Güncelleme Tarihi:
İnternette gezinen bir derleme bu, Melis Selim göndermiş sağolsun. İfadeler sahiplerine ait.
EROL HELE BİR ÖL...
Sene 91 felan, yaz tatili... Akşamdan kalmalığın verdiği bezginlikle sahilde yarı sızar yarı güneşlenir bir pozisyondayız... Etrafta insanlar,denize girenler, kumdan kale yapanlar vs vs... ve kahramanımız Erol, 4-5 yaşlarında bir velet, deniz kenarında kumlarla boğuşuyor, dalgalarla oynuyor, kısacası keyif yapıyor... Ah bi de soprano sesli annesi olmasa nasıl mutlu olacak eleman, "Erol mayona kum doldurma! Erol dalgalara dikkat et! Erol pipinle oynama! Erol! Erol! Erol!” ... Ama tüm bunların üstünde bir cümleyle hepimizi dumur alert moduna geçiren bu saygıdeğer Türk annesini halen saygıyla anmaktayım : “Erol! Bi boğul seni gebertirim!”
*
BU NE KİBARLIK LAN...
Kadiköy Kuşdili'ndeki dört yol ağzında trafik çok sıkışık olduğu için sürekli polis otosu bekler. Trafik polisleri megafonla bağırarak trafiği idare ediyorlar. Neyse bağırıyor eleman "34 PTS ... lütfen sağa çek" Tam o sırada oradan geçmekte olan bir diğer trafik otosu megafonla espiri yapıyor bunlara: “Lütfenini yiyim senin, bu ne kibarlık lan Mıstafaa! Muhahaha!”
*
WC ANI DEFTERİ
Beşiktaş Büyük Çarşıda en alt katta (PTT'nin orada) bir umumî WC vardır. Amcam çok özenmiş Avrupai bir tuvalet yapmış. İçeri girdim ve dumur üzerine dumur yaşamaya başladım. El ayak yıkama, abdest alma, duş ve traş olma yerleri falan. Ama tam çıkarken gördüğüm şey karşısında dumura uğradım. Bir ziyaretçi anı defteri!!!
Merak edip birkaç anıya baktım ve aşağıdakini okuyunca koptum ve eve gidene kadar, millet kendi kendine gülerken görmesin diye yüzümü sakladım:
- Hiç bu kadar rahat işememiştim!
*
AMUTTA DURAN FUKARA...
Vakıflar Bankası'ndan aldığım kredi kartıyla verilen Kaza Sigortası poliçesine gözüm ilişti.
Bir laf gördüm: “..amudufıkarînin bariz inhina ile metamorfik hareketsizliği durumunda” şu kadar TL ödenir, diye. Kafaya taktım, Bozuyuk SSK Hastanesi’nde doktor olan dostumu görünce sordum:
- Yaa ne demek bu?
Gayet ciddî bir ifadeyle cevap verdi:
- Amuda kalkmış bir fakir adamın, havaların bozması durumunda kaslarında oluşan hareketsizlik, anlamına geliyor olabilir.
... diyene kadar kendini tuttuktan sonra gözlerinden yaş gelene kadar benimle güldüğünü hatırlıyorum. İnşallah banka bu cümleyi Türkçe’ye çevirmiştir bu arada.
*
UÇAĞI ELLEME
Lisedeyiz...Geometri dersi... Ders kaynasın diye yapmadığımız karaktersizlik yok. Hoca tahtaya şekil çizerken, okulun bayağı yakınından bir savaş uçağı geçti. Bizden biri:
- Aaa hocam uçak geçiyo!
Hocanın tepkisi:
- Elleme geçsin!
Sınıf komple kısa devre...
*
ANLAŞILDI TAMAM
Seyyar satıcının biri, Anadol pikabıyla birşeyler satmak için megafonuyla gürültülü bir şekilde bağırmaktadır:
- Domates, biber, patlıcaaaan...
Arkadan trafik polisi:
-Seyyar satıcı kenara çek!
Satıcı:
- Anlaşıldı tamam!
*
İKİ DALGIN BİR SINIFA YAKIŞIR
Hoca büyük bir şevkle anlatıyor. Tamamen konuya konsantre olmuş. Ama tebeşirinin ufacık kaldığını farkediyor, uyuklayan bir öğrenciye "e hadi çık tebeşir bul bize yan sınıftan" diyor. Çocuk çıkıyor harbiden. Ama yan sınıf diye aynı amfiye arka kapıdan giriyor ve yine bizim hocaya "Hocam yan sınıftan tebeşir istiyolar" diyor. Hoca da derse o kadar konsantre olmuş ki, "Ya ben de az önce bir öörenci gönderdim alsın diye. Bizde de yok evladım" diyor. Çocuk da "Aa taam" deyip çıkıyor. Sonra yine ön kapıdan sınıfa girip "Yokmuş hocam. Aaa nasıl yani...” deyince hoca da öğrenci de durumu çakıyolar. İnanılmaz ama gerçek.
*
NİYE, SEN Mİ KULLANICAN
Zatı muhterem bayan arkadaşımızdan biri iş çıkışı dolmuşa binmiş. Yorgundur tabii. Dalmış, evde yapacağı yemeği düsünmekte. Bir ara gözü sol tarafa takılır, bir bakar "Aaa bizim ev!" der, yani üç saniye sonra uyanır olaya. İneceği durağı geçmektedir. Panikle, “Şoför bey müsait bir yerde iner misiniz?" deyince, sürücünün cevabı: “Niye? Sen mi kullanacan?”
*
PRENSİP SAHİBİ ÇAYCI
Abi çaycının prensibi olur mu, demeyin. Bizim çaycının cama yazdığı yazılar bunlar:
1. Sıcak çay 150.000.TL.
2. Saat beşten sonra çay yoktur, ısrarcı olmayınız.
3. Tek çay için yukarı çıkamam gelip kendiniz alın.
*
NE TIRSIYON LAN
Halk otobüsündeyim. Gayet halk bir şekilde yolculuk yapıyorum. Hemen yanımda köyden yeni gelmiş sevimli, gariban bir kadın bir de kocası var. Ama koca aşmış bir zat, ikide bir geğiriyor öküz veyahut ötesi hallerde seyrediyor. Neyse, inecekler bunlar. Yanaştılar kapıya. Otomatik kapı birden açılınca zavallı kadın ürktü. "Anaam" diye geri sıçradı. Kocasının tepkisi ne olsa beğenirsiniz. Ellerini cebinden çkarmadan , göz ucuyla kadına şöyle bir baktı: "Ne tırsıyon ulan öküz, accık medeni ol lan!"