Güncelleme Tarihi:
Son dönemlerde özellikle plastik sanatlarda iştigal eden sanatçılarımızın ağırlıklı olarak cinselliği sorguladığına şahit oluyorum. İnsan doğasının bu en basit görünen ama en çetrefilli konusu doğal olarak başından itibaren sanatçıların problemi olmuş. Fakat son dönemde gözle görülen bir artışın olduğu da ortada. Neden ve niçinlerin peşine düşmeyi sanat tarihçilerine ve sosyologlara bırakıp yeni bir sergiye götüreyim sizi.
Beyoğlu’ndaki Mısır Apartmanı’nda bulunan Casa Dell’Arte’nin yeni sergisini gezdim.
Genç sanatçı Ayşegül Sağbaş’ın ‘Sütü Bozuklar’ adını verdiği sergi 12 resim ile bir penis heykelinden oluşuyor ve toplumdan dışlanan, türlü lakaplar takılan, kötü davranışlara uğrayan, genel geçer ahlak tanımlamasıyla sütü bozukları anlatıyor.
Serginin kendisi kadar Sağbaş’ın açılışta yaptığı performans da önemli.
Daha önce Şükran Moral’in çok konuşulan canlı sevişme performansının gerçekleştirildiği Casa Dell’Arte’deki açılışta bu kez Sağbaş penis şeklinde şekerler dağıtarak konukları da bu performansa dâhil etmiş.
Sağbaş yaptığı performansı ve amacını şöyle açıklıyor: “Sergide penis şeklinde hazırlamış olduğum şekerleri gelen konuklara gizli bir şekilde dağıttım. Amacım dedikodu yoluyla performansın yayılması ve insanların ellerindeki şekerleri yemelerini sağlamaktı. Şekerlerin yalanması, ülkemiz şartlarında hem erkek için hem de kadın için çok zor bir durumdu, insanları ataerkil toplumumuza başkaldırışa zorlamak istedim. Başlangıçta insanlar şekerleri almasına rağmen yemekten çekindi, ama bunun o kadar da çekinilecek bir şey olmadığını göstermek için yine performansın içinde olan bazı arkadaşlarım şekerleri yediler. Bu durum, insanların çekincelerini ortadan kaldıran kıvılcım oldu. Sonuçta bazı konuklar performansa tam olarak katıldı.”
Sizin tepkiniz ne olurdu böyle bir durumda?
Şekeri alır mıydınız?
Hadi aldınız, insanların ortasında yiyebilir miydiniz?
Tabulara başkaldırmak zormuş değil mi?
Şiir yıllığına tarafsızlık suçlaması
Edebiyat dünyasında şu sıralar bir şiir yıllığı tartışması yaşanıyor. Yapı Kredi Yayınları daha önce Mehmet H. Doğan’a hazırlattığı ‘Şiir Yıllığı’nı ünlü eleştirmenin vefatından sonra Bâki Asiltürk’e hazırlatmaya başlamıştı. Beş yıldır bu önemli çalışmaya imza atan Asiltürk’e bu yıl eserleri yıllığa giren şairler tepki gösterdiler. Metin Cengiz’in açtığı isyan bayrağının altında toplanan isimlerin sayısı gün geçtikçe artıyor. Asiltürk, şairleri keyfi bir kararla yıllığa almamak, kaleme aldığı eleştirilerinde haksız eleştirilerde bulunmak ve kendi siyasi görüşüne uygun isimlere ağırlık vermekle suçlanıyor.Türkiye’de sadece Yapı Kredi Yayınları değil başka yıllıklar da hazırlanıyor. Yıllığı hazırlayan kişinin de öznel davranması çok normal. Sanırım tepki burada, yıllığın Yapı Kredi gibi güçlü bir kurum çatısı altında çıkmasına... Bir de her şeye rağmen iyidir aslında edebiyat dünyasında tartışma....