Bedenimi evet ama ruhumu asla

Göçebe deyince aklıma hemen aynı adlı Kore yapımı o meşhur yaratık filmi geliyor.
İyi filmdi gerçekten de.
Alacakaranlık ve Stephen Meyer hayranları alınmasın, gücenmesin ama adaşı için aynı şeyi söylemek pek mümkün değil.
Ergenler için yapılmış bu bilimkurgu soslu aşk hikâyesi, boşluklar ve tökezlemelerle dolu.

KİTAP 36 HAFTA LİSTE BAŞI KALDI

Geçen yıl sonu final yapan beş bölümlük Alacakaranlık serisi dünya çapında üç milyar doların üzerinde hasılat elde edince, gözler tabii ki öncelikle serinin yazarı Stephen Meyer’a çevrilmişti.
Meyer’ın 2008’de yayımlanan Göçebe adlı kitabı, biraz da Alacakaranlık’ın rüzgârıyla uzun bir süre çok satanlar listesinde kaldı.
Bu süre dediğim, 36 hafta bu arada!
Durum böyle olunca sinemaya uyarlanması da gecikmedi tahmin edeceğiniz gibi.
Ergen aşkında zemin bu kez fantastik evreden bilimkurgu dünyasına taşınıyor.
Vampir, kurt adam, genç kız aşk üçgeni bu hikâyede yerini uzaylıların istilasına zihnen direnen bir genç kızın hikâyesine ve yeni bir aşka bırakıyor.

İNSAN BEDENLERİ İŞGAL EDİLİYOR

Andrew Niccol’un yönettiği filmde başrolleri Saoirse Ronan, Diane Kruger, Jake Abel ile William Hurt paylaşıyorlar.
Göçebe, dünyayı işgal eden, bu işgale ters düşse de barışçıl bir tavır sergileyen uzaylıların ve onlara direnen, bir süre sonra da âşık bile olabilen insanların hikâyesi.
Dünya, görünmeyen bir düşman tarafından istila edilmiş.
İnsan bedenleri bir değişikliğe uğramamış gibi görünse de zihinler ele geçiriliyor.
Birkaç direnişçi hariç neredeyse herkes teslim olmuş durumda. Geriye kalan birkaç insandan biri olan Melanie’nin de bedenini alan ruh var.
Ama bedenin sahibi zihninden vazgeçmeyi reddediyor.
AMERİKA İLE AYNI ANDA VİZYONA GİRDİ
Göçebe, Türkiye’de Amerika ile aynı anda vizyona girdi.
Stephen Meyer’ın sinemaya uyarlanan kitaplarını karşılaştıracak olursak; Alacaranlık’ın fantastik dünyası Göçebe’ye oranla her anlamda daha önde ve ilgi çekiciydi diyebilirim.
Gerek aksiyonu gerekse gözle görülen ana karakterleri çok daha iyi yazılmış ve oynanmış.
Göçebe’nin dış sesle konuşan uzaylı karakterinin havada kalması, insan bedenini ele geçiren uzaylıların görünmez oluşları filme büyük sekte vuruyor.
Sanırım yönetmen Nicol de en çok bu görünmez varlıklara bir karakter yüklemeye çalışırken zorlanmış.
Alacakaranlık’ın enerji, renk, tutku ve aksiyon dolu dünyasının yanında Göçebe’ninki ilkokul müsameresi gibi duruyor desem çok az abartmış olurum.
Göçebe’nin kitabı her ne kadar 36 hafta liste başı kalmış olsa da filminin Alacakaranlık’ın başarısını yakalayabileceğini pek sanmıyorum.
Ama yine de Stephen Meyer hayranlarının, en azından bir bakmak için bu filme bilet almaları kaçınılmaz görünüyor.

HAFTANIN DİĞER FİLMLERİ

Sapık böyle çekildi

‘Anvil: The Story of Anvil’in yönetmeni Sacha Gervasi’nin yönettiği ve Anthony Hopkins, Helen Mirren, Scarlett Johansson, Danny Huston’ın oynadığı Hitchcock, büyük ustaya saygı duruşunda bulunan biyografik bir çalışma. Stephen Rebello imzalı ‘Alfred Hitchcock and the Making of Psycho’ adlı eserin kaynaklık ettiği film, korku ustası Alfred Hitchcock ile karısı ve aynı zamanda ortağı da olan Alma Reville’in aşklarını anlatıyor.

Dostluk, barış ve yardım peşinde

Selam, “Mutlu olmak istiyorsan başkalarının mutluluğu için çalışmalısın” mesajını veren bir film. Vasat başlangıcının ardından toparlanıyor, finalde gözyaşı döktürüyor ve iyilik kavramını akıllara kazıyor. Film, farklı ülkelere gidip oralarda kurulan Türk okullarında görev yapan üç öğretmenin hikâyesi. Yönetmenliğini Levent Demirkale’nin üstlendiği filmde Burçin Abdullah, Yunus Emre Yıldırımer ve Hasan Nihat Sütçü oynuyor.

Fahişe ve serseriye mutluluk haram

Doris Dörrie’nin yönettiği, Albra Rohrwacher ve Vinzenz Kiefer’in oynadığı Mutluluk, Ferdinand von Schirach’ın kitabından senaryolaştırıldı. Irina, savaş mültecisi olup fahişelik yapan bir kadın, Kalle ise evsiz bir serseri. Birbirlerine âşık oluyorlar ve Irina’nın da ofis olarak kullanabileceği bir apartman dairesi tutuyorlar. Tam mutlu bir yaşama doğru gittiklerinde, toz pembe dünyaları beklenmedik bir olayla allak bullak oluyor.

Tüyleriniz ürperecek

Korku filmi, seyrettiğiniz günün gecesinde size kâbuslar gördürüyorsa iyidir. Lanet de öyle iyi bir film işte. Gece yarısı filmdeki Mr. Boogie gözünüzün önünde beliriverirse şaşmayın. Scott Derrickson’un yönettiği ve Ethan Hawke, Juliet Rylance, James Ransone, Fred Dalton Thompson, Michael Hall D’Addario ile Clare Foley’in oynadığı film, bir suç romanları yazarının kendisinin ve ailesinin güvenliğini hiçe sayarak taşındığı bir evde yaşadıklarını konu alıyor.

Kadrosu bol yıldızlı G.I.Joe

Hasbro’nun ilk kez 1964’te piyasaya sürdüğü G.I.Joe oyuncakları, çizgi serileri ve televizyon dizilerinden sonra filmi gelmişti. 2009’da ‘G.I.Joe Kobra’nın Yükselişi’ 300 milyon doların üzerinde hasılat yapınca devamı gecikmedi. İlk filmde yönetmen koltuğundaki Stephen Sommers’in ismi öne çıktı. Devam filminiyse Jon M. Chu yönetti. Öne çıkansa oyuncular: Dwayne Johnson, Bruce Willis, Jonathan Pryce, Byung Hun Lee, Elodie Yung, Ray Stevenson.