Sibel ARNA sarna@hurriyet.com.tr
Oluşturulma Tarihi: Aralık 20, 2008 01:54
Siz onu Ihlamurlar Altında, Senden Başka gibi dizilerdeki oyunculuğuyla hatırlarsınız. Bir bisküvi reklamında sevgilisine "Uza Cenk Uza, iki yılda bir görüşelim" dediğini de bilebilirsiniz. Ama reklamcılık mezunu olduğunu, profesyonel anlamda fotoğraf çektiğini, grafik tasarımı bildiğini ve birbirinden enteresan ayakkabı, şapka ve saç aksesuvarları tasarladığını biliyor musunuz? Kendi fotoğraflarına modellik yapan İpek Yaylacıoğlu, fotoğraflarda kullanmak için aksesuvar tasarlamaya başlamış. Ürünlerini ilk kez dün başlayan Trend Show 2009’da sergilemeye başladı. İpek Yaylacıoğlu’nu yakından takip etmeliyiz. Kim bilir belki bir gün efsane şapka tasarımcısı Stephen Jones kadar ünlü olur.
AİLEMDE SANATIN HER DALIYLA İLGİLENEN BİRİ VARDIR 31 Temmuz 1984 istanbul doğumluyum. Nişantaşı Işık Lisesi’nden sonra, istanbul Bilgi Üniversitesi reklamcılık bölümünü bitirdim. Bana verdiğim kararlarda güvenen ve yanımda olan bir ailenin tek kızıyım. Annem de babam da sanatla iç içe yaşıyor. Resim, müzik, tasarım, porselen... Ailemde sanatın her dalıyla ilgili bir insan bulabilirsiniz. Bana hep ilham kaynağı olmuşlardır. Onların kızı olduğum için kendimi çok şanslı ve güvende hissediyorum.Çok meraklı ve kendi dünyasını süsleyen bir çocukmuşum. Annemin dolaplarını karıştırıp, çoraplarını elime geçirip eldiven yaparmışım! Tişörtlerimi boyardım. Kağıttan şapkalar yapardım. Beş yaşında cast ajanslarıyla çalışmaya başladım. Ayrıca anaokulundaki bir tiyatro oyununda ve balede başrolde oynadım. Sosyal ve yaratıcı etkinliklere katılmaktan zevk alırdım. Her küçük kız gibi sürekli değişen mesleklerim vardı ama en önem verdiğim 3 meslekte gidip geliyordum: Ya veteriner olacaktım, ya dansçı ya da tasarımcı. Veterinerlik hayalim köpeğimin bacağının kırılmasıyla ve benim buna çok üzülmemle sona erdi. Dansçı hayallerim de okul hayatımın ağır basmasıyla son buldu ama modaya yakınlığım hiç bitmedi, her zaman takipçisi oldum.
FOTOĞRAFLARDA KULLANMAK İÇİN AKSESUVAR TASARLAMAYA BAŞLADIMYaratıcı bir bölüm olduğu için reklamcılığı seçtim. Okul devam ederken oyunculuk teklifleri aldım ve bu meslek de ilgimi çekti. Oyunculuk devam ederken, reklamcılık için aldığım grafik tasarım bilgilerini fotoğrafçılıkta kullanmaya başladım. Setten arta kalan zamanlarımda fotoğraf çekiyordum ve model olarak kendimi kullanıyordum. (Bu arada sadece kendi fotoğraflarım için modellik yaptığımı da söylemeliyim).Fotoğraflarımda aksesuar kullanmayı seviyordum. Aksesuar tasarlamaya da böylelikle başladım zaten. Ama ben oyuncuyum ve bunun için eğitim alıyorum. En son Eric Morris tekniklerini kullanan Antony Vincent Bova’nın oyunculuk kursuna katıldım. Gerçek işim her zaman oyunculuk olacak ama içimdeki yaratma arzusu da çok kuvvetli. Oyunculukla tasarımı bir arada götüreceğim.
MARKAMIN ADI WICKED GOTİK BİR TARZIM VAR Ufak ufak tasarımlar yapmaya başladım ve koleksiyonum genişleyince hepsini bir marka adı altında toplamaya karar verdim. Markamın adı "Wicked" olarak ortaya çıktı. Wicked, ilgi uyandıran fikir, muzip ve korkutucu anlamına geliyor. Tasarımlarıma hep bu yönde tepki alıyordum.
Film yönetmeni Tim Burton’ın yarattığı sevimli gotik korkutuculuk, ilham kaynağım. Toplam dört senedir üzerinde çalışıyorum. Saç aksesuvarı ve babet dışında topuklu ayakkabı tasarımı da yapıyorum. Bence ülkemizde saç aksesuvarları ve tasarım ayakkabılar çok çok az. İleride takı ve giysi tasarımı yapmayı da planlıyorum. Gotik bir tarzım var. Hem kişisel hayatımda, hem de hayal dünyamda. Tim Burton’ın yarattığı o sihirli dünyaya hayranım. Karakterleri, kullandığı renkler beni çok etkiliyor. Tarzımı o yönde oluşturuyorum: Siyah-beyaz çizgiler, kabarık tüller, rengarenk tüyler.
KENDİME MODELLİK YAPIYORUM ÇÜNKÜ OYUNCUYUMWicked koleksiyonunu gösteren ilüstrasyonlu fotoğrafları Dilan Bozyel çekti ve ilüstrasyonları Denizhan Özkar hazırladı. Diğer fotoğrafları ben çektim. Fotoğraflarımda mimik benim için önemli. Oyuncu olmamdan dolayı fotoğraflarımda istediğim duyguyu verebiliyorum. Bu sebeple kendimi kullanıyorum.
KOLEKSİYON 65 PARÇAWicked 35 şapka ve 30 ayakkabıdan oluşan özel bir koleksiyon. Her tasarımdan bir tane var. Tasarımlarımın bir hikaye anlatmasını seviyorum. Alakasız aksesuarları bir arada kullanıyorum. Mutlaka çizim yapıyorum. Beğendiğim çizgi karakterlere de yer veriyorum. Şapkalar eli işi. Hepsini kendim yapıyorum. Ayakkabıları ise bir kısmını fason olarak ürettiriyorum, bir kısmını yurtdışından satın alıyorum. Kumaş içerikli ayakkabılara tasarım yapmayı tercih ediyorum. Düz, desensiz ayakkabı üstünde çalışıyorum, ayrıca kişiye özel tasarım da yapıyorum. Renk kullanmak benim için çok önemli. Soğuk renkler içinde tek bir sıcak renk kullanmayı seviyorum ya da tam tersi. Bu hem tasarımlarım için, hem de fotoğraflarım için geçerli. En sevdiğim renk, turuncu. Turuncu beni mutlu eden bir renk.
AYNADA GÖRDÜĞÜNÜZ MONOTONLUĞU KIRIN Şapkalarım her yerde takılabilir. Partiler, özel davetler ya da kendinizi farklı hissetmek istediğiniz her an "Wicked" tasarımlarından birini kullanabilirsiniz. Bu şapkaları nasıl kadınlar takar? İşte cevabım: Eğlencel, kendine güvenn ve farklı olmayı even kadınlar. Şapka tkabilmek için oyuncu bi karaktere sahip olmak gerekir. Oyuncu karaktere sahip olan biri aynı zamanda kendi bedeninde yaratıcı olabilendir. Aynada her gün gördüğünüz bedenin monotonluğunu küçük aksesuarlarla kırın. İnanın o zaman dünya daha güzel bir yer olacak.
LOGOM TAM OLARAK MARKAMI ANLATIYOR Logomu çok başarılı çalışmaları olan Mac n. zie tasarladı. Tasarımlarımı kendisine sunduğum zaman bu logo çıktı ortaya. Isırılmış ve birbirinden ayrı parçalardan oluşan dikilmiş bir kalp. Farklı insanların birleştiği ama aynı hayal dünyasında yaşayanları tasvir eden bir logo oldu.(İpek Yaylacıoğlu’nun koleksiyonu hiçbir yerde satılmıyor. Almak isteyenler ipekyaylacioglu@hotmail.com adresinden ona ulaşabilir.)