A.A
Oluşturulma Tarihi: Ekim 13, 2009 11:32
Uzmanlar, televizyonlarda her geçen gün sayısı artan bebek kanallarının kuzun süre izlettirilmesinin bebeğin zihin gelişimini olumsuz etkileyebileceği uyarısında bulundu.
Çocuk İstismarını ve İhmalini Önleme Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve Ankara Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Çocuk Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Runa İdil Uslu, bebeğin zihinsel ve fiziksel gelişiminde bakım veren kişinin tutumunun, bebekle kurduğu iletişimin, oyun ve faaliyetlere ayrılan vaktin çok önemli olduğunu vurguladı.
Bebeklerin beyin gelişiminin, en yoğun okul öncesi dönemde geliştiğine dikkati çeken Uslu, bebeğin becerilerinin artması, kavrama kabiliyetinin gelişebilmesi için özellikle karşılıklı konuşulmasının ve birebir oyun oynanmasının çok önemli olduğunu bildirdi.
Uslu, bebeğe anne, baba ya da bakıcı gibi bakım veren kişinin, bunlara gün içerisinde olabildiğince vakit ayırması gerektiğini belirterek, “Bebekler, tek başlarına yalnız bırakılmamalı ve sürekli olarak kendi kendilerine oyun oynamaları istenmemeli” dedi.
Bakım veren kişilerin, çoğunlukla çocukla etkin vakit geçirmek yerine, ev işi yapma, misafir ağırlama gibi gerekçelerle bunu ihmal edebildiğini ifade eden Uslu, bakım verenin en önemli işinin “Çocukla birebir etkin vakit geçirmek” olduğunu vurguladı.
“TELEVİZYON, PASİF BİR İLETİŞİM ARACIDIR”
Runa İdil Uslu, televizyonlarda bebek kanalarının sayısının artmasıyla birlikte, bebeklerin televizyon karşında çok fazla zaman geçirdiğine dikkati çekerek, bebek ve çocukların, kendilerine yayın yapan yerli-yabancı bebek kanallarının karşısında çok fazla bırakılabildiğini, ancak bunun çocuğun gelişimi için sağlıklı olmadığına işaret etti.
Bebeğin ya da çocuğun televizyon aracığıyla çok fazla kelime duyduğunu ve kavram gördüğünü belirten Uslu, şunları söyledi:
“Çocuk, televizyondan görsel ve işitsel uyarılar alır. Bunun gelişime olumlu katkısı olmakla birlikte bebeğin zihin gelişimi için birebir iletişim gereklidir. Televizyon ile karşılıklı iletişim olmadığı için, çocuğun, orada olup biteni anlayacak, kavrayacak ve öğrenecek kadar takip etmesi mümkün değildir. Bu nedenle de olumlu, sağlıklı ve hızlı gelişim için, bebeğin bu kanallar karşında gün içerisinde kısa süreler geçirmesi uygundur. Kimi zaman çocuğun daha kolay uyuması için, bebek kanallarının uzun süre izlettirilmesi de sağlıklı değildir. Bunun yerine, bebeğin yattığı odada masal okunmalı ya da ninni söylenmelidir.”
Uslu, bebeğin tamamen televizyondan uzak tutulmasının da doğru bir yaklaşım olmayacağına dikkati çekerek, “Televizyon karşısında kalma kısa süreli olduğunda ve bebeğin uyanık olduğu diğer zamanlar karşılıklı etkileşimle değerlendirildiği koşulda kabul edilebilir” diye konuştu.
“KENDİ KENDİNE OYUN OYNAMASI BEKLENİLMEMELİ”
Bebeğin sağlıklı gelişimi için kendi kendine oyun oynamasının beklenilmesinin “Yanlış” olduğunun altını çizen, Çocuk İstismarını ve İhmalini Önleme Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve AÜ Tıp Fakültesi Çocuk Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Uslu, şöyle devam etti:
“Bebekle anne, baba ya da bakıcı birebir nitelikli vakit geçirmelidir. Bu, gözlerinin içine bakarak konuşmak, beraber resim yapmak, boyama yapmak, kitap okumak, oyun oynamak ya da şarkı söylemek şeklinde olabilir. Ancak unutulmaması gereken şey, bebekle bu şekilde ne kadar fazla süre vakit geçirilirse, bebeğin zihinsel gelişimi yapısal kapasitesi ölçüsünde en iyi biçimde gerçekleşecektir. Aksine, sürekli olarak tek başına kalmak isteyen, anne babasıyla oyun oynama isteği göstermeyen çocuklarda farklı sağlık problemlerinin varlığı düşünülmelidir.”
Uslu, anne ve baba ile geçirilen vakit diliminin, çocuğun onların yaptığı işe yardımcı olması şeklinde geçirilmemesi gerektiğine de işaret ederek, “Annenin ev işi yaparken çocuğun yardım etmesi olabilir, ancak bu faaliyetlerle kısıtlı kalınmaması lazım. Doğrudan doğruya çocuğun yönlendirilebileceği, onun tercih ettiği ve keyif aldığı oyunlara daha fazla süre ayrılmalı” dedi.
Çocuğun uyanık olduğu tüm saatlerin etkileşim içinde geçirilmesi gerektiğini vurgulayan Uslu, çocuğun sosyalleşmesinin 3 yaşından sonra gelişmeye başladığını bildirdi.
Runa İdil Uslu, bu yaştan önce bir araya gelen çocukların birbirleriyle genel olarak bilindiği anlamda sürekli ve tutarlı biçimde oyun oynayamadığını, kendi başlarına oynamaya çalıştıklarını, daha çok anne ya da baba ile oynamak istediklerini, bunun da tamamen sağlıklı bir tutum olduğunu sözlerine ekledi.