Bazıları solist değiştirdiğimizi anlamadı bile

Güncelleme Tarihi:

Bazıları solist değiştirdiğimizi anlamadı bile
Oluşturulma Tarihi: Nisan 12, 2008 00:00

Yüksek Sadakat, ikinci albümünün ardından Tempo dergisinin sorularını yanıtladı.

“Belki üstümüzden bir kuş geçer” dediklerinde, dokunulmamış bir telimize basmış olacaklar ki, “Evet işte bu” deyip sahiplendik, bağrımıza bastık kendilerini... Hayatla kavgaları bitmeyen, huzursuzluktan beslenen Yüksek Sadakat, ikinci albümü "Katil&Maktûl"le yine havasında... Grup, Tempo dergisinin sorularını yanıtladı.

Haberin Devamı

Gruba yeni bir kan geldi. Solistiniz Cemil Demirbakan’ın yerini Kenan Vural aldı. Nasıl gelişti bu süreç?

- Kutlu Özmakinacı: Cemil hem solo projesini hem Yüksek Sadakat’i bir arada götürmek istediğini söyledi. Biz de durumu kendi aramızda değerlendirip, hiçbir şeyin Yüksek Sadakat’in önüne geçmesini istemediğimize karar verdik. "En iyisi kimdir  memlekette?" dedik, "Kenan Vural" dediler. Biz de, "O zaman gelsin" dedik (gülüşmeler).

- Kenan Vural: Aslında Afşin Akın ön ayak oldu. Yüksek Sadakat’in solist arayışından bahsetti. Grubu tanıyan arkadaşlarıma danıştım. Albümlerini de dinliyordum, Parkorman’daki konserlerini izlemiştim. Sonunda toplandık ve hayata, müziğe bakışımızı konuştuk. Benden üç tane ilk albüm parçası hazırlamamı istediler: "Döneceksin Diye Söz Ver", "Aklımın İplerini Saldım", "Kafile"... Karşılıklı olarak anlaştık ve gerisi su gibi aktı.

Haberin Devamı

n Solist değişikliği, bir grup için oldukça radikal bir karar. Risk aldığınızı düşündünüz mü?

/images/100/0x0/55ea239cf018fbb8f86d9892

- K.Ö.: Tabii ki risk var ama risk almadan başarı da olamaz. Biz işin negatif değil, pozitif tarafına baktık. Şarkılarımız içimize siniyordu, sadece buna bizim kadar inanacak bir soliste ihtiyacımız vardı. Kenan’ı dinler dinlemez, o kişi olduğunu hemen anladık.

n  Çok farklı sesler de değil sanki. Bu, bilinçli bir tercih miydi?

- K.Ö.: Bir önceki soliste benzesin diye yapılan bir seçim değildi. Bariton da olsa olur, yeter ki bize şarkıları güzel şekilde hissettirsin.

- Alpay Şalt: Kutlu öyle diyor ama biz yine de ses aralığının biraz geniş olmasına dikkat ettik; çünkü fazla bir ayrım göze batabilirdi, eski şarkılar için özellikle de...

n Tanıtım konseri de nabız yoklaması olmuştur.

- K.Ö.: Kenan gruba geldikten sonra, 10’dan fazla konser verdik ilk albümün şarkılarıyla. İlk olarak İzmir’de çaldık, İzmir’dekiler solistin değiştiğini anlamadılar.

Haberin Devamı

- Serkan Özgen: Bu mübalağa değil, ama bana bu konuyla ilgili gelen tüm eleştiriler hep olumlu yönde. Yakın çevrem dáhil bir tane negatif eleştiri almadım.

n Sanat camiasında egolar yüksek olduğundan, grup olarak ayakta kalmak zor mu?

- A.Ş.: Daha çok egoları olmayanlar bir arada kalabiliyor zaten.

- K.Ö.: Çeşitli var oluş biçimleri var. "Sadece egoları olmayanlar grubu götürebilirler" diye bir şey yok ama o, en ideali olur. İnsanlar hayata karşı pozitifse, bulundukları ortamı ne kadar yükseltiyorsa, bir grup ne kadar çok böyle insanlardan oluşuyorsa, o kadar kolay oluyor.

n "Katil ve Maktûl" albüme nasıl adını verdi? Şarkılar nasıl seçildi?

- K.Ö.: Bu albümün şarkılarını seçmek biraz daha kolay oldu. Çünkü buradaki şarkıların hepsini ilk albümden sonraki dönemde yaptım. Tüm şarkıların kendi içinde belli bir teması var. O tema da şu: Olmak istediğimiz insanla, olduğumuz insan arasındaki fark ciddi bir şekilde artarsa, üzerinizde travmatik etkiler yaratabiliyor. Bu da seçimlerimizden kaynaklanan bir durum aslında. Sorumlusu tümüyle biziz. "Katil&Maktûl" adı da buradan geliyor. Yaptığımız seçimler, bizi kendimizin katili olmaya götürdüyse, aslında maktûl oluyoruz. Tümüyle bu meselenin odağına inen bir duruşu vardı şarkının. Biz de albüme bu ismi koyduk, kapak tasarımını bu tema üzerine oturttuk.

Haberin Devamı

n Olmak istediklerinize çok mu uzaksınız?

- K.Ö.: Kişiden kişiye göre değişebilir. Ben kendi adıma, bu aradaki açığın yüzde yüz kapanacağına inanmıyorum. Bazı insanlar birtakım açıklamalarla tatmin olurlar ve hayatlarını devam ettirirler. Bir de bazı insanlar vardır ki, onlar aramak için gelmişlerdir bu dünyaya. Onlar için huzur yoktur. Bundan bir yaşam biçimi yaratıp, kendinizi bu huzursuzluktan zevk alabilecek hale getirirseniz, hedefe ulaşmaktan değil de yolda olmaktan zevk alırsınız. O zaman kısmen de olsa kendinizle barışık bir hayatınız olabilir. Ben bu sorunun cevabının olumlu olmayacağını bilerek yaşıyorum, bu bile bir rahatlama meselesi. Bir de bilmeden, kazma gibi yaşamak var ki o daha kötü! Biz seçimlerimizi zordan yapan insanlarız, bu yüzden birbirimize benziyoruz.

Haberin Devamı

- Uğur Onatkut: O aradaki açık bende kapalı gibi duruyor, onu açmak için ne yapsam diye düşünüyorum ben de!

Müzik grupları aileye benzer

n Sizde dengeler eşit mi? Bir ağırlığı olan var mı?

- K.Ö.: Biz hiç öyle dertleri olan insanlar değiliz. Ben müzik gruplarını aileye benzetiyorum. Bir aile kurduğunuzda da karı-koca arasında mutlaka fedakarlık ve özveri olmalıdır.

n Bir otorite de gerekmiyor mu düzen için?

- K.V.: Buna katılmıyorum. Ülkenin durumuna baktığınızda, bir otorite var ama düzen var mı, hayır. Burada önemli olan iyi niyet ve özveriyle çalışmadır. Kutlu’nun bestelerini çalıyoruz ama stüdyoda hepimiz fikirlerimizi söyler, bir şeyler katarız. Serkan’ın ya da Alpay’ın çok sevdiği ama benim sevmediğim bir şey olabilir. Bunu söylüyoruz birbirimize. Çünkü ortaya çıkan şey birimizin ya da ikimizin değil, bu grubundur. Birlikte durmak zordur ama aramızda organik bir bağ ve çok sevdiğimiz ortak paydamız var.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!