Güncelleme Tarihi:
Oğluma babamın adını vereceğim
NBA’in ilk Türk oyuncusu Mirsad Türkcan, baba olmaya hazırlanıyor. Geçtiğimiz aralık ayında Dina Dzankovic’le evlenen başarılı basketbolcu, oğluna babasının adını vereceğini açıkladı.
- Eşinizle nasıl tanıştınız?
Avrupa Şampiyonası sonrası yaşananlar moralimi bozmuştu. Belgrad’a giderken, uçakta bir gazete okudum ve eşim Dina’nın resmini gördüm, çok beğendim. Kız kardeşim Emina’yla konuştum ve ondan beni Dina’yla tanıştırmasını
- Eşiniz flört döneminizde bir de güzellik yarışmasına katıldı...
Evet, biz tanıştıktan 2,5 ya da 3 ay sonra benden izin alarak güzellik yarışmasına girdi, Sırbistan-Karadağ güzeli seçildi.
- Aileye bir bebek katılacak yakında, nasıl hissediyorsunuz kendinizi?
Doğru, yakında baba olacağım. Elbette çok mutlu ve heyecanlıyız.
- Cinsiyeti belli mi?
Evet, erkek olacak. Oğluma ben 15 yaşındayken ölen babamın adı olan Nüsret adını koyacağım.
- Cinsiyetin sizin için önemi var mıydı?
Hayır, Allah sağlıklı bir evlat versin de kız ya da erkek hiç fark etmez. Önemli olan eşimin ve evladımın sağlığıdır. Çocuğumun dünyaya gelmesini sabırsızlıkla bekliyorum.
- Bosna’da doğdunuz ve çok acı bir savaş yaşadınız. Yine de bu sizin başarınıza gölge düşürmedi. NBA’e giden ilk Türk’tünüz... Peki şimdiki aklınız olsaydı, orada kalmak için neler yapardınız?
O dönem oynamak istediğim için çabuk karar verdim. Oyun içinde kalmak, takımın ilk beşi olmak istiyordum. Ama NBA’ye gittiğin zaman mutlaka beklemeyi öğrenmelisin. Bir de ben ters takıma gittim. New York’un hedefleri
- Neden Türkiye’ye döndünüz? Avrupa serüveniniz bitti mi?
Siena ve CSKA’da büyük işlere imza attım. Sonra yeni bir hayat kurmak istedim. Bunun için de en doğru adres Türkiye’ydi. Çünkü ailem burada. 7 sene dışarıda oynadım. El üstünde tutuldum. Artık yoruldum. Ama bizler profesyoneliz. Cazip bir teklif gelirse düşünürüm. Fakat kafamda hep Türkiye var. Şimdi Ülker’in başarısı için uğraşıyorum. Takımı şampiyon yapmak istiyoruz.
- Milli Takım’ı bıraktığınızı açıklamıştınız, tekrar dönmek ister misin?
11 sene bu şanlı formaya hizmet ettim. Göreve her zaman hazırım. Avrupa Şampiyonası sonrası yaşananlara üzüldüm ama sözlerimin arkasındayım. Benim alnım ak. Takıma yeni bir hava, yeni bir heyecan gerekli. 2001’de bu vardı. Milli Takım’a kulüp takımı gibi bakmamak gerek. Kulüpte topa 1 metre atlıyorsan, Milli Takım’da 3 metre atlamalısın. İsimler önemli değil. Açlık ve istek bu konuda çok önemli. Bizim takım Avrupa’da her zaman ilk 3 içinde olmalı. Ayrıca takımda gençlere de yer açmalıyız. Ersan, Barış, Cenk, Oğuz, Semih gelecek vaat ediyor. Onlara bir de bize ağabeylik yapan Orhun ve Harun gibi biri lazım. Tekrar ediyorum ben hálá açım. Göreve hazırım.
- Basketbolu ne zaman bırakmayı düşünüyorsunuz?
2-5 yıl sonra da olabilir yarın da... Ama henüz içimde o heyecan bitmedi. Ben Harun ve İbrahim gibi şutör değilim. Savaşarak oynuyorum. Bu yüzden de bu hırsım bittiğinde potalara veda ederim.
- Sana diğer basketbolcular "deli" ya da "çılgın" diyorlar. Neden?
Buna benim cevap vermem yanlış olur, başkalarına sormak gerek. Ama şu kadarını söyleyeyim; ben sahaya çıktığım zaman kendimi kaybediyorum. Ali Doğan, "Biraz daha sakin ol. Seni anlıyorum" diyor her maç. Fakat ben takımımın kazanması için bunları yaptığımdan kendimden geçiyorum. Kendimi kontrol edemiyorum. Bunun kendime ve bazen de takıma zarar verdiğini biliyorum.
Mustafa Sandal: Parkelerin kralı
Mirsad, ünlü ses sanatçısı Mustafa Sandal’ın çok iyi bir insan olduğunu ve kardeşi Emina’yla güzel bir ilişki sürdürdüğünü söyledi. Milli oyuncu, ’Mustafa bana , ’Parkelerin kralı’ ismini taktı. Her gördüğünde bu isimle hitap ediyor. Aramızda hiç sorun olmadı. Gerçekten iyi bir insan" dedi.
F.Bahçe formasını bir gün giyeceğim
Ben de Fenerbahçe konusunu gazetelerden okuyorum. Fenerbahçeli’yim ve basketbolu Fenerbahçe forması altında bırakmayı düşünüyorum. Bu benim kafamda. Sokakta beni görenler hemen çeviriyor ve "Abi neden Fener’e gelmiyorsun?" diyor. Biz bu işten ekmek yiyoruz. Bir gün mutlaka sarı lacivertli formayı giyeceğim.