Başrollerde Cool ve Cooliye

Güncelleme Tarihi:

Başrollerde Cool ve Cooliye
Oluşturulma Tarihi: Kasım 27, 2011 00:00

Senaristliğini ve yönetmenliğini Çağan Irmak’ın yaptığı ‘Dedemin İnsanları’ cuma günü gösterime girdi. Kendi yaşamöyküsünü kurgulayan Çağan Irmak’ın babasını ve annesini canlandıran Yiğit Özşener ile Gökçe Bahadır kendilerini ‘Cool ve Cooliye’ olarak tanımlıyor

Haberin Devamı

Çağan’ın babasının karton kopyası olmadım

YİĞİT ÖZŞENER

- Film bir göç hikayesini anlatıyor. Siz göçmen misiniz?
- Üsküp göçmeniyiz. Anne tarafı Kavala göçmeni ama detaylı hikayeyi bilmiyorum.

- Bu film izleyeni çok ağlatıyormuş, doğru mu?
- 1980’lerin hemen öncesi ve sonrası göç etmiş bir ailenin başından geçenleri izliyoruz. Aynı zamanda bu ailenin en büyüğü olan Çetin Tekindor’un canlandırdığı dede, Girit’ten 1920’lerde göç etmiş bir ailenin çocuğu. Kısaca üç kuşağın birbiriyle olan hikâyesi var. Film izlerken ağladım, hüzünledim, güldüm ve bir ara boğazımda bir şey düğümlendi.

- Çağan Irmak’ın babasını canlandırıyorsunuz. Nasıl biri?
- Çağan bana, senaryodaki gibi bir adam olduğunu söyledi. Tabii benden karton bir kopyası olmamı istemedi. Karısına âşık, çocuklarını seven, dürüst ve naif bir adam. Bir yandan da Ege kasabasında giyimiyle, motosikletle kasabaya gelmesiyle aykırı bir yanı var. Bana en benzer yönü de adalete olan tutkusu.

Haberin Devamı

- Gökçe Bahadır da siz de dışarıdan çok cool gibi duruyorsunuz ama bir araya gelince bu hava değişmiş sanki...
- Ben cool değil, çok çok cool’um! Gökçe’de Cooliye (Gülüyor). Birlikte Cool ve Cooliye isimli bir dizide oynayıp sonra da sana röportaj vermeyeceğiz!

- Benden ne istiyorsunuz?
- (Gülüyor). Gökçe’yle kimyamız, edebiyatımız tuttu bizim!

- Ezel’e kadar genelde kötü adam rolleri gelirken geçen bir senede çok daha farklı roller canlandırdınız...
- Ne kadar farklı şeyler oynarsam o kadar mutlu oluyorum. “Yapabilir miyim?” dediğim karakterlere bulaşmak beni çok cezbediyor. Bu açıdan son bir senem çok verimli geçti, farklı işler geldi. Hep seyrettikten sonra “Hımm şöyle de olabilirmiş” dediğim oldu. İnşallah geberene kadar da hep bunu söylerim. Çünkü ben o noktada bir son görmüyorum.

- Hayatınız boyunca kendinizi eleştirerek nasıl yaşayabilirsiniz?
- En önemli hissiyat insanın kendini seyrederkenki hissiyatı. İnsanın kendini izlemesi bir yandan çok garip bir yandan çok baştan çıkarıcı bir şey. Tuhaf ama keyifli.

- Peki kendinizi izlerken beğeniyor musunuz? “Hoş adamım” falan der misiniz?
- Öyle bir şey dediğim olmuyor ama severim kendimi. İyi biri olduğumu biliyorum. Ama bu insan olmakla ilgili bir özellik.

Haberin Devamı

- Kadınların beyaz atlı prensi misiniz?
- Gözümün önüne bir beyaz atlı prens fotoğrafı geldi. Atın üzerinde de ben varım. Aman Allah’ım! Duygusal bir adamım ama duygularımı belli etmem. Bunu yaptığım için kaybettiğim de oluyordur. Ama bu benim.

- Çok sık âşık olur musunuz?
- Beğeniyle ve âşk çok farklı şeyler. Birinin size çekici gelmesiyle ona aşık olmanız ayrı. Ben çok sık aşık olmam.

- Çapkın mısınız?
- Flörtöz bir adam olabilirim. Flört etmeyi severim ve burada artık nokta koy!

- Tamam son soru o zaman: Ses tonunuzla kadın tavladığınız oldu mu?
- Ses tonumu beğenirler ama hayır, olmadı.

Başrollerde Cool ve Cooliye

Haberin Devamı

Ben onun kadar yaramaz değilim

DURUKAN ÇELİKKAYA

11 yaşımdayım. Annem çalışmıyor. Babam ticaretle uğraşıyor. 2005’te bir deterjan reklamında oynadım. Bunu diğer reklam filmleri takip etti. Televizyonda ilk olarak ‘Şüphe’ dizisinde rol aldım, şimdi de ‘Avrupa Avrupa’ isimli dizide oynuyorum. Altıncı sınıfta okuyorum. Sabahçıyım, okuldan çıktıktan sonra biraz ders çalışıp sonra dizinin ezberlerini yapıyorum ve çekime gidiyorum. Sinema filmi diziden farklı olarak daha büyük oyunculuk gerektiriyordu biraz abartarak oynadım ama o kadar da abartmadım. Kendini beyazperdede görmek çok güzeldi. Oyuncularla iyi anlaştım. Çağan Irmak’ın çocukluğunu oynuyorum. Başlarda yaramaz ve haylaz bir çocuk. Ben sakinim. Büyüdüğümde hem oyuncu hem yönetmen olmak istiyorum. Çetin Tekindor gibi bir oyuncu olmak isterim. Çok büyük bir oyuncu. Kazandıklarımı bazen biriktiriyor, bazen annemlere veriyorum. İlk paramla PSP ve sonra cep telefonu aldım. ?imdi ablama telefon almak için para biriktiriyorum. Bir sevgilim yok. Güzel bir kız olursa olabilir.

Haberin Devamı

Bu filmin türünü söylemek zor

GÖKÇE BAHADIR

- Çağan Irmak’ın annesini canlandırıyorsunuz. Onunla tanışma fırsatınız oldu mu?
- Hayır, henüz tanışamadık. Anne çok tezcanlı, bir anda sofraları donatıyor, nerede, nasıl hareket edeceğini çok iyi biliyor. Yeri geliyor eşiyle tangosunu yapıyor, yeri geldiğinde çocuğunu doyuruyor. “Küçük bir kasabada yaşıyor olmasına rağmen zarif bir kadındır” dedi Çağan. Filmi izleyecek olması bile beni çok heyecanlandırıyor.

- Filmin türü için ne diyebiliriz?
- Film içinde bir sürü hikâye barındırıyor. Bir aile ve ona paralel ilerleyen bir tarih hikâyesi, dede-torun ilişkisi, karı-koca ilişkisi de var. Türünü söylemek çok zor.

Haberin Devamı

- “Kim azınlık, kim değil?” sorusunu da soruyor. Sizce azınlık olan kim?
- Hepimiz insanız. Çeşitli yerlerden göçmüş olabiliriz. Bir yerde ortak yaşıyorsak, orada beraber yaşamayı öğrenebilmeliyiz. Önemli olan karşımdakinin azınlık olup olmaması değil insan olması. Bu yüzden herkesin hayatına saygı duyuyorum. Film zaten bunu veriyor.

- Evlilik sonrası anne rolü neler hissettirdi?
- Anne rolü oynamak çok keyifliydi. Çocukları çok seviyorum. Çocuk istiyorum ama yakın gelecekte değil.

- Hayatı evlilik öncesi ve sonrası diye ikiye ayırsak neler değişti?
- Hayatımda bir değişiklik yok ki zaten olmaması da gerekiyordu. Evde çok fazla beraber olamıyoruz. İkimiz de çekimlerdeyiz. Evde olduğumuz zamanları da kaliteli zaman geçirmeye gayret ediyoruz. Beraber PlayStation oynuyor, film izliyor, müzik dinliyoruz.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!