Mesude ERŞAN
Oluşturulma Tarihi: Ekim 10, 2009 00:00
Yardımla üreme yöntemlerinde başarının ölçüsü değişti. Artık hedeflenen sadece gebelik değil. Güvenlik, önem sırasında ilk sırada. Daha az yan etkili, daha ucuz ve daha etkili sonuç veren tedaviler gözde. Aşılama, hasta dostu yumurtalık uyarılması, tek embriyo transferi gibi uygulamalar tam da bu felsefeye hizmet ediyor. Geçtiğimiz hafta Antalya’da yapılan 2’inci Üreme Tıbbı Derneği Kongresi’nde, tüp bebek yöntemlerindeki deneyim ve varılan noktalar tartışıldı.
Tüp bebek uygulamaları dünyada 30, Türkiye ise 20 yıl önce başladı. 3 milyondan fazla bebek, üremeye yardımcı bu tedaviler sonucunda dünyaya geldi. Binlerce kadın ve erkek, tüp bebek yöntemleriyle anne-baba olma şansını yakaladı. Tüp bebek uygulamaları her geçen gün yeni bilgi ve teknolojilerle gelişti. Kullanıldıkça, yeni bilgiler öğrenildi. Kongrede bir kez daha, her biri heyecan yaratan gelişme ve uygulamaların tüm tüp bebek vakalarında değil, gerçekten ihtiyaç duyanlarda kullanılması konusunda fikir birliğine varıldı. Başkanlığını Hacettepe Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Timur Gürgan’ın yaptığı kongreden en son
haberler:
İLAÇSIZ TÜP BEBEK UYGULAMALARI KADIN DOSTU: Doktorlar ilaçsız tüp bebek yöntemine kısaca IVM diyor. Yöntemde yumurta elde etmek için pahalı ilaçlar uygulanmıyor. Üstelik daha düşük doz ilaç kullanılıyor. Yumurtalıklardan henüz olgunlaşmamış yumurtalar toplanıp, laboratuvar ortamında 24-48 saatte büyütülüyor. İlaçlar nedeniyle alerjik reaksiyonlar yaşayan, kanser tedavisi gören, polikistik oven sorunu bulunan kadınlar için güvenli ve uygun bir yöntem.
ÇOĞUL GEBELİKLER BÜYÜK SORUN, TEK EMBRİYO YERLEŞTİRİLMESİ GÜNDEMDE: Tüp bebek merkezlerinin anne rahmine çok sayıda embriyo yerleştirmesinin birkaç nedeni var. İlki, gebelik şansını artırmak. Birden fazlası rahme tutunmayı başarınca ikiz, üçüz doğumlar oluyor. Kısırlık tedavileri ve yardımla üreme yöntemleriyle doğan bebeklerin yüzde 50’ye yakını çoğul gebelik. Bu durum, yoğun bakım ihtiyacı, fizik ve mental sorunlar anlamına geliyor. Aile ve ülke ekonomisi için ciddi yük oluşturuyor. İdeali tek embriyonun tranfer edilip, geride kalanların dondurularak saklanması. Bir sonraki denemede kadına tekrar tekrar ilaç verilmesi gerekmeden çözülen embriyonun kullanılması mümkün. Ancak Türkiye’deki uzmanlar, devletin sadece 2 deneme için ödeme yapmasının handikap yarattığını söylüyor. Embriyo dondurması için devlet ödeme yapmıyor. Böyle olunca gebelik başarı oranlarını düşürmeme kaygısıyla çok sayıda embriyo rahme yerleştiriliyor. Kaliteli embriyo elde etmek ve dondurulması için laboratuvar koşullarının yeterli ve gelişmiş olması şart. Tüp bebek denemelerinin yüzde 50-70’inin dondurulmuş embriyolardan yapılması öneriliyor. Türkiye’de bu oran 5-10’unun altında.
ESKİ YÖNTEME RAĞBET VAR: Aşılama, yardımcı üreme yöntemlerinin en eskisi. Ucuz, efektif ve bu yöntemle doğan bebekler gayet sağlıklı. Üzerine çok yöntem geliştirildi. Ama uzmanlar artık aşılamanın daha sık kullanılmasını öneriyor. Aşılamada yumurtalıklar uyarılarak birden fazla üretim sağlanıyor. Meniden elde edilen spermler laboratuvarda yıkanıyor ve hazırlanıyor. Rahime yerleştirilerek dölleme yapması bekleniyor. Doğal gebeliğe en yakın yöntem bu aslında. Özellikle genç çiftlerde, kadının tüplerinde bir sorun yoksa, erkek sperm sayısı 5 milyonun üzerindeyse, nedeni açıklanamayan kısırlık sorunu varsa ideal bir yöntem.
EMBRİYOYA GENETİK TANI RİSKLİ Mİ? Kısa adı PGT olan preimlantasyon, genetik tanı yöntemi ilk geliştirildiğinde büyük heyecan yarattı. Yöntem embriyodan alınan örneğe genetik test yapılmasına dayanıyor. Tüp bebekle elde edilen embriyolar, 7 veya 8 hücreli aşamaya ulaştığında 1-2 hücresi biyopsiyle alınıyor. Genetik testler uygulanıyor. Bu yolla sağlıklı embriyolar seçildikten sonra rahme yerleştiriliyor. Yöntemi kullanan bazı uzmanlarda “Acaba embriyoya zarar veriyor muyuz?” kuşkusu var. Kullanım alanının daraltılmasını savunuyorlar. Genetikçilerin çoğunluğu aksini savunsa da PGT’nın kullanım alanının daralmasını savunanların sesi giderek yükseliyor. Talasemi, hemofili gibi bazı hastalıklı embriyoların ayıklanması için kullanılmasında sorun yok. Ancak başka amaçlarla uygulanması gereksiz bulunuyor.
ICSI SORUNU: Diğer adı mikroenjeksiyon. Yani spermin yumurtanın içine enjekte edildikten sonra rahme yerleştirilmesi. Gebelik şansını artıran bu yöntemle ilgili son verilere göre, normal doğuma göre anomalili bebek doğma riski az da olsa daha yüksek. Elbette bazı durumlarda kaçınılmaz ama kullanım alanı daraltılmalı diyorlar.
YUMURTA BANKASI KADIN HAKKI: Kanser hastası kadınlar da doğurganlıklarını koruyabilir. Tedaviye öncesi yumurtalıklardan yumurtaların toplanması ve olgunlaştırılmasının ardından dondurularak saklanması mümkün. Hasta tedavi bitince kendi yumurtalarıyla anne olabilir. Henüz evli olmayan genç kızlar ya da ilaçlı tüp bebek tedavisi sakıncalı olan kadınlarda, ilaçsız tüp bebek yöntemi ile elde edilen yumurtalar laboratuvarda olgunlaştırıldıktan sonra dondurularak bekletilebilir. İlaç ve radyoterapiyle şifa sağlandıktan sonra hasta erken menopoza girmiş dahi olsa bu yumurtalar ile çocuk sahibi olabilir.
SİGARA TEDAVİDE BAŞARIYI DÜŞÜRÜYOR: Günde 10’dan fazla sigara içen kadın menopoza 3-4 yıl önce giriyor. Üreme fonksiyonlarının menopoz yaşından yaklaşık 8 yıl önce bozulmaya başladığı düşünülürse bu kadınların oldukça erken yaşlarda çocuk sahibi olmaları konusunda sıkıntılar yaşayacakları belli. Sigara tüketiminin tüp bebek uygulamalarında gebelik oranlarını yüzde 40 oranında azalttığı son yıllarda çeşitli çalışmalarda ortaya kondu. Erkeğin sigara içicisi olması durumunda bile gebelik yüzde 50 oranında gecikiyor.
EMBRİYONİK KÖK HÜCRE ÇALIŞMALARININ ÖNÜ AÇILMALI: Tıbbın tüm alanlarını ilgilendiren kök hücre ve gen çalışmaları yardımcı üreme teknikleri için de ilerleme vaat ediyor. Türkiye’de Sağlık Bakanlığı embriyonik kök hücne çalışmalarını yasakladı. Uzmanlar bu yasağın da kalkmasını istedi.
MENOPOZ YAŞI TAHMİN EDİLEBİLECEKToplantıya İtalya’dan katılan genetik bilimci Prof. Dr. Luca Mencaglia, yumurtaların genetik yapısına bakarak kadınların menopoz yaşının tahmin edilebileceğini söyledi. Yakında kliniklerde uygulanması beklenen yöntemde, yumurtalardaki genetik değişiklikler saptanıyor. Buna göre, “Hadi elini çabuk tut, doğur” ya da “Biraz daha zamanın var” deniyor. Prof. Dr. Mencaglia, “Yumurtalarına bakarak ne zaman menopoza gireceklerini anlayabileceğiz. Bu yeni yöntem kadınlara özgürlük verecek” diyor.