Başkasınını valizini aldı

Güncelleme Tarihi:

Başkasınını valizini aldı
Oluşturulma Tarihi: Haziran 12, 2009 14:20

Fransız şarkıcı ve oyuncu Patricia Kaas, konser vermek üzere geldiği Türkiye’de yaşadığı valiz krizini Kelebek’e anlattı.

Haberin Devamı

Patricia Kaas, Servet Yılmaz’a konuştu.

Kendime güvenim tam değildir

Fransız şarkıcı ve oyuncu Patricia Kaas, önceki akşam Harbiye Açıkhava Tiyatrosu’nda konser verdi. Sanatçıyla Purple Concerts’in organize ettiği konser öncesinde Park Hyatt Otel’de buluştuk. Mehmet Turgut’un fotoğraf çalışmasıyla son bulan buluşmada Kaas, şaşırtıcı bir itirafta bulundu: “Kendime güvenim tam değildir. Küçüklüğümden beri kendimi hep aşırı zayıf ve çok beyaz bulmuşumdur.”

Önceki röportajımızda ıstanbul’u gezemediğinizi ama arkadaşlarınızın bu şehirden “gizemli” diye bahsettiğini anlatmıştınız. şimdi siz ne düşünüyorsunuz?
- Ne zaman bir şehre gitsem aynı şeyler oluyor; havaalanı, otel, konser... şimdi de öyle oldu ama gördüğüm kadarıyla gerçekten çok güzel bir şehir. Tarihi yapılar ve mimari harika. Tabii şehrin negatif yanını, yani trafik sorununu da yaşadık ve o nedenle sahil dahil pek çok güzelliğini tam olarak göremedim.

Türk yemeklerinden tatma şansınız oldu mu?
- Yok, henüz denemedim.

Bugün sizinle röportaj yapacağımı söylediğim birçok kişi “Beni de yanında götür” diye ısrar etti. Bu kadar sevilen, hayranlık duyulan biri olmak nasıl bir duygu? Hiç tanımadığınız kişilerin rüyalarını süslüyorsunuz...
- Bu çok şaşırtıcı bir durum. Her gittiğim ülkede beni tanımaları, şarkılarımı bilmeleri büyük bir sürpriz.

Peki sizin rüyalarınızı süsleyen nedir? Bu bir kişi de olabilir, bir proje ya da hayal de...
- Ben zaten sürprizlerle dolu bir rüyayı yaşıyorum. Bu rüyanın sürmesini ve hiç bitmemesini istiyorum. Hayat sürprizlerle dolu ve yeni insanlar tanımak çok güzel...

Çocukluğunuzdan aklınızda kalanları sorduğumda, “Sabahları mutfaktan gelen kahve kokusu” demiştiniz. Hâlâ sabahları aynı kokuyla uyanabiliyor musunuz? Size kahve hazırlayan birileri var mı?
- Kahve makinesi! Evet, büyük ve çok parası olmayan bir aileydik ama hiçbir şeyin eksikliğini duymayacak kadar birbirimize bağlıydık. Dolayısıyla sabahları hazırlanan kahve ile Noel için yapılan çörek ve pastaların kokusunu asla unutamam. Biz Amerikan tarzı kahveleri çok hafif buluruz, bu yüzden hâlâ sabahları kokusunu burnumdan gitmeyen o kahveden içiyorum. Tabii biz ona “coffeKaas” (Kaaskahve) diyoruz.

Nedir o kahvenin özelliği?
- Herkesin içemeyeceği kadar sert bir kahve.

O zamanları düşündüğünüzde içinizde bir sızı oluyor mu, özlem duyuyor musunuz?
- Tabii özlüyorum o zamanları, ama artık herkes büyüdü, çocukları oldu. O zamanlar güzel anılar olarak kaldı. Bazen 18 yaşında gençleri görüyorum. Hatalar yapıyor, aileleriyle tartışmaya giriyorlar. Ne gerek var bunlara? Mutlu olun. Ben o mutlu zamanlarımı çok özlüyorum.

BAŞKASININ VALİZİYLE HAVAALANINDAN ÇIKTIM

Haberin Devamı

İstanbul’a gelişte valizinizle ilgili bir problem yaşamışsınız. Tam olarak ne oldu?
- Demek duydunuz... Dün geldiğimizde çok acelemiz vardı. Programa yetişmek zorundaydık. Valizlerimizi alıp hemen otele gelmek için yola çıktık. Duş alıp, hazırlanıp, programa yetişmek istiyordum. Odama geldim, valizimi açmak için elimi attım, açılmadı. Sonra o valizin benim olmadığını fark ettim. Üzerinde bir isim de yazmıyordu. Benim valizim yoktu ve başkasının valizi bende olmasına rağmen açılmıyordu.
Neyse ki otel görevlileri çok yardımcı oldu, birçok şeyi buradan aldık. Dün geceki televizyon programının bitimine 15 dakika kala da valizimin bulunduğu haberi geldi. Bendeki valizi ise otel yetkililerine teslim ettik.

Güzelliğinizin sırrı nedir?
- Güzelliğimin sırrı ailemdir herhalde. Bir de kendimi yorgun hissettiğim zaman nedense herkes bana “Çok güzel görünüyorsun” diyor. Yarım saat hazırlık yapıyorum, kimse bir yorumda bulunmuyor. Bu durumu tam olarak ben bile çözemedim. Üstelik kendime güvenim de öyle tam değildir. Mesela bu sabah kıyafet seçerken “Bu zayıf gösterdi, bunun içinde çok beyaz kaldım” diye diye kahvaltıya geciktim. 

Mükemmeliyetçisiniz sanırım...
- Küçüklüğümden beri var olan bir şey bu. Kendimi hep aşırı zayıf ve çok beyaz bulmuşumdur. Kasımdan beri 19 konser yaptığım için üstüne iki kilo daha verdim. Birçok kadının aksine ben aşırı zayıf olmayı sevmiyorum.

Zayıflıktan şikayet etseniz de ben merak ediyorum, formunuzu korumak için özel bir şey yapıyor musunuz?
- Düzenli olarak fitness yapıyorum. Bir de konserlerim için hazırlanan dans var. Bu dansı yapabilmek için tam 150 saat çalıştım.

Haberin Devamı

HAYATIM MUTLU SONLA BİTEN HÜZÜNLÜ BİR FİLM

Hayatınız film olsaydı, ne tür bir film olurdu? Sizin filminiz ağlatır mı yoksa güldürür müydü?
- Güzel bir soru, daha önce hiç düşünmemiştim. Ağlatan bir film olurdu diyemem, ama üzücü yanları filmin büyük bölümünü kaplardı. Buna rağmen mutlu sonla biten (en azından şimdilik böyle) bir film olurdu. Mutlu sonla biten, hüzünlü filmler gibi...

O FRANSIZ HADİSE'YE AŞIKTI

Hadise ile tanışmanıza bir Fransız adamın aracı olduğunu söylemiş ve onun Hadise’ye aşık olduğunu iddia etmiştiniz. Neye göre bunu söylediniz?
- Aşık olduğunu şuradan anladım, ne zaman Hadise adı geçse heyecanlanıyor ve sürekli onu soruyordu. Onun tam hayallerindeki kadındı Hadise... Bunu gözlerinden görebiliyordunuz.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!