Bayram üzerine ciddi görüşler

Güncelleme Tarihi:

Bayram üzerine ciddi görüşler
Oluşturulma Tarihi: Aralık 24, 2000 00:00

Nedim BUBİKBUGÜN uzun tatilin ikinci günü. Nasıl, tatilden memnun musunuz? Evde misiniz, dışarıda mı? Son gününe kadar tatil yapacaksınız demek... Ne diyeyim, iyisiniz... Bana gelince... 2 gün sonra Şeker Bayramı başlıyor. Eeee, doğal olarak bugün bayram yazmak gerek. * EFENDİM bizim gazetede bayram denilince akla hemen telefon, ya da elektrik gelir. Çünkü özellikle telefon işi olan, hemen Bayram'ı arar. Bayram becerikli çocuktur, gerekeni yapar... Zaten bu yüzden kendisine, ‘‘Bilumum Telefon ve Elektrik İşleri Sorumluluğu’’ verilmiştir... * CANIM, bayram yazım bu değil tabii ki... Yalnızca çağrışım oldu. Yoksa, eğer bir yerlere gidemediyseniz, ben size bayram önerilerinde bulunacağım. Örneğin; vapurla seyahati dener misiniz? Yok öyle, pahalı, külfetli bir seyahat değil... Hani Bostanlı-Üçkuyular arasındaki vapur seferlerinden söz ediyorum. İster arabalı, ister arabasız.... * BU arada hatırlatmamda yarar var sanırım... Üçkuyular-Göztepe-Konak-Pasaport-Alsancak seferi hálá bedava. Çay da içmezseniz sıfır masraf. Bu hatların dışındakiler de ucuz sayılır. Hem deniz havası da artı değer. Vapur denilince aklıma İzmir'de deniz ulaşımının payının giderek arttığı geldi. * BEN geçenlerde denedim... Gerçekten vapur çok keyifli... Ayrıca adamlar hesaplamış... Üçkuyular-Konak arası otomobille, bir varsayıma göre 30, bir başkasına göre 20 dakikaymış. Vapurla 15 dakika. Bu ölçümler kuru havada yapılmış, varın yağmuru düşünün... * BU hesaplamalar biraz karışık, ama sonuç olarak vapurun iyi bir şey olduğu vurgulanıyor... Yani deniz ulaşımı teşvik ediliyor. Gerçekten iyi bir şey. Yani Büyükşehir Belediyesi'nin bu konudaki ısrarlı çabalarının olumlu sonuçlandığını itiraf etmek gerek. İşin bu noktasında yerel yönetim ve yöneticiler...... Haydaaa.... Dağılıverdim yine... * OYSA konumuz bayram. Şimdi bir aydır oruç tutanlara tavsiyem var. Tutmayanlar da tutanlarla birarada olacak ya... Sonuç olarak tavsiye iki kesimi de kapsıyor. Bayram nedeniyle kapıp koyvermeyin... Yani yeme-içme meselesini... Kontrollü gidin... Sonra fena olursunuz... Lafım meraklısına, bir aylık içki perhizinin acısı bir gecede çıkmaz. Aman dikkat.... * EFENDİM şimdi, ‘‘Bizim zamanımızdaki bayramlar... Yeni ayakkabıları yastığımızın altına kor, öyle uyurduk... Sabaha kadar uyku tutmazdı... Para ve mendil toplama yarışı yapardık. Şekerle tatlıdan midemiz bozulurdu... Büyük-küçük, herkes için bayramlar çok özeldi... Tüm aile toplanırdı’’ gibi şeyler desem, ilginizi çeker mi bilemem. * BELKİ de, ‘‘Şekerim, hayatım... Birinci gün ziyaretleri bitirelim. İkinci gün Seçolarla, Necolarla buluşacağız... Ne dersin bu sefer de Foça'ya mı gidelim, Urla veya Çeşme mi yapalım? Balığı da çok özledim ha’’ gibi konuşmalar geçiyordur evde... * BİR de son günlerde bir şeker reklamı konuşuluyor. Hani, tonton bir çift özenle bayramlıklarını giyip şekerlerini hazırlamış ziyaretçi beklemekte... Sonuçta ne gelen var, ne giden... Amcanın gözünden yaşlar akıyor... Ve insanın yüreği daralıyor... Hadi buyrun bakalım bayrama... * AMA inanın, o amcanın hali dokunuyor bana. Sonuçta Şeker Bayramı, yılbaşıyla uzun bir tatile dönüşünce böyle, değerlendirme farklı oluyor. Olanak ve fırsat bulan, tatil beldelerine kaçtı bile. Kimi bayramın ikinci günü hesabı yapıyor. Kutlamalar ya uzaktan telefonla, ya ilk gün canlı... Belki e-mail atan da olacaktır artık. * BAYRAM üzerine daha söylenecek çok şey var. Ben son ve önemli bir öneride bulunacağım. Şeker reklamındaki yaşlı çift gibi, kimse kendisini kahretmesin, olayı dramatik hale getirmenin alemi yok. Ama büyükleri, yakınları, kardeşleri de (O çift gibi beklediklerini varsayarak) ihmal etmemek, sevgi, saygı göstermek gerek. Herkese iyi bayramlar...
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!