Güncelleme Tarihi:
Gazeteci, haber ilişkisi içinde bulunduğu kişi ya da kurumlardan hediye kabul edebilir mi? Hediyelere bir sınır getirilsin mi? Kurumların ve şirketlerin kendilerini tanıtmak için gazetecileri davet ettiği basın gezileri hediyeden sayılır mı?
Batı ülkelerinde gazetecilerin meslek kuruluşları bu konuda sınırlar ve kurallar belirlemiş durumda. Benzer kuralları benimseyen gazeteler de var. Örneğin dünyanın en saygın gazetelerinden New York Times'ta, gazetenin kapısından hediye girmesi; çalışanların, habere konu olan şirketler tarafından finanse edilen promosyon gezilerine katılması yasak.
Türkiye'de ise henüz böyle bir aşamaya gelinmedi. Gazeteciler hediye kabul etsin mi? Bu soruya kimse ‘‘evet’’ demiyor. Ancak gazete yönetimlerinin New York Times örneğinde olduğu gibi net bir kararının olmaması nedeniyle, hediyeler azalarak da olsa gelmeye devam ediyor.
Firmaların halkla ilişkiler şirketleri aracılığı ile gönderdikleri ya da bizzat halkla ilişkiler şirketleri tarafından gönderilen hediyelerde son birkaç yılda gözle görülür bir azalma oldu. 1997 yılının Kasım ayında, Basın Konseyi, Halkla İlişkiler Derneği, Ekonomi Muhabirleri Derneği ve Magazin Muhabirleri Derneği'nin yönetim kurullarında ayrı ayrı alınan kararlarda gazetecilere hediye gönderilmemesi, gelen hediyelerin geri çevrilmesi yönünde bir karar alındı.
Gazeteciler ne diyor
SERDAR TURGUTMedya yazarı
Bu iş vicdana bırakılmaz
Hediye kabul eden her gazeteci satın alınmış demek değildir. Ama size hediye veren ya da sizi gezdiren insana, kuruma sempatik bakarsınız. Onunla ilgili haberleri de objektif olarak yazamayabilirsiniz. Bu insanın psikilojisi ile ilgili bir durum.
Bence bu iş gazetecinin vicdanına bırakılmaz. Bu konuda gazete yönetiminin karar alması gerekiyor. New York Times'ta gazetenin kapısından hediye sokulmuyor. Gazete elemanlarını, şirketler tarafından finanse edilen promosyon gezilerine göndermiyor. Bununla da kalmıyor. Gezilerden sonra yazılan yazılar hep olumlu ise, o gazeteci işten çıkarılıyor.
New York Times'ın yalnızca restoran faturaları yılda 150 bin dolar tutuyor. Gazete bu harcamayı yapmayı göze alıyor.
Bence promosyon gezilerinin de olmaması lazım. Gazete bir çalışanını bir yere gönderiyorsa onun masrafını da kendi karşılamalı. Halkla ilişkiler şirketlerine de geziye götüreceği gazeteciyi seçme şansının verilmemesi lazım. Kimin nereye gideceğini gazete yönetimi belirlemeli.
FATİH ALTAYLIGazeteci
En başta patrona zarar verir
Gazetecilerin hediye almasına en başta gazete patronlarının karşı çıkması lazım. Gazeteler reklam geliri ile ayakta duruyorlar. Firmalar gazeteye reklam vermek yerine, köşe yazarına hediye gönderip bunu yazdırıyor, bedava reklam yaptırıyor. Kabul edilen her hediye aslında gazete patronunun cebinden çıkıyor. Ben ekonomi sayfalarındaki şirket haberleri sütununu da doğru bulmuyorum. Haber değeri taşımayan hiçbir şey gazetede yer almamalı.
Promosyon gezileri gazetecinin bilgisini görgüsünü artırıyor, deniyor. O zaman bilgisini görgüsünü artırmaya ihtiyaç duyan insanlar çağırılsın gezilere. Neden en üst düzeydekileri çağırıyorlar? Yeni yetişen gazetecileri çağırsınlar ki, bizim de meslek içi eğitimimize bir katkı sağlasınlar.
OKTAY EKŞİBasın Konseyi Başkanı
Saat durduğu yerde büyüdü
Gazetecilerin hediye kabul etmesi mutlaka bir kurala bağlanmalı. Gönderilen hediyeler bir değer limiti içermeli. Gazeteci, kendisine gönderilen herhangi bir hediyeyle ilgili gazetenin bir numaralı yöneticisini mutlaka yazı ile haberdar etmeli. Eskiden gazeteler elemanlarının her türlü masraflarını karşılarlardı, elemanlarının daha bağımsız davranabilmeleri için yapardı bunu.
Geçenlerde bir davete gittim. Bana bir kutu uzattılar. İçinde ne olduğunu bilmiyorum, ama görünüşünden pahalı bir şey olduğu belli. Onu almak istemedim, ama kaba bir insan gibi davranmak da istemedim. Kibar bir biçimde alamayacağımı, bunun beni rahatsız edeceğini söyledim. Tahmin ettiğim gibi bozuldular. İçinde saat olduğunu söylediler. Benim adıma bir yere bağışlamalarını rica ettim. Alın siz bağışlayın dediler. Kabalık yapmayı göze alarak onu almadan çıktım. Benim arkamdan gelen şoförümün eline tutuşturdular. Sonuçta o saat eve geldi. Altın kaplama, pahalı bir saat. Salonda duruyor, durdukça büyüyor, büyüyor. Bana bir ağırlık oldu o saat. Ne yapacağımı da bilemiyorum.
Halkla ilişkilerci ne diyor?
CANAN BENGİSERP
İmage Halkla İlişkiler
Niyet önemli
Halkla ilişkiler şirketlerinin basına hediye vermesine sıcak bakmıyoruz. Ama sosyal ilişkilerin bir parçası olan nezaket kurallarını da gözardı etmemek lazım. Burada önemli olan niyet. Niyetin ne olduğu hediyenin değerinden, sunumundan anlaşılır. Şirketlerin hediye göndermesine gelince. Biz hizmet veren bir kuruluşuz. Dolayısıyla katı olmamak durumundayız. Ama bu konuda onlara fikir veririz. Müşterimiz bize bir öneriyle gelirse hemen reddetmeyiz, karşısına bir alternatifle çıkarız.
Ben basın gezilerini gerekli ve yararlı buluyorum. Diyelim ki çokuluslu bir şirket var ve Türkiye'de fabrikası yok. Basın mensubunun bu şirketi yerinde tanıması görmesi, yapılan işin daha iyi anlaşılması açısından önemli. Yalnız biz daveti şahıslara değil, gazeteye yapıyoruz. Gazete o geziye katılacak elemanı kendisi belirliyor. O kadar çok şirket var ki, gazetelerin bu gezileri finanse etmesi çok zor.
ALİ SAYDAM
Bersay Halkla İlişkiler
Seçmek gerek
Bir bilgisayar firması olarak dünyanın en pahalı kalemlerinden birini yılbaşı armağanı olarak göndermekle ya da pahalı ürünlerinizden birini hediye etmekle, firmanızı ziyarete gelen basın mensuplarına Cumhuriyet'in 75. ya da Osmanlı'nın 700. yılı münasebetiyle hazırlattığınız bir eseri armağan etmeniz arasında kurumsal itibara getirilecek pozitif ve negatif katkı açısından ikincisinin lehine çok büyük bir fark olabilir.
Basın gezilerine gelince, eğer gezinin bir nedeni varsa elbette yapılacaktır. Neden yoksa, turistik bir seyahatten öteye gitmez ve amaca hizmet etmez. Ancak ne yazık ki, şu anda Türkiye'de standartlarını tam olarak oturtamamış her sektörde olduğu gibi halkla ilişkiler alanında da pek çok yanlış uygulama mevcuttur.
ALEADDİN ASNA
Halkla İlişkiler Derneği Başkanı
Yok olması imkansız
Biz kendi yönetim kurulumuzda, bundan sonra gazetecilere hediye gönderilmesin diye karar aldık. Bu karara uymayan dernek üyeleri üzerindeki yaptırımımız onları afişe etmek. Zaten teşhir edilenler de var. Ama hediye sirkülasyonu gittikçe azalıyor. Zaten dünyanın hiç bir yerinde tamamen yok olmuyor.
Biz müşterilerimize şunu öneriyoruz. Kendinizi hatırlatmak istiyorsanız sembolik şeyler yapın. Kitap gönderin, kart atın, ağaç dikin, bir yere bağışta bulunun. Ben tanıtım amacıyla gazeteciye ürün gönderilmesini de yanlış buluyorum. Ama mesela bir geziye gidilmiş, orada tanıtım yapıyorsun ürününü gösteriyorsun. Bir tane hediye edersin. Tabii bunun da sınırları olmalı.
Her meslekte iyiler olduğu kadar kötüler de vardır. Ağabey hediye var mı diyen gazeteciler de var, zorla hediye vermeye kalkan halkla ilişkiler şirketleri de. Meslek örgütleri zaten bunun için var.
Basın gezileri Türkiye'nin dış tanıtımı açısından önemli. Bu yüzden gazeteciler iyi seçilmeli. Oysa gazete yöneticileri maaşını artırmadığı kişiyi, kıyak olsun diye geziye gönderiyor. Bunu istemiyoruz.
CEYDA AYDEDE
Global Halkla İlişkiler
Tüm dünyada tartışılıyor
Promosyon gezilerine karşı değilim yeter ki iyi planlansın, amacına uygun olsun. Halkla ilişkiler şirketi gazetecinin uçak ve yatak masrafını karşılayabilir, geri kalan harcamalarını üstlenmez, gazetecilerin cebine harçlık koymaya kalkanlar var. Bunlar çok çirkin. Tabii ideali tüm masrafları medya patronunun karşılaması.
2000 yılında Amerikan Halkla İlişkiler derneğinin ana tartışma konusu etik ve profesyonellik. Bu konular tüm dünyada tartışılıyor. Hediye göndermenin doğru olmadığını söylemeye gerek yok. Bu konunun kesin kurallara bağlanmasını ve kişilerin insafına bırakılmaması gerekir.