Güncelleme Tarihi:
Ä°PSÄ°Z RECEP SETÄ°NDEN FOTOÄžRAFLAR
Kadir İnanır, "Son Cellat"da canlandırdığı Bayram ile TRT dizisinde oynadığı İpsiz Recep karakterlerini karşılaştırdı: "Bayram canlandırması çok zor bir karakter. Çünkü Bayram'ı oynarken aynı zamanda sert adam imajımı ortadan kaldırma savaşı verdim. İpsiz Recep rolü ise benim için helvada ekmek gibi. Yıllardır ona benzer karakterler canlandırdım. Bir şey yapmama gerek yok. Şuradan şuraya yürüsem yeter."
Bayram’ı oynamak zor, İpsiz Recep ise helvada ekmek
Kadir Ä°nanır, "Son Cellat" filminde canlandırdığı Bayram ile TRT dizisinde oynadığı Ä°psiz Recep karakterlerini karşılaÅŸtırdı: "Bayram, canlandırması zor bir karakter. Çünkü Bayram’ı oynarken sert adam imajımı ortadan kaldırma savaşı verdim. Ä°psiz Recep rolü ise benim için helvada ekmek gibi. Bir ÅŸey yapmama gerek yok, ÅŸuradan ÅŸuraya yürüsem yeter."  Â
Son Cellat filminde Bayram rolünü üstlenmenizin nedenlerini açıklar mısınız?
 Sizce hayranlarınızın Bayram karakterine tepkisi ne olacak?
- Bayram’ı çok seveceklerine inanıyorum. Ben de aktörlüğümün tadına bu filmle vardım. Nasıl anlatayım sana? Mesela yeni dizimdeki İpsiz Recep karakteri benim için helvada ekmek gibi... Yani bir şey yapmama gerek yok. Şuradan şuraya yürüsem yeterli. Tatar Ramazan gibi sert Kadir İnanır karakterlerinden birinin onda birini oynamam káfi. Ama Bayram öyle değil. Bayram karakteriyle zor bir işi başardığımı düşünüyorum.
Aynen katılıyorum. İnandığım için iddialı bir örnek vereceğim; Al Pacino da sizin gibi ’sert adam’ rollerinin oyuncusu ama farklı bir rolü oynamaya cesaret edemiyor.
- Aslında sert oynamadığım bir sürü karakter var. "Karılar Koğuşu"ndaki Kemal Tahir sert bir adam mıydı? "Kırık Bir Aşk Hikáyesi" gibi birçok filmim var. Sert dediğin karakterlerin sayısı benim sinematogrofimde yüzde 20’ye mukabildir. Ama senin de belirttiğin gibi sert rollerim halk tarafından çok benimsendi, hep bu tip rolleri oynadığıma dair bir yargı var. Ama ne yapayım şimdi? Tatar Ramazan da Tatar Ramazan...
"Son Cellat"ta izleyicileri ne bekliyor?
- 12 Eylül’de nasıl bir trajedi yaşandığını görecekler. 12 Eylül travmasını yaşamış insanları heyecanlandıracak bir film yaptık. Bu filmin müthiş ilgi göreceğine inanıyorum. Tarihi yok sayamazsınız. 12 Eylül unutturulmak isteniyor ama unutulmayacak. Biz kuşatılmış bir ülkeyiz. Kültür emperyalizmi olarak kuşatıldık. Tarih bilincimiz yok edildi. Bize has değerlerimiz ortadan kaldırıldı. Türkiye kuşatılmış bir ülke, Kurtuluş Savaşı’ndaki gibi işgal edilmek üzere.
Sizce 12 Eylül’ün mimarları yargılanmalı mı?
- Tabii ki, yargılanmalı. "Son Cellat", 12 Eylül ile ilgili rol aldığım beşinci film. Daha önce de "Sen Türkülerini Söyle", "Dikenli Yol", "Sevgi Çıkmazı", "Darbe"de oynamıştım. İlk 12 Eylül filmimi 15 yıl önce çekmiştim. Yani 15 yıldır darbenin hesabının sorulmasını istiyorum. 12 Eylül anlatmakla bitmez, belki 100 tane daha film çekilir. Darbenin Türk halkı üzerinde yarattığı travmalar 28 yıl değil, 128 yıl daha devam eder.
Siz de iyi biliyorsunuz ki, 12 Eylül’ün mimarları yargılanamıyor ama yeterli toplumsal tepki oluşursa da Şili halkının Pinochet örneğinde olduğu gibi 80 küsur yaşında yargılanabiliyor. Sizce Türk toplumu yeterli tepkiyi gösterebilecek mi?
- Bugün bütün olumsuzlukları ortaya koyarken sığınılan bir anayasa var. 12 Eylül Anayasası... Hani biz bu anayasaya karşıydık? Acizliğimize bak! Sığındığımız anayasa 12 Eylül Anayasası. Tabii ki, değiştirilmesi lazım. Bundan 15 yıl evvel aydınlarımız, "12 Eylül Anayasası, askeri diktanın anayasasıdır" diye bağırıyordu. Şimdi ona sığınıyorlar, darbeyle kemikleştirilmiş bir anayasayı tabulaştırmaya çalışıyorlar. Bu ülkeyi yönetenler ya da bu ülkenin yönetimine talip olanların önce bu anayasayı günümüze uygun hale getirmeleri gerekiyor. Çünkü bu anayasa çağımıza uygun değil.
Tabii anayasanın ne uğruna değiştirildiği de önemli. Gerçekten 12 Eylül’den hesap mı sorulmak isteniyor yoksa anayasayı ihlal eden partilerin kapatılmasını engellemek için mi değişiklik isteniyor...
- Anayasa bir partinin isteğiyle değiştirilmez. O zaman ortak bir paydada buluşulmaz. Toplumun bütün kurumlarının, bireylerinin ortak kararıyla anayasa değiştirilir.
59 yaşındasınız ama hiç göstermiyorsunuz. Nedir bunun sırrı?
- Kalbimin temiz olduğuna, kin, nefret, öfke gibi duygulardan uzak durduğuma inanıyorum. Kalbinin içini temiz tutarsan kolay kolay yaşlanmazsın. İnsanlık için kötü şeyler düşünmezsen, içini güzellikle beslersen yüzünde de yaşlılık göremezsin. Tabii sağlığa da özen göstermek gerekiyor. Her sabah yarım saat yürüyüp, yarım saat jimnastik yapıyorum. Yediklerime dikkat ediyorum, diyetime bir şey hariç harfiyen uyuyorum. Onu sakın sorma bana, o zaman doktorlarımla aram bozulur! (Gülüyor)
Son soru: Hayatınıza dair bir pişmanlığınız var mı?
- Hiçbir pişmanlığım yok, dramatik boyutta bir pişmanlık yaşamadım. Toplumda büyük bir saygınlığım olduğuna inanıyorum, bu da benim için en büyük mutluluk kaynağı. n Röportaj: Mevlüt TEZEL
Biraz da "İpsiz Recep" dizisinden konuşalım...
- Ä°psiz Recep, KurtuluÅŸ Savaşı’nın kahramanlarından birisi. KurtuluÅŸ Savaşı baÅŸlayınca Rizeli Recep Reis, Kuvay-ı Milliye saflarında yerini alarak vatan için çarpışmış, Anadolu’ya silah ve cephane taşımış, birçok kiÅŸiyi de deniz yoluyla Anadolu’ya götürmüş bir kahraman. Babam çocukluÄŸumda Ä°psiz Recep’in çizgi dizisini bana gazeteden okurdu. ÇocukluÄŸumuzun kahramanlarındandır Ä°psiz Recep. Hep Ä°psiz Recep’i canlandırmayı hayal etmiÅŸtim, kısmet bugüneymiÅŸ. Görüyorsun devasa bir set kurdu TRT, her ÅŸey en ince ayrıntısına kadar düşünüldü. Ä°psiz Recep gibi kahramanların öykülerine özellikle bu dönemde çok ihtiyacımız var. Türk insanına, kahramanlıklar ve özverilerle dolu tarihini hatırlatmak gerekiyor. "Ä°psiz Recep" gibi diziler insanlara özgüven aşılar. Â