Batmak üzere olan bir gemideyseniz dışarı çıkmanın yolunu ararsınız benim yaptığım bu

Güncelleme Tarihi:

Batmak üzere olan bir gemideyseniz dışarı çıkmanın yolunu ararsınız benim yaptığım bu
Oluşturulma Tarihi: Mart 23, 2008 00:00

Amerikalı Josh Sommer (20) çocukluğundan beri bilime ilgi duyan bir mühendis adayıydı. Daha lisedeyken evde oluşan küfün insan sağlığına olumsuz etkilerini önlemek üzere araştırma yapmaya başladı ve Duke Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü’ne girdi. Altı ay sonra dayanılmaz baş ağrıları çekmeye başladı, "kordoma" isimli nadir görülen bir kemik kanseri olduğunu öğrendi.

Kafatasında veya omurgadaki tümörle ortaya çıkan bu hastalığa yakalananlar ortalama 7 yıl yaşayabiliyordu. Ama Sommer buna aldırmadı "Yedi yıl az zaman değil" diyerek işe koyuldu. Önce annesiyle bilimsel araştırmaları destekleyen Kordoma Vakfı’nı kurdu: www.chordomafoundation.org. Bu konuda araştırma yapan önemli bilim adamlarından biri de Duke Üniversitesi’ndeydi, onunla birlikte laboratuvar çalışmalarına başladı. Hatta bu araştırmaya yoğunlaşmak için okuldaki bölümünü değiştirdi. O artık zamana karşı yarışıp kendi hastalığına çare arayan bir biyoloji öğrencisi.

20 yaşındasınız ama hastalığa yakalanmadan önce de daha lisedeyken araştırmacı bir geçmişiniz var. Bilime ilginiz nasıl başladı?

- Doktor annem Simone ile Kuzey Carolina’da Greensboro şehrinde büyüdüm. Kendimi bildim bileli Amerikan futbolunu severdim, matematik ve fen dersleriyle çok ilgiliydim, mühendis olmak istiyordum. Üniversite başvuruları sırasında MIT, Stanford gibi üniversitelerin arasından Duke’un Çevre Mühendisliği Bölümü’nü seçtim. Bunun bir nedeni de vardı: Dokuzuncu sınıftayken annem ve ben rahatsızlandık. Sonra bunun nedeninin evdeki küf olduğunu anladık. Evin bodrumunda, duvardaki bir sızıntıyla küf oluşmuş ve hatalı bir tadilatla açığa çıkıp evin havasına karışmıştı. Sonunda evimizi kaybettik.

Durum o kadar ciddi miydi?

- Evet, hatta annem hálá fibromiyalji (bağ ve kas dokularında görülen ağrı) hastası. Annemin nasıl hastalandığını gördükten sonra küflerin yol açtığı havada gezinen mikro toksinleri önleme konusunda bir sınıf arkadaşımla birlikte, yerel üniversiteden bir kimya mühendisiyle çalışmaya başladık. Üniversitede de bu projeme devam etmek istedim. O yüzden kendime okul ararken bazı öğretim üyeleriyle temasa geçip bu proje üzerinde çalışıp çalışamayacağımı sordum. Bu proje hakkında çok heyecanlandıkları için Duke’ü seçtim.

Yani üniversite yaşamınız bir araştırmayla başladı...

- Evet, okuldaki ilk dönemimi küf projesi üzerine büyük bir zevkle çalışarak geçirdim. Ama 2006’da yarıyıl tatilinde aniden baş ağrılarım başladı. MR çekildi ve başımda çıkarılması çok zor bir noktada bir tümör bulunduğu söylendi. O zaman ne tip bir tümör olduğunu bilmiyordum. Annem ülkede bunu yapabilecek uzmanlıkta bir cerrah aradı. Sonunda Pittsburgh’da ameliyat oldum. Ameliyattan sonra bana "kordoma" teşhisi kondu. Cerrah, bunun kötü huylu bir tümör olduğunu, kordomanın tekrarlama yaptığını ve önümüzde zor bir yol olduğunu söyledi.

Hastalığın mutlaka tekrarlayacağını mı söylediler?

- Durumum belirsizdi, ama kordoma genellikle tekrarlayan bir hastalık. Çok şükür ki şu ana kadar tekrarlamadı. Önümde bir fırsatlar penceresi olduğunu hissettim. Hiçbir şey yapmamaktansa tedaviye hazırlanmak daha iyi bir fikirdi. Hiçbir kemoterapi ya da ilaç bu kanser türüne etki etmiyor. Bu yüzden de yeni bir ilaç geliştirmeye çalışıyoruz.

KORDOMA VAKFI’NDA AMACIMIZ DOKU DEPOSU OLUŞTURMAK

Uzmanlar 7 yıl ömrünüzün kaldığını söyledi. Bu tahmin nasıl yapılıyor?

- Bu önemli bir nokta. Yedi yıl bu hastalığa yakalananların ortalama yaşama süresi. Ama ne kadar yaşayacağınızı asla kesin olarak bilemezsiniz. Ölüm daha erken de gelebilir, daha geç de, ya da hiç gelmeyebilir de. Ama şimdiye kadarki hastalarda teşhisle ölüm arasındaki ortalama süre 7 yıl. Bazen tümör tekrar tekrar geri geliyor. Kordomada hastalar birçok ameliyat geçiriyor. Bazı hastalar 10 yılda 10-15 kez ameliyat oluyor.

Sen derece zor ve iddialı bir işe giriştiniz. Neyi amaçlıyorsunuz?

- Evet iddialı, ama en önemlisi çok karmaşık bir iş! Araştırma birçok değişik yöne gidebilir. Çok disiplinli bir projeyi koordine etmek, araştırmacıları çalışmak üzere biraraya getirmek, bilgi ve veri paylaşımı sağlamak çok önemli. Bir başka önemli nokta da araştırmacıların hastalıklı tümörlere ulaşabilmesi. Bu yüzden Kordoma Vakfı’nı kurduk. Vakfın en büyük projelerinden biri de araştırma için bir "doku deposu" oluşturmak. Vakıf, Greensboro’da bağımsız çalışıyor. Çok büyük bir tesadüf ki ABD’nin önde gelen kordoma araştırmacılarından biri Duke Üniversitesi’nde. Duke, kordoma araştırması yapılan tek yer değil. Harvard’da, Boston’da çok sayıda araştırma sürüyor. Stratejim kordoma konusunda çalışan araştırmacıları bir araya toplamak, araştırmacıları birbiriyle bağlantıya geçirmek. Ayrıca cerrahları da onlarla bağlantıya geçirirsek, araştırmacılar ihtiyaç duydukları dokuları cerrahlardan sağlayabilir.

Sizin bu araştırmadaki göreviniz ne?

- Kişisel araştırmamda, laboratuvarda birçok değişik tekniği birden kullanıyorum. Mutasyona uğramış ya da değişmiş ve bu yolla hastalığa yol açabilecek genleri bulmaya çalışıyorum. Kanser genellikle genlerin mutasyona uğraması veya değişmesiyle ortaya çıkıyor. Aynı zamanda mutasyona uğramış olsun veya olmasın kordomayı başka doku tipleriyle karşılaştırarak geliştireceğimiz ilaç için hedefi belirlemeye çalışıyoruz.

Mühendislik okuyan birisi bu araştırmada görev alabilir mi?

- Kordoma üzerine çalışan Doktor Michael Kelley’nin üniversitemde olması büyük şanstı. Muhteşem bir öğretmen! Altı ay gibi bir sürede tüm derslerde öğrendiğimden fazlasını ondan öğrendim. Laboratuvarda çalışmaya başlamadan önce biyoloji dersi almamıştım. Onunla çalışmaya başlayınca kordoma ve moleküler biyoloji konusunda çok şey okudum. Okula çevre mühendisliği okumak üzere başlamıştım, ama bölümümü değiştirdim, şu anda biyoloji bölümünde okuyorum.

TAHTAYA VURUN ÇOK İYİ HİSSEDİYORUM

Gündelik hayatta kendinizi nasıl hissediyorsunuz, sağlıklı mısınız?

-
Tahtaya vurun, çok iyi hissediyorum. Ama çözüm bulmak için müthiş bir aciliyet hissediyorum. Bu aynı zamanda bizi çok da motive ediyor.

Sizi motive eden başka örnekler var mı?

-
Eğer batmak üzere olan bir gemideyseniz dışarı çıkmanın bir yolunu ararsınız. Sanırım benim yaptığım da bu. En başta annem benim için çok büyük motivasyon kaynağı. Bir yandan da diğer kordoma hastalarıyla da tanıştım. Bunlardan biri üniversitemden 20 dakika uzakta yaşayan 12 yaşındaki Justin Straus. O benden çok daha fazlasını yaşadı, yine de hastalığıyla mücadelesi inanılmaz. Çok sayıda ameliyat geçirmesine, radyoterapi ve kemoterapiye maruz kalmasına rağmen tümör tekrarlıyor. Ayrıca, bana ilham veren üç benzer vakıf var: Multipl Miyelom Araştırma Vakfı (The Multiple Myeloma Research Foundation), Karsinoid Araştırmasına Destek Vakfı (The Caring For Carcinoid Research Foundation) ve Adenoid Kistik Karsinoma Vakfı (Adenoid Cystic Carcinoma Research Foundation). Bunların ikisi bu hastalıklara yakalanmış kişiler tarafından yürütülüyor, biri de eşi bu hastalığa yakalanmış bir kişi tarafından. Yani hepimiz aynı gemideyiz.

Kordomadan sorumlu geni bulursak tüm kanser araştırmaları için büyük bir buluş yapmış oluruz

Araştırmanız diğer kanser türlerinin tedavisi için de bir umut olabilir mi?

- Kesinlikle! Kanserin çok değişik tipleri var. Meme ve akciğer kanserleri çok yaygın ama hepsinin nedeni de aynı değil. Birçok farklı moleküler sebeple ortaya çıkıyorlar. Kordomayı çok iyi anlamak sinir yapılarını anlamaktan geçiyor. Bunu tanımladığımızda ve kordoma için bir tedavi bulduğumuzda belki tesadüfen aynı biyolojik yapıdaki başka bir kanser türünü de tedavi edebileceğiz. Bazı kanser türleri de farklı organları etkilemelerine rağmen benzer şekillerde oluşuyor. Yani kordomadan sorumlu geni veya genleri bulmak, tüm kanser araştırmaları için büyük bir buluş olur.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!