A.A
Oluşturulma Tarihi: Aralık 07, 2009 10:38
Uzmanlar Respiratuar Sinsityal Virüse (RSV) karşı aileleri uyarırken, özellikle prematüre ve doğumsal kalp hastalığı bulunan bebeklere, salgın döneminde koruyucu bağışıklama uygulanması gerektiğini bildirdi.
ABD'deki Ohio State Üniversitesi klinik pediatri profesörü Timothy Feltes, kış aylarında salgınlar yapan, gripteki gibi ateş ve öksürük benzeri belirtiler veren Respiratuar Sinsityal Virüse (RSV) karşı aileleri uyarırken, özellikle prematüre ve doğumsal kalp hastalığı bulunan bebeklere, salgın döneminde koruyucu bağışıklama uygulanması gerektiğini bildirdi.
Doğumsal kalp hastalığı olan bebeklerde RSV enfeksiyonlarının önlenmesi konusunda uzman olan, Ohio State Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi ve kardiyolojide Andy Paxton kürsüsü sahibi Prof. Dr. Feltes, oldukça bulaşıcı olan ve ekim-nisan ayları arasında salgınlar yapan RSV'nin, her yaştaki kişilerde solunum yolları enfeksiyonlarına yol açabildiğini, ama bebekleri daha fazla etkilediğini söyledi.
Yenidoğan bebeklerin yüzde 60'ının dünyaya geldikten sonra ilk ortaya çıkan salgında bu virüse maruz kaldıklarını, tüm çocukların 2-3 yaşına kadar RSV enfeksiyonu geçirdiklerini anlatan Feltes, “RSV bir çok çocukta nezle ve gripteki gibi belirtiler verir; kırgınlık, burun akıntısı, boğaz ve baş ağrısı, hafif öksürük gibi şikayetler ortaya çıkar. Bir çok çocuk bunu nezle ve grip gibi atlatır. Ama hastalık prematüre ve doğumsal kalp rahatsızlığı bulunan bebekleri çok daha fazla etkiler” dedi.
Bu çocuklarda RSV enfeksiyonları nedeniyle hastaneye yatışların yüksek oranda olduğunu, risk grubundaki bebeklerin yüzde 3'ünde bu hastalıktan ölüm görüldüğünü kaydeden Feltes, şunları söyledi:
“Prematüre bebeklerin 4'te 1'i salgın döneminde RSV enfeksiyonu nedeniyle hastaneye yatırılıyor, tekrarlayan hastaneye yatışlar olabiliyor. Doğumsal kalp hastalığı bulunanlar için de aynı tehlike söz konusu. Çünkü bu bebeklerin akciğerleri bu virüsle savaşacak kadar güçlü değil. Bu enfeksiyon nedeniyle kalp ameliyatı yapılması gereken çocukların operasyonları ertelenmek zorunda kalıyor. Bu nedenle risk grubundaki bu bebeklere salgın döneminde kasa uygulanan antikorlarla koruyucu bağışıklama yapılması gerekir. Bu çok yüksek oranda koruma sağlar. Domuz gribi ve mevsimsel gribe karşı uygulanan aşılar RSV'ye karşı korumaz. Bu bebeklerin kalabalık yerlerden, hastalardan ve sigara içilen yerlerden uzak tutulması, ailelerin ve bakıcıların ellerini iyi yıkaması gerekir. Anne sütü de korunmada etkilidir.”
Feltes, salgın sezonu boyunca her ay tekrarlanması gereken koruyucu tedaviye bir hekimin karar vermesi gerektiğini ifade etti.
RSV enfeksiyonları ile domuz gribi ve mevsimsel gribin karıştırılmaması gerektiğini vurgulayan Feltes, “Domuz gribinde daha yüksek ateş görülür ve ateş kısa sürer. Oysa RSV enfeksiyonlarında ateş daha düşüktür ama uzun süre seyreder. Öksürüğün yanı sıra nefes almada güçlük ve dudaklarda morarma ortaya çıkar. Domuz gribinde rastlanan bulantı ve kusma gibi belirtiler de RSV enfeksiyonlarında görülmez” diye konuştu.
RSV enfeksiyonunda risk grubunda olmayan çocuklara bol sıvı verilmesi ve ateşin düşürülmeye çalışılması gerektiğini bildiren Feltes, solunum güçlüğü ortaya çıktığında ise bir sağlık kuruluşuna başvurulmasında yarar olduğunu sözlerine ekledi.