Güncelleme Tarihi:
Günümüzde yaşayan biri 1874 yılına nasıl bu kadar başarıyla döner?
- Amacım 1870’leri yeniden yaratmak değil, o dönemde geçen bir kitabın sinema uyarlamasını günümüz izleyicisi için anlaşılabilir kılmaya çalışmaktı.Levin’in ve onun evindeki kişilerin giydiği Rus kostümleri 1870’lere bire bir uyuyor. Ama Anna Karenina’nın tarzı bir harman. Anna’nın karakterini yansıtmak için 50’lerin modasıyla 1870’lerdeki moda anlayışının bir karışımını kullandık.
Fransız kıyafetleri giyen Rus aristokratı nasıl olunur?
- 40’ların sonu ve 50’lerin başındaki Fransız modası dünyanın birçok ülkesinde modanın zirvesiydi. 50’ler, günümüz modasında hâlâ referans olarak kullanılan, şıklığın en yüksek noktasını temsil eden dönem.
Peki ya dönemin erkekleri?
- Rus erkeklerinin üniforma giymeye bayıldığı çok açık. Levin dışında tüm ana erkek karakterler ya kamu hizmetinde ya da orduda çalışıyor ve üniforma giyiyor. Üniformaların hiçbiri tamamen dönemiyle birebir aynı değil ama hepsi o dönemdeki Rus üniformaları referans alınarak hazırlandı.
Kadınları ne kadar seksi? Bunların hepsi çok zor giyinecek kıyafetler mi?
- Kadınların gece kıyafetleri fazlasıyla açıktı ama aynı zamanda güçlü bir yapıları vardı. Hepsi korse giymeyi gerektiren kıyafetlerdi. Oyuncuların kıyafeti giymesi yaklaşık 20 dakika, kıyafeti çıkarmasıysa 10 dakika kadar sürüyordu. Bu sürelere saç ve makyaj dahil değil. Çekimlerde işi sadece başrol oyuncularının giyinmesine yardım eden 4 kişi vardı.
Sete dikiş atölyesi kurdunuz mu?
- Evet, kostümleri yapmak için stüdyoya bir çalışma odası yaptık. Bütün tasarımlara çizerek değil, kumaş keserek başladım.
OSCAR PEK DE ÖNEMLİ DEĞİL
Oscar’da ne kadar gözünüz var?
- Ödüllere aday gösterilmek, çalışmalarınızın beğenildiğini bilmek gurur okşayan bir durum ama ben bu işi yönetmenlerle, oyuncularla çalışmayı sevdiğim için yapıyorum. Oscar pek de önemli değil.
 Kostüm tasarımcısıyla moda tasarımcısının en önemli farkları nelerdir?
- Kostüm işi daha farklı çünkü bir hikâyeyle ilgisi olan bir karakteri yaratıyorsunuz. Amacınız herhangi bir yönden moda sayılacak bir görüntü yaratmak değil. Ortaya izleyicinin ‘okuyabildiği’, hikâye anlatımında bir katman görevi üstlenen bir görüntü çıkarıyorsunuz.
Beş oda, 16 tasarımcı uzmanından satılık
Stil danışmanları Deniz Marşan ve Başak Fransez, dünya moda metropollerinin alışkın olduğu konsepti Türkiye’de uygulamaya geçirdi. Deniz Marşan, Room’u anlattı
Room’un amacı nedir? Tam olarak neye niçin hizmet edecek?
- Room, bünyesindeki Türk moda tasarımcıların iletişim, tanıtım ve yurtdışı satışını yapacak bir showroom. 16 tasarımcının ürünlerini rahat rahat sığdırabildiğimiz 5 büyük odadan oluşuyor. Showroom kavramı Türkiye’de henüz oturmuş değil. Oysa bugün Londra’da 100, Paris’te 50 showroom var.
16 tasarımcıyı nasıl seçtiniz?
- Kendi giymeyeceğimiz hiçbir ürünü showroom’a koymayız, çünkü giymeyeceğimiz bir ürünü pazarlayamayız. Kriterimiz bu.
Tasarımcıların seçkisini nasıl belirliyorsunuz?
- Tamamı yok ama pek çoğu bulunuyor, satış dönemlerinde tüm koleksiyonlarını alacağız ama onun haricindeki dönemde editoryel açıdan en iddalı parçaları aldık.
Tasarımcıların birbiriyle uyumu ne kadar önemli? Aynı odada yan yana sergilenecekleri neye göre belirlediniz?
- Her bir tasarımcı için farklı hizmet veriyoruz. Kimi satış beklentili, kimi iletişim amaçlı. Yan yana sergilediğimiz ürünlerin de birbiriyle uyumuna baktık. Renk geçişlerini baz alarak bir dizilim yaptık.
İnsanlar tasarımcı butiğine giderken biraz kasılır gerilir nedense...
 - Hiç kasılmalarına gerek yok. Burası sıcak satış yeri değil ama çok beğenen olursa tabii ki sipariş alıp yaptırırız.
2008’den beri ‘2shoppers’ markası adı altında stil danışmanlığı hizmeti veren Deniz Marşan ve Başak Fransez’i ‘Aşk-ı Memnu’ dizisi için yaptıkları styling çalışmalarıyla tanıdık. Kuzey-Güney dahil, Ay Yapım’a ait tüm dizilere stil danışmanlığı yapmaya devam ediyorlar.
Room’da hangi tasarımcılar var?
Elif Cığızoğlu, Özgür Masur, Simay Bülbül, Özlem Kaya, Eda Erdoğan, DB Berdan, Begüm Salihoğlu, My Best Friends, Meltem Özbek, Kaftan, Milla by Trendyol, Modagram, Nihan Peker, Dilara Fındıkoğlu, Zeynep Erdoğan, Lily&Rose
Abdülhamid’in Louis Vuitton sandığından ne çıktı?
Mücevher tutkusuyla bilinen Sultan Abdülhamid’in Louis Vuitton sandığı, Colbert Festivali kapsamında Ä°stanbul’da Â
Sandık Louis Vuitton Müzesi tarafından Drouot Müzayede Evi’nden, 24 Temmuz 1961’de geri satın alındı.Â
Louis Vuitton, Colbert Festivali kapsamında Fransız Yaşam Sanatı’nın sembol markalarından Baccarat ve Ercuis’i Nişantaşı, Christian Liaigre’ı ise İstinye Park mağazasında ağırlayacak. 15-22 Eylül arasında Fransız lüks geleneğini ve el sanatını günümüze taşıyan bu markaların ürünleriyle yapılan enstalasyonlar Louis Vuitton’un vitrinlerinde ve mağazaların çeşitli noktalarında yer alacak. Louis Vuitton Nişantaşı’nda, markanın köklü el sanatı geçmişini yansıtan Padişah 2. Abdulhamid’in Paris’ten özel getirtilen sandığı görülebilecek.
İçi yenilikçi bir sandık
2. Abdülhamid, 1885’te Louis Vuitton’dan özel bir sandık siparişi verdi. Batı dünyasının serveti ve mücevherleri hakkındaki efsanelerle büyülendiği dönemde sandık, mücevherlerin taşınması için değil iç çamaşırlarının saklanması için yapılmıştı. Sandık açıldığında o dönem için farklı bir iç düzen ortaya çıkıyor. Üst bölümleri pembe ve altın materyallerle dolu. Üç büyük çekmecesi, baskılı kırımızı Fas derisi kaplı.