Oluşturulma Tarihi: Eylül 24, 2004 14:51
Levent Ürkmez, bayiliğini yaptığı DYO ve İş Bankası şirketi BTM’yle anlaşmazlığa düşer ve ‘Kızdırmayın beni şirketinizi alırım’ der. Bir süre sonra şirket Ürkmez Ailesi’ne teklif edilir ve iki ay içinde BTM Ürkmez Ailesi tarafından satın alınır. Levent Ürkmez Çayırova’daki fabrikayı o zaman 400 milyon liraya aldıklarını ve İzmir’e taşıdıklarını söylüyor.
İZOLASYON sektörüne 1958’de babası Lütfi Ürkmez’in bir Ermeni’den aldığı formüllerle üretime başlayan Levent Ürkmez, üniversiteyi bitirdikten sonra 1975’te İzmir’deki şirketin başına geçti.
Kardeşi Bülent Ürkmez’le birlikte o yıllarda en büyük hedeflerinin satışta liderlik olduğunu kaydeden Levent Ürkmez şöyle konuştu:
‘Ankara ve İstanbul’da bayilikler açtık. İzocam, DYO ve bir İş Bankası iştiraki olan Yalıtım Cam Elyaf’ın şirketi olan BTM’nin bayisi olduk. Sonuçta BTM’nin bütün satışlarının yüzde 75’ini yapar hale geldik. 1986’da BTM’nin üst yönetimi ile vade sorunu yüzünden bir anlaşmazlık yaşadık. Toplantıda çok sinirlendim ‘Beni kızdırmayın fabrikanızı satın alırım’ dedim. Daha sonra olay tatlıya bağlandı, ancak iki ay sonra şirket üst yönetimi arayıp, ‘Satın almakta ciddiyseniz gelin görüşelim’ dedi. Teklifi kardeşimle görüştüm, uzun yıllar birlikte çalıştığımız Mustafa Oran’la birlikte 400 milyon liraya fabrikayı satın aldık.’
ÇAYIROVA’DAN İZMİR’E
O yıllarda büyümek isteyen herkes İzmir’den İstanbul’a kaçarken parça parça İstanbul Çayırova’daki fabrikayı söküp İzmir’e naklettiklerini anlatan Ürkmez, Avrupa standartlarında üretim yapmak için de hemen araştırmalara başladıklarını söyledi. 1993’te ısı yalıtım, 1998’de de çatı kaplama malzemeleri sektörüne girdiklerini belirten Ürkmez, devamlı kapasite artırdıklarını 2002’de de temizlik kağıtları sektörüne girdiklerini belirtti.
Levent Ürkmez yüzde 45’lik payla su yalıtım ve çatı yalıtım malzemeleri sektöründe lider olduklarını söyledi. Isı yalıtımı üretiminde de Türkiye üçüncüsü olduklarını geçen yıl 60 milyon dolar olan ciroyu da bu yıl 80 milyon dolar beklediklerini ifade eden Levent Ürkmez, ‘Hedefimiz gelecek yıl 100 milyon dolar ciroya ulaşmak’ dedi.
Son 4 yılda 40 milyon dolarlık yatırım yaptıklarını belirten Levent Ürkmez şöyle devam etti:
‘Genelde kriz dönemlerinde yatırım yaptık çünkü bu dönemde yapılan yatırımlar en ucuz yatırımlardır. Devam eden 12 milyon dolarlık yatırımımız var. Ondüla çatı kaplama malzemeleri üretmek için fabrika kuruyoruz daha yapım aşamasında 13-14 milyon dolarlık yatırımın yüzde 50’si için ihracat bağlantısı yaptık. Böylece gelecek yıl ihracatımız da 12 milyon dolara çıkacak. Şu anda 25 ülkeye ihracat yapıyoruz.’
İzmir’de sanayici olmaktan hiçbir zaman pişmanlık duymadıklarını özellikle vurguyan Ürkmez, ‘Tabii ki böyle hareket ederken İzmirli olmamızın, İzmir aşkımızın büyük payı oldu. Ama artık teknoloji, iletişim bu kadar gelişmiş iken İstanbul veya İzmir’de olmanın bir anlamı yok. 30 yıl önce İzmir’de olsanız belki İstanbul’a ulaşmak çok zordu, artık böyle bir sıkıntı yok. İzmir’den gidenler bahane üretiyor’ dedi.
Yalıtım eksikliği binaları çürütür
YALITIM sektöründe üretim yapan firmalar olarak İZODER çatısında güçbirliği yaptıklarını anlatan Levent Ürkmez, uzun uğraşlar sonucu ısı ve su yalıtımını bina yapımında zorunlu standart haline getirttiklerini söyledi. Ürkmez, 2003’de inşaat sektörü yüzde 16 küçülürken, yalıtım sektörünün yüzde 25 büyüdüğünü belirtti ve şöyle konuştu:
‘Özellikle eski binalarda ısı yalıtımı yaptırmak isteyenlerden büyük talep var. Isı yalıtımı enerji tasarrufu açısından büyük önem taşıyor. Su yalıtımının ise başka bir hayati önemi var. Çünkü 17 Ağustos depreminden sonra yaptığımız incelemelerde gördük ki, yıkılan binaların yüzde 90’ında su yalıtımı yoktu. Su yalıtımı olmayınca da beton ve demirin çürümesi, binanın korozyona uğraması çok daha hızlı oluyor. Yani ‘İnsanı gam, binayı nem yıkar’ atasözünün ne kadar doğru olduğunu böyle bir acı tecrübe ile gördük. Bu yüzden binalarda temelden itibaren su yalıtımı yapılması Türkiye gibi deprem kuşağında olan bir ülke için büyük önem taşıyor.’