Güncelleme Tarihi:
Mahkumlar tarafından yazılan, yönetilen ve sahnelenen Duvarların Dili adlı eserin ardından Ümraniye T Tipi Kapalı Cezaevi, Yılmaz Erdoğan’ın Bana Bir Şeyhler Oluyor adlı eserine sahne oldu. Daha önce mahkumlara izletilen oyunun galasına Üsküdar Cumhuriyet Başsavcı Vekili Ender Keskin, Ceza İnfaz Kurumlarından Sorumlu Üsküdar Cumhuriyet Savcısı Ersoy Yüce, Ümraniye T Tipi Kapalı Cezaevi Müdürü Mehmet Çıtak, Toplum Destek Şube Müdürü Kaya Korkmaz, Müjdat Gezen, Demet Akbağ, Tümay Özokur ve BKM’nin bazı oyuncuları katıldı.
Oyunculardan Sinem Yener Ekşioğlu, cezaevinde tiyatro yapmanın zor olduğunu belirterek, "Başta baya heyecanlı geçmişti. Önyargılarımız vardı buraya gelirken. Ürkütücü gelebiliyordu. Cezaevine giriyorsunuz, nasıl insanlarla karşılaşacaksınız, ne olacak? Ancak sonra burada hepimiz arkadaş olduk. Gayet profesyonelce oyunları çalıştılar. Birkaç oyun oynadık zaten. Dışarıda bu işi devam ettirecek arkadaşlarımız var. Bu da bizim için çok gurur verici bir şey. Tiyatroyu sevdiler ve devam edeceğiz diyorlar" dedi.
Oyuncu Hakan Çelik ise "Gerçekten şimdiye kadar yaptığım hiçbir tiyatroya, hiçbir yere benzemiyor. Çok daha farklı Çok daha güzel, bitmesin istediğim bir proje. Çok yetenekli, doğal oyunculuğa sahip arkadaşlarımız var. Çok da güzel oynuyorlar. İşin güzelliği hiç tiyatro izlememiş bile olan arkadaşlarımız sahneye çıktı. İlk sahneye çıktıklarında hecandan konuşamıyorlardı bile" diye konuştu.
Ceza İnfaz Kurumlarından Sorumlu Üsküdar Cumhuriyet Savcısı Ersoy Yüce, "2 senedir oynuyoruz. Daha önce kendileri yazdı, kendileri oynadı. Bu sefer de ’Hazır bir oyunu oynayalım’ dedik. Yılmaz Erdoğan’dan izin alarak bugünkü Bana Bir Şeyhler Oluyor oyununu oynadık. Aslında amacımız mahkumları rehabilite etmek. Bir de kafaları özgürleştirmek. Sanat insanı özgürleştiriyor. Bunların arasında geçen seferki oynayanlardan bazıları tahliye oldu. Bunların arasından bir tanesi okulunu burslu kazandı. Bir tanesi Kerem Alışık’ın okulunda, iki tanesi de Tümay Özokur’un yanında işe girdi. Bu seferki destekçimiz de Müjdat Gezen Sanat Merkezi. Onlar da bize destek oluyorlar. Tahliye olanların yarısı, tiyatroya yöneldi ve profesyonel olarak o işi yapıyorlar ve para kazanıyorlar. Çeşitli suçlardan geldiler ancak artık o suçları işlemiyorlar. İçerisi de bu tiyatro sayesinde, 1 senelik bir eğitimi kapsıyor bu, onun sonucunda oynamaya başlıyorlar. Birkaç tanesi sosyoloji bölümünü, birkaç tanesi sinema televizyon bölümünü üniversitelerde kazandılar ve okuyorlar" dedi.
Oyunun yönetmeni Reyhan Ulu, cezaevinde çalışmanın zor olduğunu belirterek, "Burada zaman zaman sıkıntılar yaşadık ancak, birbirimizi çok iyi anladık. Çok keyifli çalıştık. Hala onlar oynarken ben onlarla beraber oynuyormuşum, onlar söylüyor. Onlar ağlayınca ağlıyorum, gülünce gülüyorum. Gerçekten çok heyecan verici bir şey. Tabi bu işin eğlence kısmı. Ama bunun gerçekten toplumsal bir kısmı var, hepimizin kafamızı çevirip buraya bakmamız gerekiyor" dedi.
Demet Akbağ, "Hem böyle bir yerde hem bir cezaevinde mahkumların hazırladığı bir oyun hem bizim eski oynadığımız bir oyun. Heyecan ve sürpriz bir arada benim için. Çok merak ediyorum gerçekten. Arkadaşlara da böyle bir işe emek koydukaları için tebrik ediyorum. Hatta cezaları bitip geri dönüp oyunu oynamak isteyenler de varmış. O kişiler beni daha da çok duygulandırdı." diye konuştu.
Müjdat Gezen de şunları söyledi:
"Bir cezaevinde tiyatro oyununun sergilenmesi. Hatta resim sergisi açıyorlar. Bunları her cezaevinde yapıyorlar. Ancak bunlar yeni tezgahlar almışlar. O tezgahlarda dokuma biçki dikiş gibi şeyler de burada mahkum olarak çıkan kişiler meslek edinmiş olarak çıkıyor. Ayrıca sanat insanı onarır güzel bir yerden girdiler konuya. Biz de elimizden gelen yardımı yapacağız."