Güncelleme Tarihi:
Saadet Işıl Aksoy''un fotoğrafları için tıklayın
Babası başkomiser, annesi emniyet müdür yardımcısı olan Saadet Işıl Aksoy, "Yumurta" filmiyle Cannes Film Festivali’nde boy gösterdikten sonra şimdi de Alejandro Chomski’nin yönettiği "A Beautiful Life" ile Hollywood’da şansını deniyor... Tempo dergisine konuşan genç oyuncu, yaşam felsefesini şöyle özetledi: "Yaşam felsefem; basitlik. Çünkü basit olmayı çok seviyorum. Herkesin beni anlaması hoşuma gidiyor."
Polis çocuğu olmak nasıl bir şey?
- Annemle babam yoğun çalışıyorlardı ve işleri gereği evden uzaktaydılar. Hep anne, baba özlemi içindeydim. Tabii bir de şöyle bir durum var: Eve geldiklerinde anne babaydılar. Onların polis olması beni ilgilendirmiyordu. Çünkü bana yansıtmıyorlardı. Herkes annemi, polis olmasından dolayı çok sinirli sanıyor. Aslında öyle değil. Her anne gibi yemek ve ev işlerini yapan bir kadın.
Polis sizi yolda çevirdiğinde, "Sen benim kim olduğumu biliyor musun?" dediğiniz oldu mu?
Polis olmayı hiç düşünmediniz mi?
- Liseyi bitirdiğimde "Acaba polis olsam mı?" diye düşündüm. Annem ve babam beni karşılarına alıp polisliğin zorluklarını anlattı. "Biz çok seviyoruz mesleğimizi. Ama zorluklarını sen de bizimle yaşadın" dediler. Ondan sonra, bir anlık heves olduğuna inandım.
Peki, siz polis olabilir miydiniz? Onlar gibi soğukkanlı ve sert misinizdir?
- Anneme çok benziyorum. Hem tip hem de huy olarak. O yapıyorsa ben de yapabilirim diye düşünüyorum.
Polisler, meslekleri gereği çok tatsız olaylar yaşıyorlar. Bunlar eve yansır mı?
- Yansıdığını hiç görmedim. Tabii ki kendilerini iyi hissetmediği zamanlar oluyordu. Ağabeylerim ve ben hemen anlıyorduk. Annem doğru düzgün eve gelemiyordu; ama o kadar işi olmasına rağmen benimle saatlerce konuşup beni mutlu etmeye çalışıyordu. Ben annemin yerinde olsam çocuğuma böyle sabırlı davranamam.
Ağabeyleriniz karışırlar mıydı size?
- Büyük ağabeyim her şeyime karışırdı. "Nereye gidiyorsun?", "Kiminlesin?", "Onu giyme" gibi laflar söylerdi. Hemen araya babam girerdi. "Karışmayın benim bir tanecik kızıma" derdi. Biraz da nazlıyım herhalde.
AÅžK BÄ°R RASTLANTIDIR
 Polisin yeni yetkileri hakkında ne düşünüyorsunuz?
- Hiçbir bilgim yok.
"Senden Başka" dizisinde, arkadaşınızın uğruna, sevdiğiniz kişiye yalan söylüyorsunuz. Normalde dostlarınız için "Çiğ tavuk bile yerim" der misiniz?
- Evet, öyleyimdir. Ailem ve dostlarım çok önemlidir benim için. Oyunculuğa başladığımdan beri dostlarımın ikinci ailem olduğuna inandım. Ama hiçbir zaman onlarla üzüntülerimi paylaşmam. Üzüntülerimi içimde yaşamak isterim. Etrafa negatif enerji vermek hoşuma gitmiyor. New York’ta kaldığım dönemde arkadaşlarıma yazabilmek için kendime internetten sayfa açtım. Çünkü New York benim hayalimdeki yerdi. Orayı onlarla paylaşmak istedim.
Aşk hayatınız nasıl?
- Şu an hayatımda kimse yok. Ama aşkın rastlantı olduğuna inanıyorum.
"Yumurta" filmiyle 60. Cannes Film Festivali’ne katıldınız. Nasıl bir duyguydu?
- O anı anlatmak gerçekten zor. Uçaktayken dondum, yabancılaştım. Kendi kendime "Şu an başka bir dünyadasın Saadet" dedim. Beni, kendi hayatıma yabancılaştırabilecek bir durumdu. Ama yabancılaşmamak için elimden geleni yaptım.
"Kamera karşısında öpüşmem, sevişmem" gibi kurallarınız var mı?
- Öyle kurallarım yok.
- Senaryoda eğer bir bütünlük varsa, sevişmek veya öpüşmek gerekiyorsa, yaparım. Ama çok alakasızsa, ne o senaryoyu kabul ederim ne de öyle bir şey yaparım.
Son soru: YaÅŸam felsefeniz nedir?
- Basitlik. Çünkü basit olmayı çok seviyorum. Herkesin beni anlaması hoşuma gidiyor.
Hollywood deneyimi çok keyifliydi
Amerika’da Meltem Cumbul ve Tuba Ünsal’la birlikte bir Hollywood filmi; "A Beautiful Life"ta oynayacaktınız. Ne oldu o projeye?
- Çekimlerini yaptık. Çok keyifliydi. Küçük bir rolde oynadım. Uyuşturucu batağına saplanmış genç bir kızı canlandırdım. Ama oranın havasını solumak bile büyüleyiciydi.
 Film tutkunu olduğunuzu duydum. Doğru mu?
- Evet, Amerikan bağımsız sinemasını seviyorum. Ä°zlerken adrenalinim yükseliyor.Â
 "Senden Başka" dizisindeki Elif rolüne Yeşilçam yıldızlarını seyrederek hazırlanmışınız...
- Evet, eski Türk filmlerini yansıtmasını istedik dizide. Türkan Şoray’ın hastasıyım. Ama Diane Kruger idolümdeki oyuncu. Onun yaşam felsefesini kendimde buluyorum.
Oyuncu olarak hayalleriniz neler?
Farklı yerlerde, farklı senaryolarla ses getirmek istiyorum. Bu yer İran da olabilir, Amerika da, Hindistan da...