerinde üretilir. Ancak yaÄŸ hücreleri hormonun aktif olmayan versiyonunu aktif hale dönüştürür.. Bunun yanı sıra kortizol yaÄŸların karın bölgesinde birikmesine neden olur.KANİÇİNDE YOLCULUK Hormonlar ve enflamatuar bileÅŸimler yaÄŸ hücrelerinden çıkarak kanın içinde yol alırlar. Bu ÅŸekilde vücudun her yerine ulaşırlar. Beyin, karaciÄŸer, kalp/damar sistemi ve kaslar gibi yapılarda farklı etkiler yaratırlar.IL-6, TNF-ALFAYaÄŸ hücreleri ve makrofajların ürettiÄŸi bu bileÅŸimler, kronik, düşük dereceli enflamasyona yol açarlar. Bu da kalp hastalığı, Tip II diyabet ve bazı kanser türlerine zemin hazırlar.ADIPONEKTÄ°N, REZÄ°STÄ°NÄ°sminden de anlaşılacağı üzere rezistin, insülin direncini artırır. Adiponektin ise bunun tam tersi bir etki yaratır ve anti enflamatuardır. Ancak insanlar ÅŸiÅŸmanladıkça daha az adiponektin ve daha fazla rezistin üretirler. YAÄž ASÄ°TLERÄ°YaÄŸ hücreleri sürekli olarak depolanmış trigliseridleri parçalar ve bunları serbest yaÄŸ asitleri olarak serbest bırakır. Fakat büyük yaÄŸ hücreleri çok fazla miktarlarda yaÄŸ asidi salarsa, asitler doÄŸrudan karaciÄŸerin, kalbin ve kas hücrelerinin içinde depolanarak zarar verirler.LEPTÄ°NNe kadar çok sayıda yaÄŸ hücresi varsa o kadar çok leptin üretiliyor demektir. Bunlar beyne sinyal göndererek yiyecek giriÅŸinin azalabileceÄŸini bildirir. Ancak obezlerde beyin, yüksek düzeylerdeki leptine karşı duyarlılığını kaybeder.ANJÄ°YOTENSÄ°NOJEN, PAÄ°-1Anjiyotensinojen, anjiyotensin 2 denilen ve kan damarlarını büzen bir maddeye dönüşür. Bu da yüksek tansiyona davetiye çıkartır. PAI-1 vücudun kendi pıhtı-çözücü sistemini bloke eder ve inmelere yol açar.VÃœCUT ÅžEKLÄ° ÖNEMLÄ°DÄ°RBilim adamları uzun zamandır, karın ve göbek bölgesinde biriken yaÄŸların, kalça ve baldırlarda biriken yaÄŸlardan daha fazla kalp hastalığını ve Tip II diyabete zemin hazırladığını biliyor. Ä°ÅŸte nedenleri.ELMA ÅžEKLİİç organların çevresindeki yaÄŸlar daha aktiftir ve daha fazla enflamatuar bileÅŸim salgılar.ARMUT ÅžEKLÄ°Vücudun alt kısımlarında biriken yaÄŸ daha pasiftir. Kadınlar emzirme için gerekli olan enerjiyi saÄŸlamak için baldırlarında yaÄŸ depolarlar.40 MÄ°LYAR YAÄž HÃœCRESÄ°: Ortalama bir insan 40 milyar yaÄŸ hücresine sahip. Bunlar çoÄŸalır, yok edilmeleri neredeyse olanaksızdır ve vücudumuza gönderdikleri mesajlarla saÄŸlığınızı mahvedebilirler. KALÇA YAÄžLARI Ä°YÄ° HUYLU:Kalça ve baldırdaki yaÄŸlar Äžarmut ÅŸeklindeki vücut- göreceli olarak daha iyi huyludur, çünkü karın bölgesindeki organların çevresindeki yaÄŸlara göre metabolik olarak daha az faaldir. Ama bu nedenle de kalça bölgesindeki yaÄŸlardan kurtulmak çok zordur. İÇ ORGANLARDA TEHLÄ°KELÄ°:İç organların çevresindeki yaÄŸların diyabet, yüksek tansiyon ve yüksek trigliserid ile iliÅŸkisi daha fazla. Bunlar deri altındaki yaÄŸlardan daha fazla iltihabi ve pıhtı yapıcı bileÅŸimler üretir. Neyse ki bu yaÄŸlar, egzersiz ile daha kolay yok edilebilir. YAÄž EMMENÄ°N ETKÄ°SÄ° YOK:İç organlar çevresindeki yaÄŸların liposuction ile alınma ÅŸansı hiç yok, çünkü yalnızca derialtı yaÄŸlar bu ÅŸekilde alınabilir. Ancak liposuction yöntemi ile deri altından alınan 10 kilogram yağın insan saÄŸlığında düzeltici bir etki yaratmıyor. Oysa diyet ve egzersiz ile yitirilen aynı miktarda yaÄŸ, insan saÄŸlığında olumlu geliÅŸmelere yol açıyor.FAZLA KALORÄ°:Kalori giriÅŸi, kalori çıkışından daha fazla olduÄŸu zaman yaÄŸ hücreleri ÅŸiÅŸer -bazen bu ÅŸiÅŸme sırasında minimum boyutlarının 6 misline kadar çıkar- ve çoÄŸalarak ortalama bir yetiÅŸkinde 40 milyar olan hücre sayısı 100 milyara ulaşır. Ä°ÅŸte bu yaÄŸlardan kurtulmak artık çok zorlaşır!Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!